ÖNDER Haber /A. Kemal KAŞKAR -
T. Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Süleyman Girgin, Milas ve Yatağanlı maden ve enerji işçilerinin Kemerköy ve Yeniköy Termik Santrallerinin ihalesi öncesinde 14 Nisan’da Özelleştirme İdaresi binası önüne kendilerini zincirlemesi eylemiyle ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığı kararını değerlendiren açıklamasında; yıllardır özelleştirmeye karşı mücadele edip işyerlerinin özel sektöre devrini engellemek için çabaladıklarını belirterek; "Maalesef bazı kesimlerde halâ şu şekilde algıların olduğunu görüyoruz" dedi ve şöyle sürdürdü:
Devletin malı değil,
devlete zimmetlenmiş
milletin malı
‘Efendim, bu kurumlar devlete ait, Devletin malı, devlet isterse satar isterse satmaz niye engel olmaya çalışıyorsunuz’? Ya da ‘Özelleştirmeye karşı mücadele etmek sendikaların görevleri arasında mı’? Ya da ‘Sendikalar böyle bir misyona mı sahip, niye karşı çıkıyorsunuz’? Ya da ‘Devlette işçilerin rahatı iyi, bu rahatı bozdurtmamak için direniyorlar’ şeklinde düşünenler var.
Oysa biz baştan beri şunu söylüyoruz: Bu kurumlar devletin değil, devlete zimmetlenmiş milletin mallarıdır.
Topyekûn bütün herkesin bu kurumlar üzerinde hakkı vardır. Geçici bir süre için seçilmiş olan hükümetler değildir bu kurumların sahipleri ve satma inisiyatifine de onlar sahip değildir."
Güvenli ve huzurlu bir
çalışma ortamı
Açıklamasında daha sonra, "İşçilerin rahatı" konusuna değinen Girgin, bu konuda da şu görüşleri dile getirdi:
"Evet sendikalar olarak en önemli misyonumuz, emekçi arkadaşlarımızın hak ve çıkarları için, güvenli ve huzurlu ortamda çalışmaları için gayret göstermektir.
Ama Türkiye’de emek ve emekçi hayatı o kadar ucuzlatılmıştır ki, işçiye reva görülen çalışma ortamı, yerin 700 metre altında herhangi bir güvenlik önlemi alınmaksızın 1 metrekarelik mezar gibi çalışma alanlarıdır.
İşçiden bol ne var Türkiye’de?
‘301 kişi ölür, 301 kişi onların yerine geçer, nasıl olsa bu paraya 700 metre derinlikte çalışmaya razı nice işsizler var’ mantığına karşı durmaktır bizim mücadelemiz.
Kadrolu, kadrosuz, Taşeron her emekçi arkadaşımız için hak ettiği, insan onuruna yakışır hayat sürdürebilmeleri içindir mücadelemiz.
‘Özel sektörün kâr hırsına terk edilen işçilerin ölmemesi için, maden kazaları kader olarak görülmesin, çocuklar öksüz büyümesin’ diyedir mücadelemiz.
‘Bu ülkenin milli varlıkları, servetleri çarçur edilip heba olup gitmesin, yarınlarımıza, çocuklarımıza miras kalsın’ diyedir mücadelemiz.
Bunca zaman böyle düşündük, bu yolda mücadele ettik. Hakkımızı, hukukumuzu demokratik ve meşru yollardan arama yolunu seçtik, hep de bu şekilde mücadelemiz devam edecektir."
Halkımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği kararların kendilerini doğrulayan ve mücadelelerini destekleyen niteliğine dikkat çeken T. Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Asıl suç işleyenler, 76 milyonun hakkını üç beş sermaye grubuna peşkeş çekenlerdir. Ve tarih karşısında er geç bir gün hesap vereceklerdir.
Özelleştirmeye karşı mücadelemizde Yatağan’ı, Milas’ı ayrıcalıklı yapan en önemli özellik bize verilen halk desteğidir.
Her zaman yanımızda olan değerli yöre halkımıza bu vesile ile bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Destekleri ile her zaman daha güçlü ve moralli olduk. Halkımızın desteği bizim için çok değerli ve önemlidir.
Mücadelemiz ve kararlılığımız sürüyor.
İnancımız ve temennimiz, bu halk desteğinin de sonuna kadar devam edeceği yönündedir.
Şu an bölgemizdeki Santral ve Maden Ocaklarımızla ilgili süreç Başbakan’ın onayı noktasındadır.
Bir kez daha sesleniyoruz. Çare özelleştirme değil Kamulaştırmadır.
Halkın malı yine halkın olarak kalmalıdır."