“Depreme hazır değilseniz, korkmaktan başka çareniz yoktur!”

ÖNDER Haber - CHP Muğla Milletvekili Av

“Depreme hazır değilseniz, korkmaktan başka çareniz yoktur!”
  • 08 March 2016, Tuesday 15:15
ÖNDER Haber - CHP Muğla Milletvekili Av. Akın Üstündağ, Muğla’da son aylarda ard arda görülen ve Muğla halkını da tedirgin eden depremler ile ülkemizdeki deprem tehlikesine dikkat çektiği basın toplantısında hükümetin ve yetkililerin dikkatini bir kez daha deprem tehlikesi ile alınması gerekli önlemlere çekti.   Üstündağ, basın toplantısına başlarken içinde bulunduğumuz haftanın ‘Deprem Haftası’ olduğunu anımsatıp “Aşağı yukarı bir aydır bu konuda araştırma ve konunun uzmanı kişilerle görüşmeler yapmaktayım.  Bu süre zarfında Muğla ve çevresinde irili ufaklı pekçok deprem meydana geldi. Biz de bu dikkat çeken gerçekle ilgili olarak bir değerlendirme yapma gereği duyduk. AFAD Deprem Haftası ile ilgili olarak bir dizi etkinlik planlamış, bu etkinliklerde kullanılan sloganlardan biri de ‘Hazırsanız korkmazsınız’ sloganıdır. Peki arkadaşlar, hazır mıyız da korkmayalım? İstanbul’da deprem toplanma merkezi olarak ilan edilen alanları AVM yaparsanız, deprem konteynerlerini içindeki kullanım tarihi geçmiş gıdaları yenilememek için toplarsanız, yapılan zemin etütlerinde yerleşime uygun olmayan alanları imara açarsanız ki hadi açtınız deprem bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında yönetmelik hükümlerine uygun yapı yapmazsanız, hazır değilsiniz ve korkmaktan başka da çareniz yoktur” dedi. Açıklamasında daha sonra ilimiz Muğla’nın tamamının birinci derece deprem tehplikesi altında olduğuna dikkat çeken Üstündağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muğla ilimiz, Muğla-Yatağan Fay Zonu üzerinde kurulmuştur. Ayrıca Ula-Ören Fay Zonu ve Karaova-Milas Fay Zonlarına çok yakın konumu nedeniyle yüksek deprem tehlikesi altında bulunmaktadır. Zira adı geçen faylar yıkıcı deprem yaratma potansiyeline sahiptir. Zemin özellikleri, yapı stokunun niteliği ve deprem bilinci konusundaki yetersizlikler, riski yükselten önemli unsurlardır. İlimiz bu deprem riski ve yöresel mimarisi gereği zaten yüksek yapılaşmaya kapalı bir konumda kalmış ve Belediyelerimizin de bu konudaki hassas tavrı Muğla ve İlçelerinin mimari dokusunun korunmasında önemli bir çaba sarf edilmiştir. Ancak son yıllarda özellikle kamu binaları anlamında bu prensibin zorlanmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Muğla ve ilçelerinin kent ve mimari dokusuna uygun düşmeyen ve hatta insani de olmayan bu yüksek yapılaşma izin talepleri elbette ki başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere diğer Belediyelerimiz tarafından da dikkate alınmayacaktır. Bunun en yakın örneği Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka’da Gökova Özel Çevre Koruma Alanı’nda, 19 bin 300 metrekarelik zeytinlik alanın Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca özelleştirme programına alınarak yeniden imar planı yapılması ve planlarda “Yapılara, Yapının Cephe Aldığı Yoldan Kot Verilir” gibi notlar ilave edilerek, arazinin eğimini de kullanarak çatı katı dahil altı katlı bina yapılmasının mümkün hale getirilmesi  ve çok katlı yapılaşmayı mümkün kılan kot düzenlemelerine gidilmesidir.” Üstündağ, basın toplantısını İstanbul hakkındaki şu uzman görüşlerini paylaşarak sonlandırdı: “Tüm uzmanların üzerinde fikir birliği yaptığı İstanbul için de bir iki konuyu ilave etmek isterim. Bu basın toplantısı vesilesi ile görüşüne başvurduğumuz uzmanların hepsinin ortak bir kaygısı var. İstanbul’da 480 tane park alanı toplanma alanı olarak ilan edilmişti. Şimdi bunların yarısından fazlasına gökdelenler, Rezidanslar, AVM’ler dikildi. buralar halka aitken ne oldu buralardan rant devşirilip birileri daha da zengin edildi. Bizim gündemimiz deprem tehlikesi iken birilerinin hedefi kar elde etmek. İşte depreme hazır olamayışımızın asıl sebebi bu rant devşirme anlayışıdır. Peki ülkenin, İstanbul’un gerçekçi bir afet müdahale planı var mı? Ulusal seviyede afet öncesi zarar azaltma planımızın olmaması bizi kaygılandırmaya korkutmaya yetmez mi? Yapılan bütün değerlendirmelerde; -2 bin 500 ile 10 bin arasında çok ağır hasarlı ve 20-30 bin civarında ağır hasarlı binadan bahsedilmektedir. -Bu binalara en az 20’şer kişiden oluşan arama ve kurtarma ekibini nasıl bulacaksınız. -Yine 100-150 bin orta hasarlı ve 250-350 bin hafif hasarlı bina ortaya çıkacağı değerlendirmesi yapılıyor bu durumdaki milyonlarla ifade edilecek bir barınma ihtiyacı nasıl karşılanacak. bu kadar çok çadır, ne İstanbul’da ne de dünyada var. peki bu çadırları kuracağınız alan var mı? bunlar için ayrılan alanlar AVM ve Rezidans olmadı mı? -Deprem sadece halkımızı etkilemeyecek o deprem  sağlık personelini ve tesislerini de etkilemeyecek mi?  yani yakın illerin koordinasyonu ele almasının söz konusu olması gerekmez mi? -Mesela bütün ara yollar hasar görecek bina enkazı ve terk edilecek olan araçlardan dolayı yaralı ve ekip taşıma nasıl yapılacak. zaten İstanbul’da şu an bile itfaiye araçları ara sokaklara giremiyor depremde bu nasıl olacak? -İstanbul’daki büyük depremde iyimser bir tahminle 30 bin kişinin ölebileceğinden bahsediliyor, bu kadar insanımızın kaybedileceğinden bahsetmek bile bir başka acizlik. deprem ülkesi olarak bilinen Japonya’da 7 şiddetindeki depremde verilen kayıp 1 kişi. Tüm bu değerlendirmelerin ışığında şimdi gel de korkma!”
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık