Bana göre de ... / Raşit CENGİZ
Başbakanımızın Soma’da bir markette tanıdığı bir İsrailliye seslenip, birini de tokatladığını duyduk. Şaşırmadık.
Başbakanımızın Yahudi örgütlerinden, Yahudi olmadığı halde ‘cesaret ödülü’ alan ilk başbakan olduğunu biliyorduk. Normal karşıladık.
Sonra, dayak yiyen gençten, "başbakanın kendisine istem dışı olarak tokat mahiyetinde bir dokunuş yaptığı"nı dinledik. Kendisinin deyim zenginliğini alkışladık.
Korumaların başbakandan sonra genci evire çevire dövdüklerini görünce, "başbakanın temelini attığı her eseri sevgili halkı tamamlamıyor mu?" düşüncesi ile hiç yadırgamadık.
Tam huzura ermişken, hükümet sözcüsü ve de gözcüsü sayın Hüseyin Çelik, "başbakan öyle bir söz söylemedi, ben gördüm, kimseyi de dövmedi, bir kişinin sözüne inanmayın" demez mi?
Tam inanmayalım derken, dayak yiyen genç, paralelin paraleli televizyon kanalına çıkıp "görüntülere baktığımda gördüm ki, başbakan beni tokatlamamış, üzgünüm, beni korumalardan korumaya çalıştı, özür dilerim" demez mi?
Hadi bakalım, gel de çık işin içinden!
Dayak yiyen gence inanıp "başbakan halkını nasıl döver?" diye dövünsek mi?, inanmayıp "başbakanın korumasına rağmen korumalarının görevlerini nasıl yaptıklarına bakıp" övünsek mi?
Yoksa; bu ülkeden, korumaları bile başbakanı dinlemiyor diye çekip gitsek mi?
Kişinin dayak yiyip yemediğine karar vermek için kamera görüntülerine bakmasına gülsek mi?, o kişinin milli iradeden biri ama, acaba kaç kişiden biri olduğunu düşünerek kahrımızdan ölsek mi?
Aynı gün, en büyük müsteşarı Soma’da iki güvenlik görevlisine tutturduğu vatandaşı çok sağlıklı bir şekilde tekmelerken gördük. Afalladık.
Hükümet sözcüsü, müsteşarın bir hafta rapor aldığını söyledi. İnandık!
Ama dayaktan önce mi, sonra mı hastalandığını anlamadık.
Müsteşarı, rapor aldığı gün korumalarla birlikte başbakanın yanında göreve devam ederken görünce, bu vatan sevgisi ve görev aşkına şapka çıkardık, gözlerimiz yaşardı, inanamadık.
Hüseyin Çelik, "müsteşar, korumaların elindeki göstericiye üzüldüğü için kendini tekmeliyordu" deseydi de inanırdık.
Bizim, bir fotoğrafa bakarak inanmamazlık edecek halimiz yok ya, biz Kabataş’ta hükümete inanmak için bir filme karşı bir fotoğraf karesi bile aramadık.
Yazdıklarıma kızmayın ne olur, zaten milli irade düşünsün diye yazdık. (18.05.2014)
0 
0 
0 
0 
0 
0 
