“Kadın Bakanlığı kurulmalıdır”

ÖNDER Haber - 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Eğitim Sen Milas İlçe Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, ‘8 Mart’ın, kadınların; eşit işe eşit ücret, günlük çalışma süresinin 16 saatten 10 saate düşürülmesi ve doğum izni talepleriyle 1857 yılında başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdikleri gün olduğuna dikkat çekilerek, “Günümüzde 8 Mart’lar, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin bir kez daha dile getirildiği; Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür

“Kadın Bakanlığı kurulmalıdır”
  • 10 March 2016, Thursday 7:43
ÖNDER Haber - 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Eğitim Sen Milas İlçe Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, ‘8 Mart’ın, kadınların; eşit işe eşit ücret, günlük çalışma süresinin 16 saatten 10 saate düşürülmesi ve doğum izni talepleriyle 1857 yılında başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdikleri gün olduğuna dikkat çekilerek, “Günümüzde 8 Mart’lar, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin bir kez daha dile getirildiği; Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Yoksulluk, eşitsizlik ve sosyal adaletsizlik dünyada kadınları erkeklerden daha çok etkilemektedir. Halen tüm toplumlarda kadınlar daha az eğitim almakta, okuma yazma öğrenmeleri engellenmekte, yoksulluğa mahkum kılınmakta, aynı işi yaptıkları halde daha az para kazanmaya devam etmektedirler. Görünmeyen ev içi emekleri, karşılıksız ve sosyal güvencesiz kalmaktadır” denildi. Açıklamada daha sonra şu görüşler dile getirildi ... “Çocuk Gelin”, “Çocuk Anne” YOKTUR!! Kadın emeğini, kimliğini ve bedenini hedef alan saldırılar erkek-devlet-sermaye ortaklığında devam ettiriliyor. Her gün katledilen, intihara sürüklenen, tacize ve tecavüze uğrayan kadınların sayısında yaşanan artış, yokmuş gibi gösterilerek’’ kadına şiddet yoktur, algıda seçicilik vardır’’ söylemleri bizzat Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı tarafından dile getiriliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, Şeyhülislamlık kurumu gibi çalıştırılarak toplumsal yaşamın her alanının, özellikle günlük yaşamın dini esaslara göre yeniden şekillendirilmesi için bir “fetva makamı” olarak gün be gün etkisini artırıyor. Fiili rejim değişikliğiyle tek adam yönetimine uygun yeni bir toplumsal inşa sağlanmak isteniyor. Biat eden yeni toplum modeline uygun olarak çalışma yaşamını düzenleyen yeni yasalar, kadınlar yok sayılarak hayata geçiriliyor. Yarı zamanlı ve esnek çalışma biçimleri kadınların doğum ve annelik izinleri gerekçe gösterilerek temel istihdam biçimine dönüştürülmek isteniyor. Kiralık işçi dönemini başlatan yeni torba yasalarla, kadınlar başta olmak üzere tüm emekçiler düşük ücretli, güvencesiz ve sendikasız çalışmaya mecbur kılınmaya çalışılıyor. Bugün yeryüzünde her üç kadından biri şiddetin değişik biçimlerine, ekonomik, sosyal, psikolojik, fiziksel şiddet ve tacizlere maruz kalmaya devam etmektedir. Kadına yönelik ayrımcılık ve bunun uzantısı şiddet bir insan hakları ihlalidir, münferit değil, sistematiktir. Bu nedenle, engellenmesi de ancak sistemli ve etkin bir mücadele ile gerçekleşebilir. Dünyada ve Türkiye’de kadınlar sadece kadın oldukları için öldürülmekte, emekleri çifte sömürüye kurban edilmekte ve bedenlerine ve ruhlarına hükmedilmeye çalışılmaktadır. “Çocuk Gelin”, “Çocuk Anne” YOKTUR!! Bu kavram bizi tekrar tekrar bu aile ilişkilerini kodlamaya itecektir. Önümüzde, tecavüze uğramış çocuklar vardır. Ve adeta öldürülerek çocuk yaşta evlendirilenler vardır!! İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bulunan kadının insan haklarını tanımak ve geliştirmek ve kadına yönelik şiddeti önlemek; uluslararası kuruluşların, siyasi iktidarların ve devletlerin olduğu kadar, medyanın, toplumun, hepimizin sorumluluğundadır.” Talepler ... Açıklamanın son bölümünde ise, Eğitim Sen’in, kadınlara özel sorunların çözümüne, olumsuzlukların giderilmesine ilişkin talepleri şöyle sıralandı: -Kadınların istihdamda var olmasını esnek ve güvencesiz çalışma koşuluna bağlayan, asıl olarak kadını istihdam dışında tutmaya yönelik yapılan yasal düzenlemelerden vazgeçilmeli, kadınlara güvenceli istihdam olanakları yaratacak yasal düzenlemeler, kadınların görüşleri alınarak yapılmalıdır. -Kadın istihdamının önündeki en büyük engel olan bakım sorumluluğunun erkek-devlet ve işveren tarafından paylaşılmasını sağlayan yasal düzenlemeler yapılmalıdır. -Kapatılan kamu kreşleri tekrar açılmalı, gerektiğinde 24 saat açık olacak, nitelikli, ücretsiz ve anadilinde hizmet verecek kreşlerden, istihdam şekline ve mesleğine bakılmadan tüm çalışanların faydalanması sağlanmalıdır. -Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti engelleyecek gerekli yasal düzenlemeler derhal yapılmalı, İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere, bu konuda imza atılan tüm uluslararası sözleşmelerin gereği yerine getirilmelidir. -Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kaldırılarak yerine Kadın Bakanlığı kurulmalıdır. -8 Mart resmi tatil ilan edilmelidir.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık