“Dil Devriminin 85’inci Yılı kutlu olsun!”
ÖNDER Haber / Melih KAŞKAR -

Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şubesi tarafından ‘26 Eylül Dil Bayramı’ dolayısıyla yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu görüşler dile getirildi …
Tam bağımsızlık için Dil Devrimi
Türk Devriminin ve aydınlanma savaşının vazgeçilmez araçlarından biri de 85. Yılını kutladığımız dil devrimidir. Dil Devrimi, ulusunu çok iyi tanıyan, büyük bir önder olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkçe üzerindeki boyunduruğu kaldıran görkemli bir devrimidir. Tam bağımsızlık ilkesini benimseyen Atatürk, bağımsızlığın yalnız askeri ve siyasal alanda değil, ekonomi ve kültür alanında da sağlanması için Türkçe’nin ulusal nitelik kazanması gerektiğine inanıyordu. Ulusal bağımsızlık ancak böyle sağlanabilirdi. Bu nedenle Ulu Önder diyordu ki; “Ulusal duygu ile dil arasında bağ çok kuvvetlidir. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duyguların gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
‘26 Eylül, Dil Bayramı’
Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan kurumların en önemlilerinden biri olan Türk Dil Kurumu’nun (TDK) kuruluş tarihi 12 Temmuz 1932’dir. Bu tarihte önce, Atatürk’ün dile verdiği önem doğrultusunda, daha sonra adı Türk Dil Kurumu olarak değiştirilen, Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.
TDK’nin kurulmasıyla başlayan çalışmalar sürerken, ilk Türk Dil Kurultayı 26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayında toplanmış; Kurultaya çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı katılmıştır. Bu Kurultayda 26 Eylül, ‘Dil Bayramı’ olarak kabul edilmiştir.
Türk dilinin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesinde Türk Dil Kurultaylarının çok önemli katkıları olmuştur.
Özellikle bilim dilinin Türkçeleşmesi, öğretimde Türkçe terimler kullanılması amacıyla bir Geometri kitabı yazarak Türkçe’ye büyük katkıda bulunan Atatürk, dilin siyasete araç yapılmamasına büyük özen göstermiştir. Dil, her inanç ve kökenden tüm cumhuriyet yurttaşlarının ortak iletişim aracı olduğundan Dil Devriminin yasayla başlatılmasını istememiş; Türkçe’nin bilim ve sanat dili olması için çalışmaları üstlenecek olan TDK’yi bir devlet kurumu olarak değil dernek yapısıyla kurmuştur.
Dil Devriminin kazanımları kısaca şöyle özetlenebilir:
Bağımsızlığın, laikliğin, ulusal birliğin, çağdaş eğitimin temel koşullarından biri gerçekleştirilmiştir.





