“Daha dikkatli davranın ve artık yanılmayın!”

ÖNDER Haber / A. Kemal KAŞKAR -

“Daha dikkatli davranın ve artık yanılmayın!”

Genişletilmiş Ege-Marmara Bölge Baro Başkanları toplantısı Bursa’da yapıldı.

Toplantı sonunda; Afyon Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin, Antalya Barosu Başkanı, Av. Polat Balkan, Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt, Balıkesir Barosu Başkanı Av. Erol Kayabay, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, Çanakkale Barosu Başkanı Av. Bülent Şarlan, Denizli Barosu Başkanı Av. Müjdat İlhan, Eskişehir Barosu Başkanı Av. Rıza Öztekin, Gaziantep Barosu Başkanı Av. İskender Kahraman, Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez, İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, Kırklareli Barosu Başkanı Av. Turgay Hınız, Kocaeli Barosu Başkan Yardımcısı Av. Ali Yıldırım Sezer, Kütahya Barosu Başkanı Av. Ahmet Atam, Manisa Barosu Başkanı Av. Ali Arslan, Muğla Barosu Başkanı Av. Cumhur Uzun, Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan, Tekirdağ Barosu Başkanı Av. Erhan Sezer, Uşak Barosu Başkanı Av. Gürcan Sağcan ve Yalova Barosu Başkanı Av. Hakan Gergeroğlu’nun imzalarıyla bir sonuç bildirgesi yayınlandı.

Muğla Barosu Başkanı Av. Cumhur Uzun, toplantıyla ilgili olarak basın mensuplarına yaptığı açıklamada, toplantıya katılan Baro Başkanlarının aldıkları kararları, yayınlanan sonuç bildirisi ile kamuoyuyla paylaştıklarını belirtti.

Muğla Barosu Başkanı Av. Cumhur Uzun’un, sonuç bildirgesinden aktardıkları ise şöyle …

Kuzey Irak’ta yapılan referandumla ilgili olarak...

Bursa’da Genişletilmiş Ege Marmara Bölge Baro Başkanları toplantısına katılan Başkanlar, aşağıdaki hususları kamuoyu ile paylaşmaya karar vermişlerdir:

Toplantıya katılan Baro Başkanları, sadece yerine getirdikleri görevlerinin doğal bir uzantısı olarak değil, bu ülkenin birer yurttaşı olarak, ülkelerinin bölünmez bütünlüğünü savunmaktadırlar.

Bu bağlamda Kuzey Irak’ta yapılan referandumla ilgili olarak, self determinasyon hakkının kullanımına ilişkin hukuki gerekçelerin yeterli olmadığı ve bu referandumun uluslararası hukuk açısından bir dayanağının bulunmadığı konusunda mutabıktırlar.

Baro Başkanlarının, hukuki değerlendirmeler kadar önemsedikleri siyasal boyut ise gelinen nokta açısından kaygı verici sonuçlar içermektedir. Zira söz konusu referandum sadece Irak’ı değil bölgeyi de kaosa sürükleyecektir.

Siyasal iktidarın bu konu ile ilgili bakış açısının yeterli kararlılık içermediği, alınması gereken önlemleri almakta geciktiği ve gelinen sonuç itibari ile sorumlu olduğu hususunun saptanması gerekli görülmüştür.

Önceki izlenen siyasetler itibari ile Irak’ın kuzeyinden çıkarılan petrolün Bağdat’ın onayı olmaksızın Halk Bankası eli ile pazarlanması ve giderek “bağımsız bir ülke gibi” Kuzey Irak Bayrağı ile karşılama yapılması, iddialara meşruiyet zemini yapılmaya çalışılmaktadır.

