“Güllük Limanı, daha sorunsuz bir bölgeye taşınabilir!”

ÖNDER Haber - Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun, 2 Temmuz Perşembe günü yaptığı toplantıda görüşülen yoğun gündemi içinde Kadın, Gençlik, Engelliler ve Çocuk Meclislerinin 21 Temmuz’da genel kurullarını yapması, Çalışma Gruplarının adım adım çalışmalarına başlaması ve Tuzla Sulak Alanı gibi öne çıkan, dikkat çeken bir konu da Güllük Limanı Genişletilme Projesi ile ilgili olarak sürdürülen çalışmaydı

“Güllük Limanı, daha sorunsuz bir bölgeye taşınabilir!”
ÖNDER Haber - Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun, 2 Temmuz Perşembe günü yaptığı toplantıda görüşülen yoğun gündemi içinde Kadın, Gençlik, Engelliler ve Çocuk Meclislerinin 21 Temmuz’da genel kurullarını yapması, Çalışma Gruplarının adım adım çalışmalarına başlaması ve Tuzla Sulak Alanı gibi öne çıkan, dikkat çeken bir konu da Güllük Limanı Genişletilme Projesi ile ilgili olarak sürdürülen çalışmaydı.   Bilindiği gibi Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu, konunun ilçemiz gündemine geldiği Mayıs ayında da bir açıklama yapmıştı. Bu konuda belge toplama ve araştırma çalışmalarını sürdüren Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nca, yeni bir açıklama-çağrı metni hazırlandı. Konsey Genel Sekreterliği’nce gazetemize de iletilen açıklama-çağrı şöyle …   Değerli Milaslılar, 12 Mayıs 2015 tarihinde Güllük‘te, Güllük Limanı’nın Genişletilmesi Projesi ÇED toplantısındaki olumsuz izlenimlerimizi, hemen toplantı sonrasında halkımızla paylaşmıştık. Milas Kent Konseyi Yürütme Kurulu olarak, sonrasında da çalışmalarımızı sürdürdük. Milas Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Muğla İl Müdürlüğü’ne yazılar yazarak, süreçle ilgili belge ve bilgileri talep ettik. Tüm kurumlar ‘eksiklerin’ farkında Her üç kurumdan gelen bilgiler ve İstanbul Üniversitesi Su ürünleri Fakültesi, Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Gülşen Altuğ’un yönetiminde bir grup bilim insanının TÜBİTAK Proje Çalıştayı kapsamında 2006-2007 ve 2013 yıllarında yaptıkları ve sonuçlarını "Güllük Körfezi Bakteriyolojisi" olarak kitap haline getirdikleri raporlarını da edinip inceleyerek, aşağıdaki bilgileri halkımızla paylaşmaya karar verdik: Bu ÇED Başvuru Dosyası, Bakanlıkça incelenme aşamasında olup henüz onaylanmadığından ve yasa gereği bu onay olmadan "bu projelere hiçbir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz" olduğundan, proje için herhangi bir ön izin verilmediği, Çevre İl Müdürlüğü’nün yazısıyla tarafımıza bildirilmiştir. Bu ÇED süreci ile ilgili olarak Bakanlık yazısıyla Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Milas Belediyesi’nden görüş sorulmuştur. Her iki belediyenin ilgili birimleri, bu raporun, bizim de işaret ettiğimiz pek çok konuda eksikleri olduğunu belirterek, bunların ÇED raporunda, önlemleri ile birlikte yer alması gerektiğini, ilgili bakanlığa verdikleri cevabi yazılarında belirtmişlerdir. Mülkiyet konusunda muğlaklıklar var Ekleriyle birlikte edindiğimiz ÇED Başvuru Dosyası’nda, özellikle muğlak bırakılmış mülkiyet sorunları vardır. Şöyle ki, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile şu anki limanı işleten Güllük Mandalya Turizm ve Liman Hizmetleri A.