CHP MUĞLA MİLLETVEKİLİ CUMHUR UZUN’DAN AKP YARGISINA SERT ELEŞTİRİLER.
TBMM’de görüşülmekte olan Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda değişiklik öngören Kanun Teklifi üzerine CHP Grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Genel Kurulda yaptığı konuşmada,AKP iktidarının yargısına sert eleştiriler yönlendirdi.
TBMM’de görüşülmekte olan Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda değişiklik öngören Kanun Teklifi üzerine CHP Grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Genel Kurulda yaptığı konuşmada: “Yıllardır, Yargı paketi - yargı paketi diye diye kamuoyunu meşgul ettiğiniz, sarayda yazılıp, mecliste imzalanan ve yandaş basında günlerce toplumda beklenti yaratacak manşetlerle duyurulan ve itirazlarımıza rağmen burada kanunlaştırdığınız tüm paketleriniz sokakta ve yargının paydaşları arasında hayal kırıklığı yarattı.
Bugün ise, yeni bir hayal kırıklığıyla ve içi otoriter yönetim anlayışınızın köşe taşlarıyla dolu, adı “Noterlik Kanunu” olmasına rağmen içinde “ETKİ AJANLIĞI” düzenlemesinin de yer aldığı bir torbayla daha karşı karşıyayız.
Yargımızın kurumsal ve kronikleşmiş büyük sorunları varken, bu tekliften anlıyoruz ki sizin derdiniz yine bambaşka. Bizler yargının bu sorunlarının tümünü çözmekle görevli olan insanlar olarak halkımız tarafından buraya gönderildik. Bunu yapacak olanlar en başta sizler olduğunuz halde, dokuz tanesi kanunlaşan yargı paketleri ile sorunların çözümü için bir şeyler yapabildiniz mi? Kocaman bir hayır...
Peki bu yasa teklifi ile yargının hangi sorununu çözeceksiniz? Yine cevap aynı! Hiçbirini.
Bu yargı paketlerinde ve torba torba getirdiğiniz bu kanun tekliflerinde bizim size açıkça söylediğimiz, “gelin etmeyin, böyle yapmayın” dediğimiz ve dinletemediğimiz ne varsa Anayasa mahkemesinden ve toplumun vicdanından geri döndü. Ama siz ısrarla, aynı konuları önümüze getirmekten bıkmadınız.” İfadelerini kullandı.
YARGININ SORUNLARI BİLİNDİĞİ HALDE ÇÖZÜLMEDİ
AKP’nin 2019 yılı Mayıs ayında ortaya koyduğu, Yargı Reformu Strateji Belgesine değinen CHP’li UZUN:“İktidar bundan yaklaşık beş buçuk yıl önce, 2019 yılı Mayıs ayında “YARGI REFORMU STRATEJİSİ” adı altında bir çalışma yaptı.
Üniversitelerin Hukuk Fakültesi Dekanlarından - Barolar Birliği’ne, Avukatlardan - Cezaevi müdürlerine varana kadar hemen hemen herkes bu çalışmalara katılarak, ülkemiz yargısının sorunlarını ortaya koydu.
Bu çalışmanın sonunda ise, “YARGI REFORMU STRATEJİSİ BELGESİ” isimli belge ortaya çıktı. Bu belgede yargının sorunları ve çözüm yolları ile yurttaşımızın adalete erişimini sağlamanın yolları, ifade ve medya özgürlüğü, kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi ve adalete olan güvenin arttırılmasına yönelik bir dizi tespite yer verildi.
Sorunu bilmek, çözümü bulmanın yarısıdır.
Bir sorunu bilmediğiniz için çözmemek başka bir şeydir ama, sorunu bildiğiniz halde hiçbir şey yapmamak bir karardır. Ve kararlar niyetlerin göstergesidir.
Yargının sorunları ve çözüm yollarını bildiğiniz halde, aradan geçen beş buçuk yıllık sürenin sonunda, bu sorunları gidermek adına hiçbir şey yapmadınız.
Yargı bağımsızlığının yanına “ve tarafsız” olsun diye anayasaya hüküm koydunuz ama, yargı tarafsız ve bağımsız olsun istemediniz. Hatta, hatta yargı sizden yana taraf ve size bağımlı, yürütmenin elinde sopa olsun istediniz. Öyle de yaptınız…” dedi.
HAKİMLER VE SAVCILARA COĞRAFİ TEMİNAT VERİLMEDİ.
TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, aynı Strateji Belgesinde Hakimlere ve Savcılara Coğrafi Teminat verileceğinin yazıldığını ama bunun yapılmadığını dile getiren Uzun: “YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ’nde yapılacakların birinci sırasında; “belirli bir kıdeme sahip hakim ve savcılar için coğrafi teminat getirilecektir”yazılı.
Bunun anlamı; Yargımızın bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ülke yargısında bir sorun vardır ve bu sorunun giderilmesi hakim ve savcılara “COĞRAFİ TEMİNAT” verilerek çözülmesiydi.
Peki nedir bu “COĞRAFİ TEMİNAT”
Hakim ve Savcıların kendi istekleri olmaksızın bir yerden bir yere gönderilememesi, yani, sürgün edilememeleri anlamına gelmektedir.
