Güllüklüler, Liman Revizyonu Projesiyle ilgili itirazlarını Bakanlığa yazılı olarak bildirdiler

Prof. Dr. Adnan Erkuş, “Güllük Körfezi’ni Koruma Platformu” adına; Güllük Limanı Revizyonu Projesi’yle ilgili, Güllüklülerin görüşlerini ve TÜBİTAK’ın Mayıs 2013’de yayımladığı “GÜLLÜK KÖRFEZİ BAKTERİYOLOJİSİ” çalışma raporundan bölümler içeren bir yazıyı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne gönderdi.

Güllüklüler, Liman Revizyonu Projesiyle ilgili itirazlarını Bakanlığa yazılı olarak bildirdiler

Milas Kent Konseyi Güllük Mahalle Meclisi ve Güllük Muhtarlığı’nın görüşlerini kapsayan yazının başında; Güllük’te 11 Nisan 2019’da gerçekleşen ÇED Bilgilendirme Toplantısı’na Güllüklülerin proje dosyasını görmeksizin ve hazırlıksız katıldığı, dolayısıyla itiraz ve görüşlerini sözlü sundukları, sunumu da yetersiz buldukları için, Bakanlıkça dikkate alınması için görüşlerini yazılı olarak iletme gereği duydukları belirtiliyor.

On sekiz sayfalık yazıda maddeler halinde değinilen hususlar şunlar:

1. Bu Bir Revizyon Projesi Değil, Yeni Bir Liman Projesidir; Bu Nedenle, Daha Önceki Projeler İçin Verilmiş Olan “ÇED Olumlu ve Muafiyet Belgeleri” Geçerli Olamaz.

23.10.2003 tarihli ÇED Olumlu Belgesi, daha önce Güllük içinde bulunan ve dalyan ağzına taşınan liman için, 2016 yılında alınan ÇED Muafiyet yazısı ise Mevcut limana dolgu yapılması için söz konusudur. Şimdiki ÇED Dosyasındaki proje incelendiğinde ise, yapılacak olan iskelenin yepyeni bir iskele olduğu kolaylıkla görülecektir.

2. Proje Sahibi Aydın Vakıflar Müdürlüğü Görülmekle Birlikte, Gerçekte Özel bir Şirkettir.

Raporda da belirtildiği gibi, “Güllük Limanı (iskele ve geri hizmet sahası) mülkiyeti T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup (bkz. Ek-4), T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğüne izafeten Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile Güllük Mandalya Turizm ve Liman Hizmetleri A.Ş. arasında, 24.01.2015 tarihinden itibaren 23 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştır (bkz. Ek-5)” mülkiyet Vakıflara ait olmakla birlikte, projenin asıl sahibi bir özel şirkettir.

3. Mevcut Olan ve Yapılacak Yeni Limanın Yeri Doğru Değildir.

Güllük Körfezi, kapalı bir havzadır ve körfezin girişindeki Tuzla (Bargilia) lagünü ile tam da sonunda yer alan Dalyan lagünü ile sınırlanmaktadır. Bu lagünlerde gerek yaban kuşları gerekse çok çeşit ve türde balık ve diğer canlılar yumurtlamakta ve yavru büyütmektedirler. Lagünler, zengin bir flora ve faunaya sahip olup tüm dünyada koruma altına alınmışlardır… Oysaki limanın yerinin yanlış olduğu ve alternatif yerin ise körfez dışında ve açık denize dönük Alagün Burnu olması gerektiği gündeme gelmesine rağmen, ne yazık ki işin kolayına kaçılmış ve ulaşım masrafları daha az olan Dalyan ağzı tercih edilmiştir.

4. Kapasitenin Aynı Kalacağı Söylemi Doğru Değildir.

Raporda, bugünkü limanın, “Güllük limanı yılda 6,3 milyon ton dökme yük ve 700.000 ton genel kargo yük kapasitesine sahip olup, projenin yıllık elleçleme kapasitesi 7.000.000 ton/yıldır. Limana en fazla 50.000 DWT’lik gemiler yanaşmakta olup, yılda 500 gemi yanaştığı bilinmektedir”, yeni yapılacak limanın ise, Güllük Limanı Revizyonu Projesi için iskelenin boyu 502.01 m, genişliği 40 m ve iskele alanı 19.754,03 m2 olarak planlanmaktadır... Güllük Limanı Revizyonu kapsamında deniz tabanı derinliği -16 m’dir. En fazla 100.000 DWT’lik gemiler yanaşabilecektir”denilmektedir. 100 metrelik limandan yılda 7 milyon ton maden yüklenirken, 503 m uzunluğunda yeni bir liman yapılınca kapasitenin aynı kalacağını ileri sürmek, akla-mantığa aykırıdır!

