ÖNDER Haber -
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bugün ilçemize gelecek olan Türkan Şoray, saat 14’te yeniden düzenlenen Kent Parkının açılışına katıldıktan sonra, saat 15’te de Belediye Toplantı ve Düğün Salonunda düzenlenecek söyleşiye konuşmacı olarak katılacak.
Bugün ayrıca, Milas Kadın Platformu tarafından, saat 17:30’da Atapark’ta bir basın açıklaması düzenlenecek.
İlçemizde bugün yapılacak bir başka etkinlik ise saat ...’da düzenlenecek olan fenerli yürüyüş...
Dünkü etkinlikler-
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bu yıl ilçemizdeki ilk iki etkinlik CKD Milas Şubesi’nce dün düzenlendi. CKD Milas Şubesi’nin etkinliklerinden ilki, Prof. Dr. Aşkıdil Akarca Sahnesi’nde saat 14’teki ücretsiz "Hükümet Kadın" filminin gösterimiydi.
CKD Milas Şubesi’nin dünkü diğer etkinliği ise, Milas Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ve Düşevi Oyuncuları tarafından Belediye Toplantı ve Düğün Salonunda sahnelenen "Süreyya" adlı tiyatro oyunuydu. Gazetemiz baskıya girdiği saatlerde başlayan oyunda "ölümle tehdit edilen bir kadının hikayesi" anlatılıyordu...
Mesajlar-
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla gazetemize ulaşan mesajlar ise şöyle...
Milas Kent Konseyi Kadın
Meclis Başkanı Ayşe Sandal-
8 Mart, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadeleyi simgeler. 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yaptıkları, direnişe girdikleri gündür.
Günümüzde kadın her yerde her işte başarılı olmaktadır. Sorunlarımızın çözümü için meseleyi sadece kadın-erkek eşitliğiyle ele almak hatalı olur. Her alanda başarılı olan kadını toplumun bir parçası olarak algılar ve sorunlarımızı da bütünün içinde ele alırsak, kalıcı ve sağlıklı çözümler buluruz. Annelik rolüyle yeni nesillere şekil veren kadının kendine güvenen, donanımlı ve eğitimli olması şarttır. Kadının kendini sürekli yenilemesi, geliştirmesi gerekir. Kadına yapılan yatırım geleceğe yatırımdır. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlar daha başarılı bir gelecek temenni ederim.
CKD Milas Şube Başkanı
Gülden Sökelioğlu-
Nazım Hikmet'in dizelerindeki gibi, "soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen bizim kadınlarımız...." Yılın 364 günü unutulan, sadece bir günde hatırlanan kadınlarımız, gününüz kutlu olsun.
Kadınların ırkı, rengi, dini, dili ne olursa olsun farketmiyor; yoksulluk, açlık ve savaş ortamında acıları hep kadınlar çekiyor.
Başlık parasıyla, babası-dedesi yaşındakilerle evlendirilen, berdel yapılan, kuma giden, sevdiğine kaçtığı için töre gereği öldürülen, kocasından şiddet gören kadınlarımız, ülkemizin bir gerçeği.
Bütün bu gerçekler ortadayken, AKP iktidarı hep kadınlar ve kızlarla uğraşıyor; eğitimine, giyimine, başının örtüsüne, evliliğine, kaç çocuk doğuracağına, çalışmasına karışıyor.
Fabrikada, kamu kuruluşunda, tarlada, bağda, bahçede ve evde çalışan emekçi kadınlar; emeğinin karşılığını alamayıp boğaz tokluğuna çalışan kadınlar;
Tacize, tecavüze, şiddete maruz kalan ve töreye kurban giden kadınlar...
Artık bütün bu olumsuzluklara dur demenin zamanı geldi.
Kadınlarımız aklını, bilgisini ve cesaretini kullanarak; insanca, huzur ve mutluluk içinde yaşamalıdır.
Kadınlarımız, kendilerini aciz ve zavallı olarak göstermek isteyen gerici zihniyete karşı; akılları ve cesareti ile geleceklerine yön vereceklerdir.
Yazımın son bölümünde, Atatürk’ün Türk kadınına verdiği önemi anlatan bir olaydan bahsedeceğim. Tarih 17 Mart 1923, yer Tarsus. Mustafa Kemal, istasyondan şehre doğru, yaya olarak yürümektedir. Onu görmek için yolları dolduran Tarsusluların arasında neşe ile selamlar vererek ilerlerken, bir kadın Atatürk'ün yolunu keserek, ayağına kapanır ve gözyaşlarıyla şöyle haykırır: "Bastığın toprağa kurban olayım, paşam!"
Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak için eğilirken; kulağına, bu kadının Kurtuluş Savaşı'nda cephelerde çarpışmış olan (Adile Çavuş) olduğu fısıldanır.
Gözlerinden iki damla yaş düşen Mustafa Kemal, bu güneşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırıp ona şöyle seslendi: "Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."
