ÖNDER Haber -
Muğla Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada, Muğla Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Dr. Rıza Murat Himoğlunu'nun, yemek rezaletini açıklamak yerine, Türk Tabipleri Birliği’ne yüklenmesi eleştirilerek, "Yemeklerden çıkan haşaratı, pişme evrelerine kadar tanımlamaya çalışarak komik olmak yerine, çalışanların da sağlık hakkı olduğu ve bunun da savunucusunun kendisi olduğunu hatırlatıyoruz" denildi.
Muğla Tabip Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Çağlayan Üçpınar imzalı açıklama şöyle ...
"Üstten bakan, kibri
kendinden menkul
iktidar dili"
Sayın Genel Sekreterin Türk Tabipleri Birliği ve Sendikaları kendi yönettiği kurumla karıştırdığı, bizlere demokratik haklarımızı nasıl kullanmamız gerektiğini öğretmeye kalktığı görülmektedir.
TTB ve Tabip Odaları, 6023 sayılı yasa ile kurulmuş, yetki ve görevleri yine bu yasalarla belirlenmiş demokratik kitle örgütüdür. Neyi nasıl yapacağının çerçevesi bu kanunla çizilmiştir. Siyasi iktidarlar TTB'nin gücünü, yasasında yapmaya yeltendikleri değişikliklerle kırpmaya çalışsalar da, 1953 yılından beri saygın duruşunu ve mücadelesini sürdürmektedir. Bu yıllarda değişen hükümet ve sağlık bürokratlarının sayısı ise sayılamayacak kadar çoktur.
Bir ülkenin başkentinde, istihbaratın gözü önünde yüzden fazla insan paramparça edilerek öldürülebiliyorken, ölen insanların yaşam hakkını savunup nedenlerini sorgulamak yerine, acı ve ölümleri birbiri ile kıyaslamayı tercih eden, demokratik haklarını kullanarak tepkisini gösteren kurumları ötekileştirip hedef gösteren bu üstten bakan, kibri kendinden menkul iktidar dilini çok iyi biliyor, tanıyoruz.
Yasal ve demokratik haklarını kullanan kurumları ayrıştırıcı bir dille hedef gösteren Sayın Genel Sekreterin işi, kurumları şikayet etmek değildir. Görevi yasal hakların kullanılmasına saygı göstermesi, bu süreçten etkileneceğini iddia ettiği "sağlık hakkı alamayan" vatandaşların mağduriyetlerini giderecek önlemlerin alınmasını sağlamaktır.
Yemeklerden çıkan haşaratı, pişme evrelerine kadar tanımlamaya çalışarak komik olmak yerine çalışanların da sağlık hakkı olduğu ve bunun da savunucusunun kendisi olduğunu hatırlatıyoruz.
Sağlıkta özelleşmenin ve piyasalaşmanın yerel ayağı olan kamu hastaneler birliği genel sekreterinin, üzerine vazife olmayan ve görev kapsamında bulunmayan konularda daha dikkatli konuşmasını bekliyoruz.
Türk Tabipleri Birliği ve Muğla Tabip Odası olarak, TTB kanunundan aldığımız güçle, haklı demokratik duruşumuzdan ödün vermeden laikliğin, cumhuriyetin, ‘halkımızın’ sağlığının ve yaşam hakkının savunucusu olarak mücadelemizi sürdüreceğiz.
Sayın halkımıza ve meslektaşlarımıza duyururuz.