Ş. arasında, 24.01.2015 tarihinden itibaren 23 yıllık kira sözleşmesi imzalanmış ve bu belge ÇED Dosyası içinde var. Ancak bu sözleşme, anlaşıldığı kadarıyla, 6.995,32 m2 iskele ve 7.587,26 m2’lik dolgu alanı olmak üzere, toplamda 14.582,58 m2’lik mevcut iskele ve geri hizmet sahasını kapsamaktadır. Ancak yeni proje, artı olarak, 49.500 m2 deniz üstü dolgu alanı ile 43.000 m2’lik geri saha alanından oluşmaktadır. Yani, dosya içinde yer alan bu sözleşmenin, yeni proje ile hiç bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu alan, ÇED Başvuru Dosyası’nda belirtilmiyor ama, yine mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait tepenin kazılarak denizin doldurulması ve düzlenmesi ile oluşturulacaktır. Burasının söz konusu şirkete kiralanması henüz gerçekleşmediği gibi, doldurulacak deniz yüzeyi devlete ait olduğundan Milli Emlak’tan da henüz izin, kiralama vb. türünden bir işlem söz konusu değildir. Kentsel yaşam merkezinin yanıbaşında! Dosyanın 15. sayfasında deniz yapılarının kriterleri sıralanırken, "kentsel yaşam merkezlerinden uzak olması" kriterinden bahsedilmekte, fakat planlanan genişleme ile, yazlık ikinci konutlara sadece birkaç-yüz metre mesafede olmasından hiç bahsedilmemektedir. Bunun yaratacağı toz, gürültü, deniz kirliliği, vb. türünden doğabilecek sıkıntılar ve çözüm önerilerine hiç değinilmemektedir. Başlıbaşına bu bile, bu projenin olumsuz çevresel etki değerlendirilmesinin nedenidir. Flora-fauna konusu Flora-fauna konusunda yeni liman projesiyle ilgili çalışmanın henüz yapılmadığı, ancak yapılacağı belirtilmektedir. Oysa ÇED çalışmasının açıklık getirmesi gereken konuların başlıcalarından biri budur ve henüz yoktur. ‘Önemli Doğa Alanı’ Buna karşın, ÇED dosyasının 30. sayfasında, "Ülkemiz mevzuatı uyarınca korunması gerekli alanlar" sayılmış ve bu projenin bu alanlar içinde KALMADIĞI açıkça belirtilmiştir. Bu bölüm, eksiklik ötesinde pek çok YALAN BİLGİYİ de içermektedir. Şöyle ki: Proje alanının "Milli Parklar", "Tabiat Parkları", "Tabiat Anıtları" ve "Tabiat Koruma Alanları" içinde kalmadığı söyleniyor. Oysa burası Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, korunması gereken "Önemli Doğa Alanı" statüsündedir ve internetten de ulaşılabilecek harita sınırları bile çizilmiştir ve projenin yapılacağı yer de bu bölge içindedir. Rapor, bu proje alanının Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın "Su Ürünleri İstihsal Yeri" olarak ilan edildiğini söylüyor ama, Milas İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün, bu nedenle bu projeye onay vermediğinden bahsetmiyor. Ayrıca, yapılacak tesisin bu istihsal yerine ne gibi etkileri ve zararları olabileceği ve varsa önlemleri konusunu hiç ele almıyor. Zeytincilik ve Sulak Alan açısından Alanın, 26.01.1939 tarih ve 3573 sayılı "Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılatılması" kanunununun sınırlarına, ‘denizde olduğundan girmediğini’, proje geri sahasında yer yer yabani zeytinlik alanlar bulunduğunu belirtiyor ve kendisiyle çelişiyor. Hem daha ileride, bu zeytinlerin sökülerek boş bir alana dikileceğini söylüyor, hem de buraların, herkesin bildiği, Vakıflara ait zeytinlik olduğunu gizliyor. ÇED Başvuru dosyası, büyük bir aldatmacayla ya da yalanla, "Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği"ne proje alanının girmediğini söylüyor ve Güllük Deltası Sulak Alanınına 790 metre mesafede olduğunu yazıyor. Hangi noktayı baz alarak 790 metre dediğini bir kenara bırakalım, sulak alanın girişindeki bu projenin, akıntıları ve dolgu nedeniyle denizin doğal çevrimini engelleyebileceğini, yaratacağı kirlilik vb. ile de Güllük Dalyanı’nı yokedebileceğini görmezden geldiği gibi, ilgili bilimsel kurumlar olan Oşinografi Dairesi, Üniversiteler vb. gibi kurumların hiç bir rapor ve incelemesine ne yer veriyor, ne de atıfta bulunuyor. Proje alanının, 1994 tarihli ve 21937 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, "Özellikli