‘Ekoloji Örgütleri Bergama Buluşması Sonuç Bildirgesi’

A. Kemal KAŞKAR -

‘Ekoloji Örgütleri Bergama Buluşması Sonuç Bildirgesi’

11 - 12 Kasım 2017 tarihlerinde, “Türkiye Ekoloji Hareketi’nin ortak örgütlenmesini, mücadele birliğini oluşturmak amacıyla” Bergama’da yapılan ve 42 ekoloji örgütünden yaklaşık 200 temsilcinin katıldığı toplantının, önemli bir belge niteliği taşıyan ‘Sonuç Bildirgesi’ şöyle ..

 

“Ekoloji Mücadelesi Sorunları”

11 - 12 Kasım 2017 tarihlerinde ülkemizin farklı bölgelerinden 11 ekoloji örgütünün çağrıcı olduğu ve ekoloji örgütlerinin güçlerini, mücadelelerini birleştirmenin yol ve yöntemlerini tartışmak, Türkiye Ekoloji Hareketi’nin ortak örgütlenmesini, mücadele birliğini oluşturmak amacıyla Bergama’da gerçekleştirilen “Ekoloji Örgütleri Bergama Buluşması”na 42 farklı örgütten 200’e yakın kişi katılmıştır.

Buluşmanın ilk gününün öğleye kadarki bölümü kamuoyuna açık yapılmış olup, bundan sonraki oturumları ise örgütsel katılımlarla gerçekleştirilmiştir. İlk gün gerçekleştirilen forum ve “Ekoloji Mücadelesi Sorunları” ana başlığı altında yapılan “Ekoloji Mücadelesi ve Siyasal Sorunlar” ile “Ekoloji Mücadelesi ve Hukuksal Sorunlar” başlıklı oturumlarda, buluşmaya katılan örgütler, kendi yerellerindeki mücadelelerin güncel durumu ve sorunları hakkında bilgiler vermiştir.

 

Ekoloji mücadeleleri ve ekoloji örgütleri üzerindeki baskı …

Forum biçiminde gerçekleştirilen bu oturumlarda, ülkede artık süreklilik kazandırılmış OHAL uygulaması aracılığıyla tek insan ve tek parti diktatörlüğüne götürülmek istenen baskı rejiminin, diğer toplumsal hareketler ve kesimler üzerinde olduğu gibi, ekoloji mücadeleleri üzerinde de önemli bir baskı oluşturduğu dile getirilmiştir. İktidarın; enerji, madencilik, su, orman, tarım, hayvancılık, kültür ve tabiat varlıkları alanlarında izlediği politikaların, doğa ve yaşam üzerinde geri dönüşümü olanaksız zararlara yol açtığı, tüm yaşam alanlarının sermayenin talanına açılması için gereken her türlü yasal dayanağın iktidar eliyle sağlandığı tespitleri yapılmıştır.

Tüm bu doğa, yaşam, kent ve kültür talanına karşı direnen, yaşam alanlarını, doğal ve kültürel varlıklarını korumaya çalışan ekoloji örgütlerinin mücadele olanaklarının da, yine siyasi iktidarın politikaları ve yasal-fiili baskıları nedeniyle tıkandığı ifade edilmiştir.

Ekoloji mücadelesinin; Türkiye’nin mevcut siyasi koşullarındaki en aktif ve lokal anlamda örgütlü olan toplumsal muhalefet hareketlerinden olduğu ve siyasi iktidarın yıkıcı politikalarını sıkıştırmada ve teşhir etmede potansiyelinin çok yüksek olduğu ifade edilmiştir. Bu yüzden, içinde yer alan bireylerin siyasi iktidar tarafından hedef gösterilmekte olduğu, proje süreçlerinde dahli bulunan şahıslar tarafından da tehditlere ve saldırılara maruz bırakıldığı belirtilmiştir. Ekoloji aktivistlerinin içinde bulunduğu hayati tehlike, artık mücadelenin en önemli gündemlerinden biri olarak değerlendirilmiş, bu konuda da bu tehdidi görünür kılacak ve engelleyecek hareketliliklere gerek duyulduğu ifade edilmiştir.

 

Mücadelenin hukuki ayağında

•Ciddi bir tıkanma içinde bulunulduğu, yanlış, yetersiz ve/veya gecikmeli uygulamaların, yargısal süreçlerde her geçen gün daha belirgin bir “hukuksuzluk” sürecine sebep olduğu, •Yargı bağımsızlığından söz etmenin olanaksızlaştığı, •Açılan çevre davalarında, uygulamaya konmasa da geçmişte olumlu sonuçlar alınabilmekteyken, artık önemli oranda ekoloji mücadelelerinin aleyhine kararların çıktığı, •Bin bir emek ve masrafla sürdürülen hukuk mücadeleleri sonucunda kazanılan davaların bir şekilde “yargının arkasından dolanılması” nedeniyle uygulanmadığı ya da aleyhe döndürüldüğü, •Yargısal denetime başvurmanın çok pahalı bir hale getirildiği, yargılama ücretleri, bilirkişi keşfi ve diğer masrafların çok büyük ekonomik boyutlara ulaştığı ve ekoloji mücadelelerinin bu yüksek miktarlı yargı giderlerini karşılamakta zorlandığı, •Bilirkişi süreçlerinin artık bilimsel ölçütlerin ötesinde adeta şirketlerin ve idarenin lehine rapor hazırlama sürecine dönüştüğü, •ÇED süreçlerinin neredeyse tamamen işlevsizleştirildiği ve ÇED raporlarının çevresel etkileri ortaya koymaktan uzak olduğu tespitleri yapılmıştır.