Muğla Valisi Mustafa
Hakan Güvençer-
Saygıdeğer Kadınlar, Değerli Muğlalılar,
"Dünya Kadınlar Günü"; insan hakları temelinde kadınlar için sosyal, siyasi, ekonomik bilincin oluşturulmasını amaçlamıştır.
Aile müessesesinin temel taşı‚ milli değerlerimizin temsilcisi olan özverili kadınlarımızın‚ yaşamın bütün alanlarına etkin bir şekilde katılmalarına imkan sağlayacak şartları hazırlamak‚ herkesin ortak sorumluluğudur. Bir toplumun gelişmişlik ölçütlerinden biri de, kadınlarının o toplumdaki saygınlığı ve hürriyeti, iktisadi ve siyasi alana olan katkılarıdır.
Gelecek nesillerimizi yetiştiren kadınlarımızın toplumda hak ettikleri yeri alma, huzurlu yaşama, eşitlik temennilerinin dile getirildiği, Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında ilan edilen bu anlamlı ve özel günlerini kutluyorum.
Muğla Belediye Başkanı
Dr. Osman Gürün-
Hayatın her alanında fedakârlığı, üretkenliği ve duyarlılığı temsil eden kadınlarımız, sonsuz sevgi ve hoşgörüyle yetiştirdikleri nesillerle de geleceğimizin şekillendirilmesinde en önemli katkıyı sağlamaktadırlar. Ulu Önder Atatürk’ün “Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgin olmaya mecburdurlar.” sözünü unutmamak gerekir.
Demokrasi ve özgürlükler ülkesi olmayı hedefleyen Türkiye’de, hayatın her alanında kadınlara eşitlik verilmeden bu amacın gerçekleşmeyeceği inancı ile tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.
Muğla Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü-
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında çok büyük fedakarlıklar gösteren kadınlarımız, tüm dünya ulusları içinde en çok saygıya değer kadındır.Tarihimizin her döneminde fedakarlıktan çekinmeyen kadınlarımız, modern ve çağdaş Türkiye’nin oluşmasında söz sahibi olmuşlardır.
Buna paralel olarak Türk kadınının, eğitimde, bilimde, sanatta, ekonomide, siyasette, kamu yönetiminde, kısacası hayatın her alanında yaptığı çalışma ile elde ettiği başarı her geçen gün artmaktadır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kadınlarımız, çağdaş dünya kadınlarının sahip olduğu tüm kazanımları bir bir elde etmiş, bu doğrultuda modern Türkiye’nin kurulması yolunda önemli misyon üstlenmiştir.
Bir toplumun uygarlık yolunda gösterdiği gelişme, kadına ayırdığı yer, ona duyduğu saygı, verilen hak ve sorumluluklarla ölçülür. Ülkenin her kesiminde giderek güçlenen ve sesini duyuran Türk Kadını da uygar Türkiye’nin temel dokusudur. Türk demokrasisine yakışır bir tarzda, ülkemizi bekleyen çetin sorunları eşitlik ve beraberlik ruhu içinde göğüslemek için; eğitimde, istihdamda, yönetimde ve toplumsal yaşamdaki görev ve sorumlulukları eşit olarak paylaşma yolunda kadını ve erkeği ile omuz omuza yer almalıyız.
Kadınlarımızın siyasi, sosyal ve kültürel hayatta katılımcı, üretken ve eşit bireyler olarak toplumda kabul görmesi yalnızca kadınlarımızın değil tüm toplumun görevidir. Kadınlarımızın; eşit şartlarda eğitim-öğretimden faydalanmaları, meslek edinme ve çalışma haklarına sahip olmaları, ailemizin ve ülkemizin huzurunu, çocuklarımızın geleceğe güvenle bakmalarını, dolayısıyla toplumun mutluluğunu ve refahını sağlayacaktır.
Bu anlamda Muğla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü olarak, kadınlarımızın sosyo-kültürel ve ekonomik hayata etkin olarak katılması, sosyal ilişkilerini, özgüvenlerini geliştirmeleri için Kadın Konukevleri aracılığı ile destek vermekteyiz. Kadınların şiddete karşı korunmalarına yönelik olarak Kurumumuz bünyesinde hizmet vermekte olan Alo 183 Aile, Kadın, Çocuk, Engelli Danışma Hattı ile onlara bir telefon kadar yakın olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
Bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren fedakar kadınlarımızın haklarını öğrenmesi, geliştirilmesi yönünde çaba göstermesi, kadın-erkek tüm toplumun bunun gerekliliğine inanması ve cinsiyet ayrımcılığının sona ererek, tartışılan bir konu olmaktan çıkması arzusu ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlar, saygılar sunarım.
Tes-İş Sendikası Yatağan Şube Yönetim Kurulu adına
Şube Başkanı Fatih Erçelik-
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 8 Mart 1857 tarihinde, Amerika’nın New York kentinde bir tekstil fabrikasında çalışan kadın işçilerin, erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek adına başlatmış oldukları mücadelenin yıldönümüdür.
1857 yılında emekçi kadınların mücadelesi, erkeklerle eşit olmayan çalışma şartları, uzun çalışma saatleri ve düşük ücretlere karşı şekillenmiştir. Bu yürekli kadın başkaldırısı, kadınların çalışma hayatında daha iyi şartlara sahip olma mücadelesinin başlangıcıdır ve o günden bugüne, tüm dünyada, heyecanından bir şey kaybetmeden kutlanmaya devam etmektedir.
Bugün Türkiye’de her gün şiddete maruz kalan kadınlar vardır. Bugün Türkiye’de halâ töre cinayetleri işlenmekte, kimi yörelerde kız çocuklarının okumaları engellenmektedir. Cehalet kadının en büyük düşmanıdır. Kadınların karşı karşıya bulunduğu sorunların çözümünde, yasal düzenlemelerin elbette büyük önemi vardır, ama yaşanan sorunların büyük bölümünün kadına bakış açısındaki çağdışılıktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Türkiye, kadına dair sorunları, yasalarla olduğu kadar, o yasaların uygulanmasıyla, eğitimle ve kadınların varolan haklarının farkına varmasıyla aşacaktır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri, birlik ve beraberlik günü olarak kutlanması temennisiyle, başta kadın üyelerimiz olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
Türk Sağlık Sen Muğla Şube Başkanı
İncilay Gezgin-
1857 yılında ABD’de tekstil işçisi kadınların hak arama mücadelesinin, 129 can kaybı ile sonuçlandığı bir dramın tarihi olan 8 Mart, 1910 yılından itibaren Dünya Kadınlar Günü olarak anılmaktadır.
Hakları için mücadele eden çalışan kadınların, yaşadığı büyük bir facianın yıldönümünü, ne yazık ki bu sene de 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kadına yönelik mobbing, şiddet ve cinayetlerin artarak sürdüğü bir ortamda karşılıyoruz.
Böyle bir ortamın olması, kadına yönelik şiddette alınan önlemlerin ve yapılan yasal düzenlemelerin yetersiz kaldığının da göstergesidir. Ülkemiz, neredeyse her yeni güne dört bir tarafından kadınların feryadı ile başlamaktadır.
Halbuki bizim medeniyetimiz, annenin ayaklarının altına cenneti koyan, ülke yönetiminde Hakanın yanında Hatuna da yer veren bir medeniyettir.
Böyle bir kökten gelen, böyle bir medeniyetten beslenen bir toplumda, bugün kadınların içinde bulundukları hal gerçekten bizim için çok acıdır. Biz ülkemize ve milletimize bunun yakışmadığını düşünüyor ve toplumda kadına bakışın ve kadın algısının medeniyetimizle örtüşerek yeniden ortaya konulması gerektiğini düşünüyoruz.
Siyasetçilerden, iş dünyasına, yöneticilerden sokaktaki vatandaşa kadar herkesin üstüne düşen görevler olduğuna inanıyor ve herkesin sorumluluğunu yeterince yerine getirmesi gerektiğini ifade ediyoruz.
Bu anlamda, kamuda çalışan kadınların sorunlarının çözümü ve yaşadığı sıkıntıların giderilmesi içinde idarecileri ve hükümeti uyarıyoruz.
Kadın kamu çalışanları, özellikle de sağlık alanında hizmet veren kadınlarımız en fazla şiddete ve mobbinge uğrayan, ötekileştirmeyle karşı karşıya kalanlardır.
Doğum ve süt izni ile ilgili düzenlemelerin bile uzunca bir süredir vaat olarak kaldığı, Kreş ve lojman gibi eksikliklerin giderilmediği kadın çalışanların güvenliğinin sağlanamadığı bir ortamda çalışan kadınların yüzünün gülmesi mümkün değildir.
Hamile iken hasta yakınları tarafından şiddete uğrayan ama hizmete devam diyen kadın doktorumuzun, Çalışma hayatının 3,5 yılını nöbet tutarak geçiren hemşirenin, Zorlu şartlara rağmen hizmet üretmeye çalışan ebelerin ve tüm kadın sağlık çalışanlarının, ailesi ve işi arasında adete mekik dokuyan tüm kadın çalışanların cefakarlıklarının karşılığında tabiri caizse onlar için bir adım bile atılmadığını görmek üzüntü vericidir.
Hizmetlerinin ve gösterdikleri fedakârlıkların karşılıklarını gereği kadar alamamaları kahredicidir. Kamuda çalışan kadınların sorunlarına çözüm bulmak ve taleplerini yerine getirmek bir mecburiyettir. Kamuda görevli kadın çalışanların sesine mutlaka kulak verilmelidir. Ağır iş yükünden kurtarılmalılar, aile ve sosyal hayatlarına çalışma şartlarının olumlu katkı yapacağı düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Medeniyetimizin ve kültürümüzün kodlarından gelen bir anlayışla, kadına gereken değerin verildiği; şiddetin, ölümlerin, ötekileştirmelerin ve mobbingin son bulduğu 8 Martlarda buluşmak temennisiyle, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu olsun.
0 
0 
0 
0 
0 
0 
