“EPK Geçici 8. madde iptal edilsin!”
ÖNDER Haber - Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ve T

ÖNDER Haber -
Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ve T. Maden-İş Yatağan ve havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin, yaptıkları ortak açıklamada, 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, 14 Mart 2013 tarihli 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 8. maddesinde; "EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine, bunların özelleştirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınır.
Bu sürenin üç yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu süre zarfında ve önceki dönemlere ilişkin olarak bu gerekçeyle, EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarında ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerinde, bunların özelleştirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari para cezası uygulanmaz" dendiğine dikkat çekerek, "Bu, yok pahasına kamunun elektrik santrallerini satın alan özel sektörün, 2021 yılı sonuna kadar suyumuzu, havamızı, toprağımızı kirletmesine Hükümet eliyle izin veriliyor demektir. Bu, önümüzdeki 8 yıl boyunca şirketlerin özelleştirmeyle yiyeceği ekmek kadayıfının üstüne, bir de kaymak koyulurken, bölge halkının sağlığının ve doğanın göz ardı edilmesi demektir" dediler.
Kâr hırsıyla!
Santrallerde baca gazı arıtma tesisinin çalıştırılması için, üretilen enerjinin % 10’unun harcandığına, özel sektörün, herhangi bir herhangi bir cezai işlemle karşılaşmayacağı için, kâr hırsıyla baca gazı arıtma tesislerini çalıştırmayarak halk sağlığını hiçe sayacağına dikkat çekerek, "Yatağan, Kemerköy, Yeniköy bölgesi halkı, çocuklarımızın geleceği, doğamız, tarım ve turizm cenneti topraklarımız, özel şirketlerin insafına bırakılamaz! Hükümet, özelleştirme için yaşamımızı ve geleceğimizi talana açamaz!" diyen Erçelik ve Girgin’in, çok önemli bir belge niteliğindeki ortak yazılı açıklaması şöyle ...
Hükümet, geçen yıl Mart ayı sonunda çıkardığı 6446 Sayılı yeni Elektrik Piyasası Kanunu ile özelleştirilecek santrallerde çevre mevzuatının getireceği yükümlülükleri özel sektörün sırtından aldı. Zaten neredeyse zararına satışa çıkarılan ve "batan geminin malı" muamelesi gören santrallerimiz, satın alacak şirketler için daha da karlı hale getirildi.
Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 8. Maddesi’ne göre EÜAŞ’ın elektrik santrallerine ve 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine, 2018 yılı sonuna kadar tüm çevre yatırımları ve izinlerinden muafiyet verildi. Ayrıca, bu süre, Bakanlar Kurulu kararıyla artı 3 yıl daha uzatılabilecek; yani muafiyet 2021 yılı sonuna kadar devam edebilecek. En önemlisi ise bu muafiyet, santraller özelleştirildiklerinde satın alan "özel sektör şirketleri" için de geçerlidir.
EPK Geçici 8. Maddesi, çevre yatırımlarını yapmadığı ve gerekli çevre izinlerini almadığı gerekçesiyle hiçbir santralin işletmecisinin idari para cezasına çarptırılamayacağını ve elektrik üretiminin durdurulamayacağını da söylüyor. Yani Yatağan’da hava kirliliğinden çocuklarımız nefes alamaz hale gelse bile, İdari Mahkemeler şirketin çalışmasını durduramayacak, İdare şirkete ceza veremeyecek.
Bu ne demektir? Bu yok pahasına kamunun elektrik santrallerini satın alan özel sektörün, 2021 yılı sonuna kadar suyumuzu, havamızı, toprağımızı kirletmesine Hükümet eliyle izin veriliyor demektir. Bu, önümüzdeki 8 yıl boyunca şirketlerin özelleştirmeyle yiyeceği ekmek kadayıfının üstüne, bir de kaymak koyulurken, bölge halkının sağlığının ve doğanın göz ardı edilmesi demektir.
Babalarını işlerinden edecekleri yetmezmiş gibi, bu geçici maddeyle de çocuklarımızın sağlığı, özel şirketlerin kârı için kurban edilecektir. Oysa Anayasamızın 56. Maddesi’ne göre "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir." Anayasa, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek ödevini Devlet’e ve vatandaşlara vermiştir. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı ekonomik ve mali gerekçelerle vazgeçilecek haklardan değildir.
Bu nedenle, EPK Geçici 8. Maddesi açıkça Anayasa’ya aykırıdır. 2013 yılı Mayıs ayında ana muhalefet partisi tarafından yapılan başvuru ile şu anda Anayasa Mahkemesi’ndedir. Ancak, Kanun hakkındaki ilk görüşme 11 Haziran 2013 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, tam bir yıldır, kanunun ilgili maddesinin iptali yönünde hala bir karar alınmamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin karar almakta geciktiği her an, insan sağlığına ve çevreye karşı tehdit oluşturmakta, özelleştirme sürecinde ise özel şirketlere avantaj sağlamaktadır.
Geçici 8. Madde, EP Kanunu’nun kendi amacıyla da zıt düşmektedir. Kanunun amacında elektriğin "çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması" hedeflendiği söylenmektedir.
Ayrıca, Geçici 8. Madde’de, hiçbir şekilde elektrik üretim faaliyetinin durdurulamayacağı ve idari para cezası kesilemeyeceği ifade edilerek de yargının görev alanına girilmiştir. Yani bu düzenleme ile vatandaşın adalete erişim hakkı da engellenmektedir.
Termik santrallerimizin ve madenlerimizin, "her ne pahasına olursa olsun" özelleştirilmesine karar verildiği açıktır. Yazık ki, çoğu zaman karşımıza çevre savunucusu olarak çıkan Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlar da, söz konusu olan Türkiye’nin elektrik sektörünün özelleştirilmesi olduğunda her tür çevre hakkı gaspına gözlerini yumup kulaklarını tıkamayı tercih etmektedir.
Şöyle ki: yeni Elektrik Piyasası Kanunu AB ile Türkiye arasındaki üyelik görüşmelerinin önemli bir ekonomik kriterini yerine getirmek için çıkarılmıştır. Kanun, "enerji sektörünün serbestleştirilmesini" sağlamak için çıkarılan 3. Paket düzenlemelerde yer almaktadır. Bu nedenle AB’nin Türkiye 2013 İlerleme Raporu’nda, EP Kanunu’na övgüler düzülürken, Geçici 8. Madde’nin nasıl bir çevre yıkımına ve halk sağlığı tehdidine yol açacağına dair tek satır uyarı yer almamıştır. Söz konusu, Avrupalı şirketlerin de yer almak için can attığı Türkiye’nin elektrik piyasası olunca, AB üç maymunu oynamayı tercih mi etmektedir?
Gerçi, el elin eşeğini türkü çağıra çağıra ararmış. Kendi Hükümetimiz halkının sağlığını, ülkesinin doğasını, tarımını, turizmini, yerel ekonomisini korumaktan vazgeçtiyse, başkalarından bunu beklemek ne kadar gerçekçidir?
Yatağan, Kemerköy, Yeniköy bölgesi halkı, çocuklarımızın geleceği, doğamız, tarım ve turizm cenneti topraklarımız, özel şirketlerin insafına bırakılamaz! Hükümet, özelleştirme için yaşamımızı ve geleceğimizi talana açamaz!
EPK Geçici 8. Madde derhal iptal edilmeli ve özelleştirme süreci durdurulmalıdır.
Santraller, baca gazı arıtma tesisinin çalıştırılması için, üretilen enerjinin % 10’unu harcanmaktadır. Özel sektör, kâr hırsıyla baca gazı arıtma tesislerini çalıştırmayacak hem halk sağlığını hiçe sayacak hem de cezayı işlem bile yapılmayacaktır.





