A. Kemal KAŞKAR -
Nasılsa kentin altı üstüne gelmiş diye mi acaba?
Kim kime dum duma şu kavşak hallerimize bir bakar mısınız!
İki adım ötede mutlaka başka başka bir şeyler bulup söylenebileceğinden emin olduğum bazı sevgili yurttaşlarımızın yaptığına bakar mısız?
"E nereye park edelim?" gibi geleneksel tepki cümlelerini duyar gibi oluyorum ve benim de yanıtım, benzer bir tepkisellikle, örneğin: "Tepemize!" olmayacaktır elbette …
Yapılacak-edilecek park var, yapılmayacak-edilmeyecek park var arkadaşlar.
Lütfen bunu yapmayın.
Biriniz yapıverdiğinde, (hemence ‘emsal’ edilip oluşturulan içtihatla diğerleri de) üstüste bırakıla bırakıla kısa sürede bu hale geliyor işte.
Burası, ilçemiz merkezindeki ‘kontrollu kavşaklar’dan biri üstelik.
‘Kontrollu’ sıfatını trafik ışıklarının varlığıyla edinmiş-kazanmış bu kavşakta uzunca süredir trafik ışıkları da devre dışında ya … Bu bakımdan şu sıralar ‘kontrolsuz’ aslında.
Ötesi, herhangi bir zabıta ya da trafik kontrolu da yok. Yani tamamen kontrol dışı!
En başta yazdığımız gibi:
Nasılsa kentin altı üstüne gelmiş diye herhalde!?
Sevgili alt-üst oluş hallerimiz ‘üç eksik olmuş beş fazla olmuş farketmez’ diye mi düşünülüyor nedir?..
Kimsenin kimseye müdahale edesi de yok.
Bir ‘boşvermişlik’, bir ‘goyver gitsincilik’tir almış başını gidiyor…
Peki ama neden?
Morallerimiz mi çok bozuk, çok mu gerginiz?
Biraz derlenip toparlanalım yahu. Koyvermeyelim kendimizi ve kentimizi bu kadar.
Tamam, yollar tümsek-çukur. Her yer çamur. Hangi yol kapalı hangisi açık belirsiz.
Altyapı çalışmalarından herkesler rahatsız, topyekün rahatsızız, tamam.
Ve fakat orta yerde, "Hiç rahatsız olunmadan alt yapı çalışması olur mu sorusuna ne yanıt verirsiniz?" sorusu da durupduru…
Gerçekten, bu soruya ne yanıt verirsiniz: Evet mi hayır mı?
Elbette, bu iki ‘kısa yanıt seçeneği’nin hemen dışına çıkılıp uygun bir mimik eşliğinde sözlere ‘yerel muhalefet kıvamı’nda bir içerik kazandırılarak konuşmalar yapılması da pek revaçta şu sıralar.
Sevgili yurttaşlarımın bu konuda çok haklı olduklarını, böylesi bir ‘muhalif duruş’a da hakları olduğunu söylemeliyim.
Böyle düşünüyorum. Mesleğim gereği, sevgili yurttaşlarımızın bu yöndeki şikayet ve dileklerini dile getirmekten de geri durmamışımdır. Bilenler bilir.
Ama, günlük yaşamımızda uğradığımızı düşündüğümüz hak ihlallerini dile getirir ve karşı duruşumuzu sergilerken, bunu kimselere haksızlık etmeden yapmalıyız. Bu önemli.
Şunu unutmayalım: ‘Çok iyi insanlar’ olarak yaptığımız işlerde, ettiğimiz laflarda ve elbette konumuz gereği ‘araç park edişlerimizde’ aynı zamanda ‘adil’ de olmayı becerebilmeliyiz.
Bütün bu nedenlerle, birilerinin yaptığı yanlışlıkların yanısıra, zaman zaman arkamıza dönüp bakarak, kendi yaptıklarımızın da muhasebesini içtenlikle yapabilmeliyiz…
Bu kent hepimizin.