5. Limandan Sevk Edilen Madenlerin Büyük Bölümü Kanserojen Özelliktedir.

Raporda da görüldüğü gibi, limandan başta feldspat madeni olmak üzere boksit, zımpara taşı, mermer, kalsit, kuars, alüminyum gibi çeşitli madenler ağırlıkla da yurtdışına sevk edilmektedir. Bu madenlerin gerek taşıma gerekse gemilere boşaltma sırasında tozları hem yollara, hem Dalyan’a ve Körfez’e hem de hemen yanı başındaki Orjan Sitesi sakinlerinin üzerine yağmaktadır… Yol kıyısındaki depolama alanlarının tam da Dalyanın ağzına taşınacak olması daha da tehlikeli olacaktır.

6. Limanın Yerleşim Yerlerinden Uzak Olduğu İddiası Doğru Değildir.

Raporda yer alan haritalarda Güllük merkezi baz alınmaktadır; oysa limanın hemen yanıbaşında 850 konutluk Orjan Sitesi bulunmaktadır. Bakanlık yetkilileri, bir uydu haritasından bu durumu bizzat kendileri görebilirler…

7. Denize Dolgu Yapılmayacak Ama Karada Dekarlarca Yeşil Alan Tıraşlanacak.

Rapordaki proje haritasından da görüleceği gibi mevcut limanın hemen ardında bulunan büyük bir yeşil alan tıraşlanarak depolama-yükleme-idare binaları olarak tahsis edilecektir.

8. İskelenin Kazıklar Üstünde Yapılması da Akıntı Sirkülasyonunu ve Dalyana Canlı Geçişini Engeller

Limanın kazıklarla yapılacağı bir müjde gibi aktarılmaktadır. Oysa, çok büyük miktarda yük taşıyacak ve 503 metre uzunluğunda 40 metre genişliğindeki bir iskelede kazıkların arasının mühendislik açısından oldukça kısa olması gerekir. 10’ar metre arayla çakılsa, 50,3 x 4 = 201 tane kazık! 5’er metre arayla çakılsa, 804 tane kazık eder. 5 m’lik aralıktan daha dar olması gerekir ki üstündeki ağırlığı taşıyabilsin. 2’şer metre arayla 5000 tane kazık eder!

9. Ekosistem Değerlendirme Raporu’nun İçeriği ile Vardığı Sonuç Bilim Etiğine Konu Olacak Cinstendir

Önce bu rapordan bazı bölümler aktarılacak ve sonra vardıkları sonuca değinilecektir:

“…Gerek liman revizyon projesi inşaatı sonrasında ve gerekse işletme çalışması sırasında denizde ve karada olabilecek her türlü kaza, yangın,sızıntı ve diğer durumlarda transfer işlemleri durdurulmalı, gemi yönetimi ve sahil güvenlik birimleri ile koordineli olarak olaya müdahale edilmesi gerekmektedir. Bölgenin balık faunasının çoğunluğunun bentik balıklar tarafından oluşmaktadır. Dolayısı ile liman yapım işlemleri sırasında bir kısım bentik balığın yuvaları, korunma vesaklanma alanları ile birlikte beslenme alanları tahrip olacaktır. Faaliyet sahası sınırları içerisinde ve yakın çevrede doğal olarak bulunan yabanılfauna bileşenleri arasında yer alan türler arasından Avrupa Kırmızı Listesi’nde ‘CR’, yani ‘Kritik tehlikede’, ‘EN’, Tehlike altında ve ‘VU’, yani ‘Hassas, Zarar Görebilir’ kategorisine giren türler bulunmaktadır.Özellikle bu türler ve bu türlerin habitatlarıyla ilgili

olarak mevcut limanı revize etme ve işletme faaliyetlerinden kaynaklanabilecek, ortaya çıkabilecek risklerin ortadan kaldırılmasında diğer kategorilere giren formlara göre öncelikler söz konusu olmalıdır. Ayrıca kırmızı listeye giren türlere bakıldığında bu türlerin neredeyse tamamının ekonomik değeri olan ve yüksek av baskısı altında bulunan türlerden kaynaklandığını da görmekteyiz…”

