Haklı olmak mı, mutlu olmak mı?

Ayşe SANDAL / Kişisel Gelişim Uzmanı - Milas Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Hayat bu, her zaman mutlu olmayı isteriz. İlişkilerimiz istediğimiz gibi olmalı. Eşimiz, çocuklarımız, komşularımız, arkadaşlarımız vs istediğimiz gibi olmalı. PEKİ, YA OLMAZSA? Zaman zaman kopma noktasına gelen ya da kopan ilişkilerimiz? Kavgalı olduğumuz insanlar? Bazen öyle olur ki, ne kadar mücadele edersek edelim, anlaşamadığımız, bir türlü orta yolu bulamadığımız ya da karmakarışık yün yumağı gibi olmuş ilişkilerimiz olur. Bu ilişki ailenizle, eşinizle, çocuklarınızla, komşularınızla ya da iş arkadaşlarınızla da olabilir. Her ne yaparsak yapalım, çözüme kavuşturamadığımız ve hatırladığımızda içimizi acıtan ya da öfke duymamıza neden olan insanlardır bunlar. KENDİMİZLE KAVGA Bazen de kendimizle kavgalıyız, en önemli varlığımız olan kendimizle. Doğduğumuz andan itibaren, son nefesimizi verinceye kadar sadece kendimizle olmamıza rağmen, kendimizi de anlayamayabiliyor ve kavga edebiliyoruz. NEDEN KAVGA EDİYORUZ? Peki, acaba hiç düşündük mü? Neden birileriyle kavga ediyoruz? Neden bu sorun ve sorulara cevap bulamıyoruz? Hayatımıza baktığımızda neden içimiz acıyor, kızgınlık veya öfke duyuyoruz? Gerçekten hayat denen bu kısa ve oldukça da önemli zaman dilimi böyle mi akmalı? ŞİMDİ DÜŞÜNME ZAMANI Şimdi arkanıza yaslanın, kendinize en azından 5-10 dakika zaman ayırın ve düşünün. Aklınıza gelenleri de bir kâğıda yazın. Kime ya da kimlere kızgınsınız? İlişkileriniz neden bir türlü düzene girmiyor? Bu insanlarla neden sorun yaşıyorsunuz? Böyle yaşamak sizi mutlu ediyor mu? Bu soruları sorduktan sonra, içinizden gelen cevapları da yazın lütfen… BEN HAKLIYIM Bunları düşündükten sonra cevaplarınıza dikkat edin. Cevaplarınızda "BEN HAKLIYIM" düşüncesi var mı? "Ona kızdım ama şundan şundan dolayı ve BEN HAKLIYIM" diye mi düşünüyorsunuz? SIRA DEĞERLENDİRMEDE Peki, bugüne kadar böyle düşünmeniz size ya da ona ne kazandırdı? İlişkiniz istediğiniz gibi yürüdü mü? Cevabınız "Hayır" değil mi? Tıpkı Albert Einstein’ın dediği gibi "Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek deliliktir." Bugüne kadar siz ve o, hep aynı şeyleri yaptınız ve sonucun değişmesini beklediniz. Yani anlaşılmayı beklediniz, beklediniz, beklediniz… Ya da sizin koyduğunuz kuralların koşulsuz, şartsız kabul görmesini beklediniz. Bizler her zaman karşımızdaki insanların bizi anlamasını ve sevmesini bekleriz. İlişkilerimizde bizim gibi düşünmelerini ve bizim beklediğimiz şekilde davranmalarını bekleriz. Peki, bu beklentiler çok sıkıcı ve kısıtlayıcı değil mi? Herkes anlaşılmayı bekliyor. Dolayısıyla sorunlar da bir türlü bitmiyor. PEKİ, NE YAPMALIYIZ? Bunun çözüm yolu nedir diye düşündüğünüzü duyar gibiyim  J))) Ben haklıyım, ben haklıyım, ben haklıyım ama gerçekten ben haklıyım. Şimdi kısa bir ara verelim ve Sevgili Nasrettin Hoca’nın bir fıkrasıyla devam edelim: Hoca bir gün evinde otururken yan komşusu gelir, başlarlar sohbete. Gelen komşu kavgalı olduğu bir diğer komşu ile ilgili bir sürü şikayetini dile getirir, Hoca dinledikten sonra "HAKLISIN" der ve adam gider. Bir süre sonra şikayet edilen diğer komşu gelir, o da başlar az önce gelip giden komşu ile ilgili bir sürü şey anlatmaya, Hoca onu da dinledikten sonra "HAKLISIN" der ve adam gider. Bunlara şahit olan Hocanın karısı patlar, "Hoca Efendi yan komşu geldi, onu dinledin, "haklısın" dedin, diğeri geldi onu da dinledin ona da "Haklısın" dedin, bu nasıl iştir ben anlamadım, olur mu canım böyle şey?" Hoca karısına bakar "E Hanım sen de Haklısın" der. J)))   Evet sahi, bu "haklılık ya da haksızlık" denen şey nasıl bir şey? Herkes kendi haklılığını savunuyor. Demek ki bakış açılarına göre haklılık ya da haksızlık denen şey değişiyor. Bugüne kadar hep "HAKLILIĞINIZI" savundunuz. Ya da başkaları size karşı haklılıklarını savundular. PEKİ, SONUÇ? Ne mutlu oldunuz ne de mutlu ettiniz, değişen hiçbir şey olmadı değil mi? Gelin bugün siz değişime karar verin ve bunun seçimini yapın. MUTLU OLMAYI seçin. Bundan sonra neyi seçeceksiniz?   HAKLI OLMAYI MI, MUTLU OLMAYI MI? Çünkü ikisi bir arada olmuyorJ Görüşmek üzere, esen kalın.