Su Kuşları Yaşama Ortamı olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" (RAMSAR Sözleşmesi) uyarınca koruma altına alınan alanlardan olmadığı belirtiliyor. Evet şu an RAMSAR kapsamındaki 14 sulak alandan biri değildir, ancak, yine Milli Parklar’ın belirlemesine göre, ülkemizdeki yaklaşık 300 sulak alan içinde önemli olarak sıralanan 135 sulak alandan biri konumundadır. Güllük körfezinde balast sularının etkileri ÇED Başvuru Dosyası, bizlerin akıllarıyla alay edercesine, proje alanının korunması gereken Sulak Alan olmadığını, endemik türlerin yaşama ortamı ve biyogenik rezerv alanı olmadığını söylüyor. Oysa, gerek bakanlığın çalışmalarında, gerekse TÜBİTAK Projesi olan Sayın Prof. Dr. Gülşen Altuğ’un liderliğindeki bilimsel çalışmada, bunun böyle olduğu açıklıkla belirtiliyor. Ayrıca, Sayın Altuğ’un çalışmasından anlaşıldığı kadarıyla, Güllük’teki deniz yaşamı ve zararlı mikroorganizmalar açısından, Güllük Limanı’nın şu anki durumunda, balast sularından da etkilenmekte olduğu ortadadır. Her ne kadar, turizmin hareketli olduğu yaz aylarında deniz suyundaki kirliliğin insan kaynaklı atıklarla yükseldiği saptaması yapılsa da, balast sularının etkileri ortaya konmaktadır. Limanın genişletilmesiyle bu etkinin çok fazla artacağı açıktır ve ne yazık ki hiç bir önlem önerilmemektedir. Güllük körfezinin dibi sayılan bu bölgede artacak kirliliğin hem deniz kirliliği ve hem de çevre flora ve faunasına olumsuz etkilerinin artacağı açıktır.   Güllük Belediyesi mi? ÇED Başvuru Dosyası’nda, evsel atıkların 2006 yılında Güllük Belediyesi’nce yapılan sözleşmeyle belediye tarafından alınacağını belirtiyor. Oysa Güllük Belediyesi mülgadır, ve bu belgenin zaten bu başvuru dosyası ile ilgisi yoktur. Mevcut Liman İşletmesi’ne aittir. Milas Belediyesi ile yeni anlaşma yapmak gerekmektedir. Eski Rapor Ayrıca, yine bu başvuru dosyasında bir "ÇED Olumlu Raporu" yer alıyor. Bu raporun ise, eski Liman İşletmesi yapılırken alınan rapor olduğu açıktır. Yeni projeyle hiç bir alakası yoktur.   Sonuç olarak; Hazırlanan ÇED raporu, varolan açık gerçekleri bile çarpıtan, projenin yaratabileceği sakıncaların nasıl giderileceği yerine, onları saklamaya çalışan, son derece üstünkörü hazırlanmış, bilgilendirme yerine, okuyanları körleştirmeyi hedefleyen, hiç bir bilimsel kıymeti olmayan, gerçeklere aykırı bir belgedir. Böyle bir belgeye dayanarak, bir turizm beldesi olan Güllük’te böyle bir liman genişletme projesi uygun değildir. Bütün bu gerçekler ışığında, hem gerçek sorunları ortaya koyarak, yapılacakları ele almak, tartışmak ve alternatifleri saptayabilmek açısından, öncelikle ilçemiz ve ilimizdeki belediye yetkilileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, siyasi partiler ve odalarla, Güllük’te yaşayan yurttaşların katılacağı toplantılar düzenleyerek, buradan çıkacak sonuçları ilgili bakanlığa iletmek amaçlı toplantıların düzenlenmesine acil ihtiyaç vardır. Bu noktada, Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nın, bu genişletilecek limana yük taşıma amaçlı planlanmış demiryolu hattının güzergahının Milas Organize Sanayi Bölgesi’nden geçmesi talebiyle birleştirilerek, yeni konteyner yükleme limanının yerinin, Güllük Körfezi yerine, daha kuzeyindeki açık deniz alanına kaydırılması olasılığı tartışılmalı ve ele alınmalıdır. Böylece, çok büyük sakıncalar içeren bu projenin yeri, daha sorunsuz bir bölgeye taşınabilir. Bu seçenek, hem Milaslılar hem de bakanlık yetkililerince ele alınmalıdır düşüncesindeyiz. Saygılarımızla. (06.07.2015)
Beğendim 1 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık