Davutoğlu, Akbelen’e geldi

Akbelen Ormanı direniş çadırının bulunduğu alana gelerek bilgi alan Davutoğlu, daha sonra ağaçların kesildiği bölgeye geçerek açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, “İktidar sahiplerine sesleniyorum, yeşil dolarlar için yeşil çamlara kıymayın! Bu katliamı derhal durdurun! İçine doğdukları doğayı korumak için direnen Akbelenli Yörük kardeşlerime destek vermek üzere eşim Sare Hanımla birlikte alandayız. Akbelen’e dokunma” dedi.

“BU KATLİAMI DERHAL DURDURUN”

Ahmet Davutoğlu’nun açıklaması şöyle devam etti;

“Asırlarca bu vatanın toprağı olarak buradaki köylülerin rızkını kazandığı, havasını teneffüs ettiği Akbelen Ormanları, bugün rant hesabının, küçük çıkarların alanı haline gelmiş durumda. Güneş battıktan sonra burada hala mücadele veren köylülerimize şükran borçluyuz. Onlar sadece Akbelen Ormanlarını değil, ülkemizdeki bu talan düzenine karşı olan tutumlarını da ortaya koyuyorlar. İki sene önce buraya gelmiştik. Adım adım buraları gezmiştik. O zaman ağaçlı gördüğümüz yerler, bugün kesilmiş, çorak alanlar haline dönüşmüş. Buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum. Bu katliamı derhal durdurun. Küçük rant hesabınız, yeşil dolarların adına bu yeşil çamlara kıymayın. Yeşil dolarlar gelir geçer ama bu yeşil çamlar bu ülke topraklarını süslemeye devam edecek.

BİR ÇAMIN, BİR YÖRÜK, KÖYLÜ İÇİN NE ANLAM İFADE ETTİĞİNİ BİLİRİM

Akbelenlilere, buradaki bütün bu mahallelerdeki köylülerimize şükran borçluyuz. Onların direnişinin arkasındayız. Onlar haklı bir davayı yürütüyorlar. Bütün dünya yenilenebilir enerjiyle, doğaya zarar vermeden enerji kaynaklarını genişletirken, doğayı yok ederek enerji üreteceklerini iddia edenler çağ dışı bir zihniyetin sahipleri ve küçük çıkar hesaplarının sahipleridir. Bir kez daha sesleniyorum. Bu katliamı derhal durdurun. Durdurulmayacak bir katliamın bedeli, sadece bu nesiller değil, gelecek nesiller tarafından da sizlere sorulacaktır. Hukuki mücadele veren değerli avukatlarımıza da teşekkür ediyorum. Bu nöbet bitmedi. Bu nöbet devam edecek. Ta ki bu ormanlarımız korunsun. Ben de bu Orta Toroslar’ın çocuğuyum. Bir çamın, bir yörük, köylü için ne anlam ifade ettiğini bilirim. Her çam bir hayattır. O çamla birlikte aslında börtüsüyle, böceğiyle, kuşuyla bütün bir hayat alanını yok edenler, bir köyü, bölgeyi değil milletin vicdanını ve bu toprakların, vatanın nefes alanlarını yok ediyorlar. Tekrar uyarıyorum, derhal bu katliamı durdurun.”