“BU SİYASET DEĞİL, BU BİR HAYSİYET MÜCADELESİ VE HAYATIN İÇİNDE HİÇBİR ÖNCELİK BUNDAN DAHA ALA DEĞİLDİR… DOLAYISIYLA AŞK DA BUNA DAHİLDİR”
Cumartesi günü Dalyan’da, Kaunos Kaya Mezarları’nın tam karşısındaki bir Cafe’de yapılan Türkiye İşçi Partisi Muğla Milletvekili Adaylarının tanıtım toplantısının sonlarında, Gazeteci Fatih Bozoğlu’nun Mehmet Aslantuğ’a bir sorusu oldu.
Aslantuğ’un cevabı ise, ideallerin hayat içindeki yerini belirleme anlamında, çok yerinde ve kayda geçmesi gereken bir cevaptı.
Fatih Bozoğlu sorusunda “TİP milletvekilleri meclisteki hareketleriyle, sosyal yaşamdaki hareketleriyle hem Türk aile yapısına hem arkadaşlığa örnek bir milletvekili nasıl olunur gösterdi. Mehmet Aslantuğ da aile yapısıyla zaten bütün Türkiye’nin gönlünde taht kurmuş bir isim. Bu çok çok önemli. Hani aile konusunu hep öne çıkartırlar ya, o yüzden sözde değil özde aile yapısına sahip çıkan bir sanatçı.. Bu kadar ışıltılı bir ortam içinde dahi. Arzum Hanım’dan nasıl izin aldınız?” şeklindeydi.
Mehmet Aslantuğ’un cevabı ise şöyleydi:
“Bu tür hayati kararlar, elbette paylaşılarak alınır. Ama burda bunu yapmadık. Ben O’nun da onaylayabileceği bir iradeyi ailem adına, oğlum da dahil, kullanmış oldum. Bu aile reisliğinin herhangi bir cinsiyete teslim edilmesi gibi bir şey değil; bizim evde böyle şeyler yok. Açık söyleyeyim, çocukluğumdan bu yana suyumu kendim aldım, ikram edilecekse ettim. Kalktım, bulaşık yıkanacaksa yıkadım; yemek yapılacaksa yapabildiklerimi yaptım; damak tadını bozmadan kimsenin. Bunu da parantez açarak söyleyeyim, bizde aile içi demokrasiyi taciz edecek hiçbir ‘sapkınlık’, bir tür o da sapkınlık, doğrudan sapmaktan yana bir tavır olmadı. Ben sadece planlarım bu yaz için, yönetmen olarak, yazar olarak yapmam gereken işler vardı; onlar için bazı kontratlar söz konusuydu. Aktör olarak devam edeceğim işler vardı. Şimdi işin özeti şu: Bu siyaset değil, bu bir haysiyet mücadelesi ve hayatın içinde hiçbir öncelik bundan daha ala değildir. Dolayısıyla aşk da buna dahildir.
Yani eğer toplumsal yaşam alanı daralmışsa, nefes alamaz hale gelmişsek,.. Tutunmak için nerdeyse yoksulluk sınırıyla açlık sınırı arasında bu toplum neyin sınavını verdiğini görüyor, biliyor, biz de biliyoruz. Ve bu talanın içinde oligarkları ağırlamak üzere bir ülke hazırlanmadı bize. Uzatmak mümkün, özeti şu: bu tür kararlarda ne iş, ne aşk öncelik taşımaz.”