Bu değerlendirmelere şapka çıkarılır ve altına imza atılır. Evet, Körfez ve Dalyan işte bu kadar önemli canlılara yuva olan güzel ülkemizin cennet bir köşesidir. Bu değerlendirmeyi, daha doğrusu saptamayı yapan değerli akademisyenlerin vardıkları sonuç ise, bu saptamayla tamamen zıttır.

“Sonuç olarak; denizel biyoçeşitllik açısından mevcut limanı revize etme projesinin

gerek inşaat ve gerekse işletme sırasında verebileceği zararların sınırlı olduğu, dar bir alanıkapsadığı ve habitatın iyileşmesi yönünde geri dönüşümünün kısa zamanda meydana gelebileceği göz önüne alındığında IUCN listesinde belirtilen türlere ait izleme raporlarınınyıllık olarak sunulması, raporların da takip edilmesi şartıyla Güllük Limanı Revizyonu Projesi inşaatının ve işletilmesinin bir engel teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır.’’

Hayret ki ne hayret! Liman inşaatı 1 yıl ama liman en az 50 yıl kalacaktır! Ne yazık ki daha önce Körfez ve Dalyanların nadide özelliklerine ilişkin görüşlerini inkâr eden bir sonuca varılmaktadır.

ÇED firması tarafından hazırlatılmış ısmarlama rapor yerine, acilen, içinde çevre mühendislerinin de bulunduğu bağımsız bir akademik kurula yeni bir rapor hazırlatılmalıdır.

10. ÇED Raporu’nda Çevre ile İlişkisi Olmayan Pek Çok Konu Aktarılıyor, Ancak Pek Çok Gerçek Gizleniyor ve Çarpıtılıyor

                İşte örnekleri ve cevapları:

“Proje alanı ve etki alanında Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nin 17 nci, 18 inci ve 19 uncu ve 20 nci maddelerinde tanımlanan alanlar bulunmamaktadır.”

Proje alanı tam da Körfezin sonu ve Dalyanın ağzında yer almaktadır. Dalyan ve Körfez zaten evsel atıklar, arıtmasız balık işleme tesisleri, yem fabrikaları, ağ yıkama tesisleri, zeytin fabrikası atıkları vb tarafından, en önemlisi de ülkemizin ilk ve tek özel su şirketi olan Akfen’in yetersiz atık su arıtma tesisi tarafından kirletilmektedir.

“Proje alanında Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda belirtilen alanlar bulunmamaktadır.”

Projeden de anlaşılacağı gibi karada yüzlerce zeytin ağacı kesilecek! Tozlar (maden) zaten ağaçlara zarar vermekte, buradan üretilen zeytin ve zeytinyağını insanlar tüketmektedir..

 “Proje alanında Mera Kanununda belirtilen alanlar bulunmamaktadır.”

 Tam da limanın bulunduğu Dalyan ağzının deniz dibinde dünyada ender bulunan Poseidon çayırları bulunmaktadır; karada ise büyük bir alan tıraşlanacaktır!

“17/5/2005 tarihli ve 25818 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren

Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nde belirtilen alanlar: Faaliyet alanına en yakın sulak alan Güllük Deltası olup, alanın 170 metre kuzeyinde yer almaktadır. Faaliyet sahasına yakın olan diğer bir sulak alan ise Metrik Tuzlası olup, yaklaşık 5 kilometre güneyinde yer almaktadır. Faaliyet alanı herhangi bir sulak alan içerisinde yer almamaktadır”

Hem 170m Güllük Deltası denilecek hem de en yakın sulak alan 5km uzaktaki Tuzla denilecek! Pes doğrusu! Tam dibindeki Dalyan sulak alan değil mi? Adeta raporu okuyanlarla dalga geçilmektedir.

“Ülkemizde bulunan 21 adet Deniz Kaplumbağası üreme alanlarından 4 tanesi Muğla İlinde bulunmaktadır. Bunlar Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye’dir. Proje alanı deniz kaplumbağası üreme sahası sınırları içerisinde kalmamaktadır”

Güllük Limanı civarında fok için uygun alan bulunmamaktadır, liman bölgesi foklar için beslenme alanı veya homerange alanı içinde kalmaktadır’’

Bir cümle diğerini (ve raporlarındaki haritada körfezdeki yerleri göstermelerine rağmen) tutmadığı gibi, burada sadece fok değil, ta Meksika Körfezi’nden gelen yılan balıkları ve akademik raporda belirtildiği gibi korumaya alınan pek çok kuş ve balık yaşamaktadır! Ayrıca, deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanı olduğunu iddia eden de bulunmamaktadır.

“Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak

Alanların Korunması Sözleşmesi" (RAMSAR Sözleşmesi) uyarınca koruma altına

alınmış alanlar: Muğla İl sınırları içerisinde RAMSAR Sözleşmesi uyarınca koruma altına alınan biralan bulunmamaktadır”

Çok acı. Mutlaka uluslararası sözleşmelerde belirtilmiş olması mı gerekiyor; zaten tüm uluslararası yasalarda dalyanlar koruma altındadır. Burada, balıkçıl türleri, filamingolar, pelikanlar, karabataklar, saz tavukları, martılar, daha yüzlerce çeşit kuş ve hayvan yaşamaktadır. Sadece filamingolar ve pelikanlar bile uluslararası korunma için yeterlidir. Kaldı ki kendi yaptırdıkları ve ÇED dosyasında yer alan rapor bile kendilerini çürütmektedir.

Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün hazırladığı Muğla 2015 Çevre Durum Raporu’nda bölge şöyle betimlenmektedir:

“Metruk Tuzla ve Güllük Deltası:

Muğla İli, Milas İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanına komşu olan sulak alan havzası, Tuzla Gölü Sulak Alanı ve Güllük Dalyanı olmak üzere 1.180 ha alanı kapsamaktadır. Sulak alan, uluslararası öneme sahip sulak alanlarımızdan bir tanesidir.  Tuzla ve Güllük 2001 yılında (IBA ImportantBirdArea) Önemli Kuş Alanı olarak tanınmıştır. Tuzla Gölü ve Güllük Dalyanı’nın hafif tuzlu acımsı suyu, kuşların yaşamsal besin kaynağı olan balık, deniz yosunları ve küçük canlıları barındırır. Tuzla ve Güllük, her yıl 2000 flamingoya ev sahipliği yapmaktadır. Sürü halinde havalandıklarında pembe ve siyah kanatlarıyla gerçekten görülmeye değer bir manzara oluştururlar. Nadir kuşlardan Dalmaçyalı ve Beyaz Pelikan, Balık Kartalı, Gri Balıkçıl, kaz türleri Tuzla’da görülebilir. Çamurlu sığ bölgelerde ördek türleri, Karabağ Martı, İspinoz, Büyük Akbalıkçıl, Kılkuyruk, Kaşıkgaga, Fiyu olmak üzere Yağmurçunlu ve nadir türlerden Terek düdükçünü burada gözlenmektedir.”(s. 99-100)

Hemen her gün, akşamüstü sürüler halinde karabataklar, martılar, pelikanlar Dalyan’dan gecelemek için Tuzla’ya (lagün) gitmekte, sabah da tekrar Dalyan’a dönmektedirler. İnşaat süresince gece gündüz, kazık çakma gürültü ve titreşimleri bu döngüyü sekteye uğratacak, kuşların bu havzayı terk etmesine yol açacaktır. Bu bile başlı başına RAMSAR’a aykırıdır.

“Hafriyat oluşumu ve dolgu malzemesi taşınması ve dökülmesi yapılmayacağından toz emisyonunun oluşması beklenmemektedir. Faaliyetin inşaat ve işletme aşamalarında araç ve makinelerden kaynaklanacak çevresel gürültü ve titreşim oluşacaktır.”

Binlerce kazığın çakılması, karadan büyük bir alanın tıraşlanması ve kazıklanması nasıl oluyor da çevreye zarar vermiyor. İnşaatın 7/24 365 gün süreceği belirtilmektedir; bırakın Orjan Sitesi sakinlerini Güllük merkez ve bölgedeki canlılar için oluşturacağı toz, kirlilik, gürültü, titreşim nasıl olur da zarar vermez?