Gelinen noktada iktidardan beklentimiz, bugüne kadar yapılan yanlışlardan vazgeçilerek sözde kararın, uluslararası meşruiyet kazanmaması için daha dikkatli davranmaları ve artık yanılmamalarıdır”

OHAL uygulaması ve FETÖ ile mücadele

Toplantıya katılan Baro Başkanlarının yaşanan OHAL koşullarının amacını oluşturan terörle mücadeleyi aşan bir boyutta sürdürülmekte olduğunu tespit ettiklerine işaret edilen sonuç bildirgesinde ayrıca şu konulara vurgu yapıldı:

“FETÖ ile mücadele konusunda, adil yargılanma hakkı gözetilerek yapılacak yargılamalar önemsenmektedir.

15 Temmuz Darbe Girişiminin sorumlularının hesap vermesi konusunda tereddüt bulunmadığı teyit edilirken, KHK’lar eliyle geliştirilen yeni sürecin giderek FETÖ ile ilgisi bulunmayan muhalefetin sindirilmesi operasyonuna dönüşmesine ilişkin ciddi kaygı beslemektedirler.

Bu bağlamda özellikle FETÖ veya başka terör örgütlerinin yaftalaması veya böyle bir yaftalamaya gerek olmaksızın dahi, geçmişte yaşanan hukuksuzlukların benzerleri ile karşılaşmış olmaktan ciddi bir kaygı duymaktadırlar”

Cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve son operasyonlar

Cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunlarının görmezden gelindiği ve yaşam kayıplarına neden olacak duyarsızlıkların sergilendiğinin gözlendiğine yer verilen açıklamada daha sonra şu görüşlere yer verildi:

“Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine yapılan operasyonlarda somutlaşan bu gerçeklik, ülkemizde ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açan çok ciddi sonuçlar doğurmuştur.

Tüm bu sonuçlara yol açan ve Parlamenter Demokratik Sisteme açık aykırılık içeren, hukuk devleti ilkelerinden uzak ve anayasal yargı denetimi dışında bırakılan KHK uygulamalarına bir an önce son verilmesi gerekmektedir.

Baro Başkanları, bu süreçte savunma hakkının ciddi biçimde ihlal edildiği ve gelinen süreçte hukuk devletinden giderek uzaklaşılmakta olduğunu tespit etmişlerdir.

Savunma hakkı, adil yargılamanın ‘olmazsa olmazı’; avukatlık mesleği, hukuk devletinin turnusol kağıdıdır. Diktatörlükle yönetilen devletlerin tamamında şatafatlı adliyeler, sırmalı cübbeleriyle hakim ve savcılar mevcuttur. Ama bağımsız savunma ve onurlu avukatlar, yalnızca adaletle yönetilen hukuk devletlerinde bulunur.

Avukatlara yönelik saldırılar

Sonuç bildirgesinin son bölümünde, son günlerde avukatlara yönelik fiili saldırılara da yer verilerek, şöyle denildi:

“Meslektaşlarımızın savunma hakkı ödevlerini yerine getirmesini engelleyecek mahiyette uygulamalar artmıştır. Görevi başında öldürülen, şiddete maruz bırakılan, tehditle yıldırılmaya çalışan meslektaşlarımızın haberleri her gün gazetelerde yer almaktadır. Bu saldırgan tutum, Viranşehir örneğinde olduğu gibi bir Baro Başkanına kadar vardırılmıştır. Bunun yanında, kollukta, yargı önünde ve hemen hemen her bürokratik kurumda meslektaşlarımız akıl almaz engellemelerle ve hatta işkencelerle karşılaşmaktadırlar. Sadece görevini yerine getirdiği için duruşma salonlarında hakarete uğrayan, vekilliğini üstlendiği kişiyle veya bu kişiye atfedilen suçla özdeşleştirilen avukatlar, üstlendikleri davada sanık olarak yargılanabilmektedirler.

Yaşanan süreçte Barolar, Demokratik Hukuk Devletinin yeniden oluşturabilmesi için meslektaşları ile birlikte mücadele vermeyi varlık nedeni saymaktadırlar. Avukatlar, dünyanın her yerinde o ülkelerin hukuk tarihini yazan tarihçilerdir. Bu ülkenin hukuk tarihi de avukatlar tarafından bir direniş tarihi olarak yazılacaktır”

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık