A. Kemal KAŞKAR -
Tes-İş ve Türkiye Maden-İş Sendikaları Yatağan ve Havalisi Şubeleri yönetici, işyeri temsilcileri ve üyelerinden oluşan 45 kişilik topluluk, dün sabah saatlerinde, sendikalarının Ankara’daki genel merkezlerinde görüşmelerde bulunmak için Yatağan’dan yola çıktılar. Saat 13 sıralarında Denizli girişi Gümüşler mevkisinde 2 TOMA, 1 Akrep ile destekli yaklaşık 200 Çevik Kuvvet polisinin durdurduğu işçilere, nereye gittikleri soruldu.
Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ve T.Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin, yolculuklarının Ankara’ya olduğunu, ancak Yatağan Termik Santralı ihalesini kazanan ELSAN şirketinin Denizli merkezli olması nedeniyle Çınar Meydanında bir basın açıklaması yapacaklarını belirttiler.
Bunun üzerine Emniyet yetkilisi, -dün- Başbakanın gideceği Denizli’de "olağanüstü durum" olduğunu belirtip bu yüzden kent içinde basın açıklaması ve benzeri etkinliklere izin verilmemesi yönünde talimat olduğunu, buna izin veremeyeceklerini söylüyor.
Girgin ve Erçelik ise, kendilerine ‘yazılı olarak’ verilemeyen ‘öylesi bir talimat’ın Anayasal suç olduğunu anımsatıp aralarında hemen bir tutanak kaleme alarak, sonraki suç duyurusu girişimleri için bir belge oluşturuyorlar.
Bu arada, Denizli girişinde ELSAN’a ait bir işyeri olduğu ve basın açıklamasının orada yapılabileceği seçeneğini değerlendiren grup, sözü edilen yerde şu basın açıklamasını yapıyor:
"Yaklaşık 30-35 yıldır enerji üretiyoruz. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralarında Ege bölgesinin elektriğini üretiyoruz. İşimiz gücümüz elektrik üretmek. Aynı zamanda ülkenin cari açığını, Reza Zarrab kadar olmasa da kapatmak için çalışıyoruz.
İşimiz üretmek, gücümüz üretmek!... Çalmadan, çırpmadan gece gündüz üretmek...
Vergi rekortmeniyiz biz... Her yıl vergi rekortmeni... Zararımız yok. İşte bu yüzden iştahınız kabarıyor.
Bir de karşımızda çalışmadan üretmeden alınteri dökmeden bu yerlerimize, işimize, aşımıza, alınterimize göz koyan yerli ve yabancı leş kargaları var. Bunlarla da uğraşıyoruz. Tam 296 gündür direniş çadırında yatıp direniş çadırında kalkıyoruz.
Ankara ikinci adresimiz oldu. Sesimizi duyurmak, isyanımızı duyurmak için gece gündüz yollardayız. Tomalar, biber gazları yaşam şeklimiz oldu. Ama vazgeçmeyeceğiz. Her ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceğiz. Onurlu mücadelemizden, haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Direneceğiz... Ekmeğimize, aşımıza, yarınlarımıza göz koyanlara karşı direneceğiz. Sonu ne olursa olsun direneceğiz.
Özel sektöre bir mesajımız var bizim. Sermayeniz varsa istihdam oluşturun. Fabrikalar kurun, işsizliği önleyin... Ama düşün bizim yakamızdan. Bırakın bu asalaklığı. Kan emiciliği bırakın. Yetmiyor mu size servetiniz. Nedir bu doymazlık, nedir bu aymazlık. Binlerce yetimin hakkını yemek yakışıyor mu size.
Geçit vermeyeceğiz size. Bu santraller, bu maden ocakları bizim. Biz çalışanların...
Son sözümüz: Biz üreteceğiz, devlet kazanacak... Devlet kazanacak biz kazanacağız, çocuklar kazanacak, gençlik kazanacak, yarınlar kazanacak, en önemlisi ülke kazanacak... (08.07.2014)
Cumhurun yaşamı adeta
cehenneme çevriliyor
Telefonda, gelişmelerle ilgili bilgi aldığımız T.Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin, "Başbakanın, Cumhurbaşkanı adayı olarak gittiği kentlerde, başka çare bulamayıp hayatı durduruyorlar. Böyle şey olur mu? Bir yanda diğer adaylar halkın içinde, halkla iç içe. Öte yanda Başbakan’ın gittiği kentlerde cumhurun yaşamı adeta cehenneme çevriliyor. Anayasal haklar gaspediliyor. Basın açıklaması bile yapılamıyor. Bu durum kabul edilemez. Bu durum böyle sürüp gidemez. Buna dur diyeceğiz. Cumhurun haklarının korunması, cumhurun mallarının sattırılmaması için çıktığımız bu onurlu yolda mücadelemizi sürdüreceğiz" diyor ve polis eskortu eşliğinde çevre yolundan il merkezine yaklaştırılmadan götürüldüklerini ve telefon görüşmesi yaptığımız anda Jandarmanın da devreye girdiğini belirterek Ankara’ya doğru yola devam etmek üzere olduklarını söylüyor. Biz de enerji ve maden işçilerine ‘iyi yolculuklar’ dilekleriyle, ‘yolunuz açık olsun’ diyoruz ...