11. Gemi Trafiğinin Yaratacağı Risklerden Hiç Söz Edilmemiştir

Gemi trafiği, raporda belirtildiği gibi değil, zaten Güllük beldesinin karşı kıyısından akmaktadır. Ancak nereden akarsa aksın, yılda 500 büyük geminin trafiği, hem balıkçı ve gezi turları, hem özel kayık ve yatlar için çok ciddi bir tehditler oluşturmaktadır. Bugüne kadar birçok yük gemisinin de dümen kitlenmesine ve zor durdurulduğuna tanık olunmuştur. Ağır yük kaymasına bağlı gemi batmasına rastlanmamakla beraber hiç yaşanmayacağı anlamına gelmemektedir. Körfezde her an bir gemi kazasının olması kaçınılmazdır.

12. Proje Çalışması Sırasında Ortaya Çıkacak Tahribat

Proje, raporda belirtildiğine göre 1 yıl 7/24 sürecektir. Gerek binlerce kazık çakımlarının deniz dibine vereceği zararlar, gerek yaratacağı titreşimler, gerekse ortaya çıkacak gürültü insanları son derece rahatsız edeceği gibi, balıkların doğal göç ve yumurtlama yeri olan Dalyana girişine, yerleşik ve göçmen kuşlara da çok büyük zararlar verecektir…

SONUÇ

Bizler Güllüklüler olarak; hiçbirimiz ne liman ne de sanayi tesisi yapılmasına karşıyız. Elbette limanlar yapılmalıdır; ancak bu limanların, ülkemizin uzun vadeli güzellikleri ve yaşanabilirliği göz önüne alınarak uygun yerlere yapılmasını istemekteyiz… Çok geç olmadan, yenisinin ve daha büyüğünün yapılması bir yana mevcut liman da buradan kaldırılmalı, daha ilk aşamalarda alternatif yer olarak belirlenen açık denize dönük Alagün Burnu’na aktarılmalıdır.

Mevcut durumda yılda 7 milyon ton ham cevher ülkemizden yurtdışına çıkarılmaktadır. Bunun Güllük’e, Güllüklüye, Milas’a, Muğla’ya kattığı (bir avuç çalışan eleman dışında) hiçbir ekonomik değer yoktur. Tam tersine, Milas, Güllük, Körfez ve Dalyan’a, insan-hayvan-bitkilere açtığı onulmaz tahribatlar vardır. Bu değerli madenlerimiz yurtdışında stoklanmakta, mamul madde olarak tekrar bize satılmaktadır (örneğin Mermer); yani ülkemiz büyük bir ekonomik kayba uğramaktadır. Proje de Vakıflara değil, 23 yıllığına kiralayan bizzat bir şirkete aittir.

Kaldı ki, hiçbir geçici ekonomik faaliyet, bir ülkenin coğrafyasına, doğasına, yani kendisine kalıcı zarar verme lüksüne sahip değildir ve olmamalıdır. Yurt; üzerinde yaşayan canlıları, coğrafyası, tarihi, kültürü vb ile bir bütündür…

Yukarıda, ÇED Raporu’ndaki eksiklikleri, çarpıtmaları ve yanlışları kısaca ele almaya çalıştık. Bu rapor bu haliyle dikkate alınabilecek bir rapor olmaktan uzaktır. Bir an önce, içinde akademisyenlerin ve çevre mühendislerinin bulunacağı bağımsız bir heyet tarafından tüm ekosistem dikkate alınarak ciddi ve firma değil ülke çıkarları gözetilerek bir araştırma yapılıp yeni bir ÇED Raporu hazırlanması yoluna gidilmelidir. En önemlisi ise, proje revizyonundan öte, var olan liman da Dalyan’ın ağzından kaldırılarak açık denize yakın alternatif bir yere taşınmalıdır; aksi halde ülkemize alternatif maliyeti çok ama çok ağır olacaktır. Gelecek kuşaklar hiçbirinizi affetmeyecektir. Bizler, şimdiden ulusal ve uluslararası platformlarda bunun takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz…

 

Editör: Gülçin Erşen
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık