“Haklarımıza ve onurumuza sahip çıkacağız!”

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Milas Şube Başkanı Gülden Sökelioğlu; TBMM’nde, “aile bütünlüğünü olumsuz etkileyen unsurlar ile boşanma olaylarının araştırılması ve aile kurumunun güçlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” için kurulan Araştırma Komisyonu’nun açıkladığı 479 sayfalık raporda yayınlanan maddelerin insanı hayrete düşürdüğünü belirterek, bu maddelerden bazılarını şöyle sıraladı:

-Tecavüze uğrayan kız çocuklarının, tecavüzcüsü ile evlendirilmesi; eğer 5 yıl sorunsuz evlilik yapılırsa, erkeğin suçunun affedilmesi,

-Eğer cinsel istismara uğrayan çocuklar, 15 yaşın altında ise hiç kimse suçlu sayılmayacak; böylece çocuk yaşta evliliklerin önü açılacak.

-Evlilikte şiddet gören kadınlar, mesai saatleri içinde polise gidemeyecek; kadının şiddet beyanı dikkate alınmayacak, delil ve belge istenecek,

-Evliliği sorunlu olan ailelere yardım için din görevlilerinin danışman olarak gönderilmesi,

-Boşanan kadına nafaka verilmemesi,

-Kadının haberi olmadan, oturduğu evin eşi tarafından satılması, mal paylaşımından kadının yararlandırılmaması ...

Bütün bu maddelerin, kız çocuğu olan aileleri çok tedirgin ettiğini belirten Sökelioğlu, konuyla ilgili açıklamasında daha sonra şu görüşleri dile getirdi:

Çünkü aileyi koruma adına, kız çocuklarımız sapıkların hedefi olacak. Buradan devlet yetkililerine sesleniyoruz ‘Çocuklarımızın eğitim haklarını elinden almayın, can ve namus güvenliğini sağlayın; hayatlarını karartmayın.’

‘Türk Medeni Kanunu’ ile oluşturulan Türk aile yapısı bozularak, hastalıklı bir toplum oluşturulmak istenmektedir.

AKP iktidarı, şeriat rejimini getirme adına, ‘Türk Medeni Kanunu’ ile kadınların, kazandığı haklarını elinden almak için sürekli kız çocuklarını ve kadınları hedef tahtası yapmaktadır.

Komisyonun açıkladığı bu maddeler; evlenme, boşanma, miras, nafaka işlerinde Türk Medeni Kanunu ile kadınlarımıza sağlanan hakların geri alınması anlamına geliyor. Ama ne yazık ki kadınlarımız haklarının elinden alınacağının farkında değil; anladıkları zaman da çok geç olacak.

Son yıllarda kız ve erkek çocuklarının cinsel istismara uğraması, suçluların cezasız kalması; kadın cinayetlerinin artması, suçluların ödüllendirilmesi,  yaşanan tüm olumsuzluklar kadınlarımızı derinden etkilemekte ve ruhsal travmaya sebep olmaktadır.

Diyanetin kadınlar ile ilgili fetvaları; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Müslüman ülkede doğum kontrolu olmaz, zürriyetimizi çoğaltmalıyız; kadınlar işini bilir’ demesi, kadınları kuluçka makinesi gibi görmesi ise Türk kadınlarına hakarettir.

Aileler, bakabileceği çocuk sayısına kendileri karar vermelidir. Yoksulluk sınırının 4500 TL’ye yaklaştığı ülkemizde nüfusun artması, insanların daha da açlığa mahkum edilmesi demektir.

Devlet yetkilileri, toplumun huzurunu bozacak söylemler yerine, refah ve mutlu yaşaması için üzerine düşeni yapmalı; can, mal, namus güvenliğini sağlayacak önlemleri almalıdır.

Biz Cumhuriyet Kadınları olarak; kadınları yok sayan, insan onuruna yakışmayan yasalar ile baskı altına almak isteyen AKP’nin çağdışı politikalarına karşı uyanık olacağız; haklarımıza ve onurumuza sahip çıkacağız.

Ve ‘artık yeter’ diyoruz.