Amacı ise, Hakim ve Savcıların görevlerini yaparken, hukuku uygularken, hiç kimseden çekinmeden görev yapabilmeleri, sürgün edilme endişesi duymadan hukuka ve vicdanlarına göre bağımsız ve tarafsız davranabilmeleridir. Bu ilke tüm demokratik ülkelerde, evrensel hukuk ilkesi olarak benimsenmiş bir ilkedir.
Sorun belli, çaresi belli. Peki yapıldı mı? tabii ki hayır.
İstense yapılabilir miydi? Elbette yapılabilirdi.
İstense sadece 20 dakikada yasalaşır ve ülkemizde beş buçuk yıldır uygulanır bir durum yaratılabilirdi.
Sorunu ve çözümünü bildiğiniz halde yapmadınız. Çünkü siz, bu ülkede Yargı tarafsız ve Bağımsız olsun istemiyorsunuz.
Siz bu Ülkede, Yargı size bağımlı ve sizden yana taraf olsun istiyorsunuz. Çünkü siz, hukukun üstün olmasını değil, Sizin üstün olduğunuzu düşünerek, bu ülkede üstünlerin, yani sizin hukukunuz olsun istiyorsunuz.
İşte bu nedenlerle coğrafi teminatı düzenlemiyorsunuz. Çünkü Eğer coğrafi teminatı düzenlemiş olsaydınız, sayın Ekrem İmamoğlu'nun kamuoyunda “ahmak davası” ismiyle bilinen davada, hukuki davranarak “olsa olsa siyasi yasak getirmeyecek bir ceza verilebilir” düşüncesinde olan hakimi Samsun'a sürüp, yerine sizin arzuladığınız cezayı verebilecek bir Hakimi getiremeyecektiniz.
Yürütme olarak yargı üzerinde gücünüz olsun, yargı sizin sopanız olsun istediğiniz için bunu getirmediniz. “ dedi.
İKTİDAR, ETKİ AJANLIĞI DÜZENLEMESİ İLE SİYASİ MENFAATLERİNE AYKIRI OLAN HERKESİ HAPSE ATMAK İSTİYOR
Konuşmasında, ifade ve medya özgürlüğüne değinen ve Etki Ajanlığı düzenlemesine tepki göstererek iktidara seslenen Uzun: “İfade ve Medya Özgürlüğünü geliştireceğiz demiştiniz.
Peki ne oldu? Fikrini beyan edenler ve gazeteciler, önce karakola, oradan da hapse yollandı. Şimdi ne yapıyorsunuz? Bu kadar zulüm yetmemiş olacak ki; Getirmek istediğiniz etki ajanlığı yasası ile başta gazeteciler olmak üzere, sivil toplum örgütlerini, aktivistleri, fikrini beyan edenleri, sosyal medya kullanıcılarını velhasıl işinize gelmeyen herkesi siyasi menfaatlerinize aykırı olarak adlandırmak istiyor ve herkesi ajan ilan edip hapse atmak istiyorsunuz.
Bu mu sizin ifade ve medya özgürlüğünden anladığınız.
Bu mu stratejiniz.
Bu mu sizin Türkiye Yüzyılınız.” Dedi.
YASAMAYI RECEP’E, YÜRÜTMEYİ TAYYİP’E, YARGIYI ERDOĞANA BAĞLADINIZ!
İktidarın kuvvetler ayrılığını güçlendirmek isterken tüm yetkileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiğini kaydeden Uzun: “Ne söylediyseniz onun tersini yapıyorsunuz. “Kuvvetler ayrılığı” ilkesini güçlendireceğiz demiştiniz;
Evet cidden müthiş bir planla bunu da yaptınız. Kuvvetleri ayırdınız!
Yasamayı Recep’e, Yürütmeyi Tayyip’e, Yargıyı da Erdoğan’a bağladınız…
Sizin iktidar hırsınız ve kanun tanımazlığınız yüzünden bu ülkede işler iyiye gitmiyor. Hukukun Üstünlüğü Endeksi 2024 Raporuna göre, Türkiye 142 ülke arasında 117. Sırada. Şu anki yerimiz 1900’lü yılların başındaki ile aynı. Ülkeyi 100 yıl geriye götürdünüz. İşte Türkiye Yüzyılınız tam da bu durumda. “ dedi.
ADALET BAKANI AKP KONGRELERİNDEN CHP’YE LAF YETİŞTİRECEĞİNE YARGININ SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.
Konuşmasının son bölümünde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u eleştiren Uzun: “Ülkede tüm bunlar yaşanırken Adalet Bakanı ise, AKP kongrelerini takip edip, oradan Cumhuriyet Halk Partisine laf yetiştirmekle meşgul.
Bunca hukuksuzluğun, adaletsizliğin olduğu, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, kararı beğenilmeyen hakimlerin sürüldüğü, çeteye bulaşan savcıların elini kolunu sallayarak gezdiği bir ülkede, İsminin önünde adalet bakanı yazmakla, adalet bakanı olunmuyor.
Avukatların can çekiştiği, yargıçların haritadan yer beğendiği, kadınların sokakta - bebeklerin küvezde katledildiği, milli iradenin kayyumla gasp edildiği, iktidarın siyasal menfaatlerine ters düşenlerin ajan ilan edilmek istendiği bir ülkede, isminin önünde Adalet Bakanı yazmakla Adalet Bakanı olunmuyor.
Kendisine tavsiyem,
Partisinin kongrelerinde laf üretmek yerine, adaletsizliklere ve yargı sistemimizin sorunlarına çözüm üretmesidir.” İfadelerini kullandı.