Bu sorunların aşılmasına yönelik olarak; doğal ve kültürel varlıkların talanının önünü açan yasa, yönetmelik ve genelgelerin iptali, dava süreçlerinin ekoloji örgütleri için altından kalkılır hale getirilmesi, hukuki süreçlerin çeşitli yönlerden etkinleştirilmesi için bilgi derlenmesi gibi başlıklarda kampanya ve eylemliliklerin gerekliliği ortaya konmuştur.

Bu çerçevede; TBMM Genel Kurulu’nda görüşülme sürecinde olan “Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın ekoloji mücadelesini ilgilendiren maddelerinin ve “Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Yasası”nın iptalini hedefleyen; TBMM’deki görüşmeleri ve öne sürülen görüşleri de içine alacak şekilde kapsamlı bir kamuoyu çalışmasının acil bir ihtiyaç olduğu da dile getirilmiştir.

 

Programın ikinci gün oturumlarında

İlk gün tartışılan sorunlara karşı “Ekolojik Mücadelede Birlik ve Ortak Örgütlenme” ile “Ekolojik Mücadelede Yeni Yöntemler: Neyi, Nasıl Yapmalı” başlıkları tartışılmıştır. Bu tartışmalarda ulaşılan çeşitli sonuçlara binaen aşağıdaki tespit, eğilim ve niyetler netleştirilmiştir:

1.Buluşmaya katılan ekoloji örgütlerinin ortak mücadelesi, dayanışması ve mücadelelerin ihtiyaç duyduğu güç, eylem ve irade birliğinin sağlanması için ortak bir örgütlenmeye, kendi gündemini yaratarak siyasi iktidarın gündemine esir olmayan, talep üreten ve taleplerini, mücadelesinin her türlü unsuruyla zorlayan bir birlik zeminine/ağa ihtiyaç vardır.

2.Bu birlik zemininin/ağın oluşabilmesi için çaba harcamaya devam edilmelidir. Bergama Buluşması’nda başlatılan ve mesafe alınan tartışmaların tüketilmesi ve ortak hareketi doğuracak olan birlik zemini/ağının; örgütlenme biçimi, adı, temel ilkeleri, program ve tüzüğünün tartışılarak karara bağlanması ve nihayet tanımlanarak ilan edilmesi için, 2018 Ocak - Şubat döneminde ikinci bir buluşmaya ihtiyaç vardır

3.Bu doğrultuda, bu buluşmayı örgütlemek için, içinde Bergama Buluşması’nın çağrıcı örgütlerinin de bulunduğu, ülkenin tüm bölgelerini kapsayacak şekilde ve 15 örgütten temsilcilerin oluşturulduğu bir Çalışma Grubu kurulması gereklidir. Ayrıca, 2. toplantının daha verimli geçmesi için bu toplantıda tartışılacak temel metinlerin, oluşturulacak birlik zemini/ağının genel ilkelerinin ortaya konması için Çalışma Grubu tarafından bir tartışma belgesi hazırlanması yararlı olacaktır.

4.Bergama Buluşması’nda bulunamamış ama ikinci buluşmaya katılmak isteyen tüm çevre ve ekoloji örgütlerine katılımcı örgüt olmaları konusunda teklif götürülmesine ihtiyaç vardır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için ilk toplantıya katılan tüm örgütlerin kendi yerellerinde daha da büyük bir gayret göstermesi, ikinci buluşmanın kapsayıcılığı açısından hayatidir.

 

Katılan örgütler

1.Aliağa Çevre Platformu, 2.Antalya Ekoloji.org, 3.Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP), 4.Ayvalık Tabiat Platformu, 5.Bartın Platformu, 6.Bergama Çevre Platformu, 7.Bergama-Eşme-Sivrihisar-Havran-Küçükdere Elele Hareketi, 8.Bozcaada Forum, 9.Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP), 10.Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu, 11.Derelerin Kardeşliği (DEKAP), 12.Dikili Çevre Platformu, 13.Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER), 14.Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), 15.Donkişot Bisiklet Kolektifi, 16.DOSAB Termik Santraline Hayır Platformu, 17.Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), 18.Foça Çevre ve Kültür Platformu (FOÇEP), 19.Foça Forum, 20.Güzelbahçe Çevre Derneği (Gülder), 21.Hasankeyf Yaşatma Girişimi, 22.İda Dayanışma Derneği, 23.İzmir Çevre Gönüllüleri (İZÇEP), 24.Karaburun Kent Konseyi, 25.Karadeniz İsyandadır Platformu, 26.Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, 27.Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği, 28.Kuşadası Çevre Platformu, 29.Kuzey Ormanları Savunması (KOS), 30.Kültürpark Platformu, 31.Mezopotamya Ekoloji Hareketi, 32.Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), 33.Munzur Koruma Kurulu (DEDEF), 34.Murat Dağı Koruma Platformu, 35.Ordu Çevre Derneği (ORÇEV), 36.Söke Çevre ve Kültür Platformu (SökeÇEP), 37.TEMA Bergama, 38.Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, 39.Yeni Foça Forum, 40.Yerel Tohum Derneği, 41.Yeşil Artvin Derneği ve 42.Yeşil ve Sol Çalışma Grubu.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık