“Kadro, lütuf değil haktır!”
ÖNDER Haber - DİSK Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda yaptığı açıklamada, son günlerde kamuoyuna yansıyan haberlerde kamuda çalışan taşeron işçilerin ‘asıl iş - yardımcı iş’ ayrımı yapılarak kadroya geçirileceğinin ifade edildiğine dikkat çekip kamu hizmetlerinin sürekli, kamu işlerinin daimi işler olduğunu belirterek, “Sendikamız da konuya ilişkin görüş ve bilgilerini ifade etmek, işçilerin sesini duyurmak ve bu amaçla ‘kamuda çalışan tüm taşeron işçilere kadro verilmesi için bir imza kampanyası başlatmak’ gereği duymuştur

ÖNDER Haber -
DİSK Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda yaptığı açıklamada, son günlerde kamuoyuna yansıyan haberlerde kamuda çalışan taşeron işçilerin ‘asıl iş - yardımcı iş’ ayrımı yapılarak kadroya geçirileceğinin ifade edildiğine dikkat çekip kamu hizmetlerinin sürekli, kamu işlerinin daimi işler olduğunu belirterek, “Sendikamız da konuya ilişkin görüş ve bilgilerini ifade etmek, işçilerin sesini duyurmak ve bu amaçla ‘kamuda çalışan tüm taşeron işçilere kadro verilmesi için bir imza kampanyası başlatmak’ gereği duymuştur. Kamuda ‘asıl iş – yardımcı iş’ ayrımı yapılmadan tüm taşeron işçilerine grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı ve kadro istiyoruz” dedi.
DİSK Genel-İş Sendikası Muğla Şubesi tarafından gazetemize iletilen Genel Başkan Remzi Çalışkan’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Pansuman tedbirler”
değil kalıcı çözüm!
Türkiye’de taşeron uygulaması, hem bir özelleştirme yöntemi olarak hem de işçileri düşük ücretle, hakları kısıtlanarak, sendikal örgütlenme ve iş güvencesinden yoksun biçimde çalıştırmanın bir aracı olarak 2002 yılından bu yana hızla yaygınlaştırılmıştır. Sadece kamuda çalışan taşeron işçi sayısı ise en az 750 bin ila 1 milyon arasındadır. Mahkemeler, İş Yasasına aykırı taşeron uygulamalarına dur demiş, işçilerin başından beri çalıştıkları kurumun işçisi sayılmalarına karar vermiştir.
Hükümet, bu mahkeme kararlarının mali yükü nedeniyle sıkışmış, üst üste gelen seçim dönemleri ve muhalefetin taşeron işçilerle ilgili vaatleri nedeniyle bazı adımlar atmaya zorlanmıştır. Ancak bunlar pansuman tedbirlerdir ve soruna kalıcı bir çözüm getiremeyeceği açıktır.
Nitekim, kamuda ihale kapsamında çalışan işçilerin toplu sözleşme yapmalarına ilişkin düzenlemenin işlemediğini, bu mevzuat değişikliğinin işe yaramadığını, bu kapsamdaki işçilerin bir türlü toplu sözleşmeye kavuşamadıklarını yaşıyor ve görüyoruz.
Hükümet, 10 Eylül 2014 tarihinde bir Torba Yasa çıkarmış, asıl işlerde personel alımına dayalı hizmet alımı ihalesi yapılamayacağına; asıl iş- yardımcı iş ayrımının devlet kademesindeki bazı kurumlar ve sosyal taraflardan görüş alınmak suretiyle Bakanlar Kurulunca yapılacağına dair bir düzenleme getirmiştir. Son günlerde ortaya çıkan haberlerin kaynağı da bu düzenleme gereği yapılan çalışmaların sonuçlanma aşamasına gelmesidir.
Söz konusu düzenlemeye bağlı olarak yapılan ve yapılacak çalışmalar, taşeron işçilerin sorununu çözmeyecek, çözemeyecektir. İktidarın son seçim öncesi “taşeron işçilere kadro” vaadi bu düzenlemeyle gerçekleştirilemez. Zira bu düzenleme bazı kamu kurumları ile kamuda çalışan bazı işçileri daha başlangıçta saf dışı bırakmaktadır. Örneğin bu Torba Yasa ile asıl işlerde personel çalıştırılması ihalesi yapılamayacağı şeklinde getirilen yasaktan Belediyeler muaf tutulmuştur.
Yani yeni bir düzenleme yapılmazsa belediyelerce yapılan bütün işlerde taşeron işçi çalıştırılması dün olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir.
Bu durum, birer kamu kurumu olan belediyeler ve bu belediyelerin yaptığı hizmetleri yerine getiren taşeron işçilere haksızlık ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Yine bütün hastaneler, üniversiteler ve diğer kamu kurumlarında temizlik hizmeti adı altında kendilerine her türlü iş gördürtülen taşeron işçiler de “yardımcı işte çalıştırıldıkları” gerekçesiyle saf dışı bırakılmak istenmektedir. Bu işçiler bakımından da büyük bir haksızlık söz konusudur.
Sendikamız, belediyelerde, hastanelerde, üniversitelerde ve diğer kamu kurumlarında çalışan tüm taşeron işçilerin kadroya alınması için TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partiler ile yasal düzenlemelerin yapılması konusunda çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiş ve yasa önerileri hazırlayıp sunmuştur.
Sendikamız, taşeronlarda çalışan bütün işçilerin ayrıma uğramaksızın, güvenceli, sağlıklı bir ortamda ve iş güvenliği endişesi taşımadan çalışabilmeleri için çalıştıkları kamu kurumunda kadroya geçirilmesini amaçlamaktadır.
Bu amaçla 9-16 Aralık tarihleri arasında yurdun her yanında “taşeronda çalışan işçilere kadro” adı altında bir imza kampanyası başlatıyoruz. İşçiler ve halkın taleplerini bu yolla hükümete ulaştıracağız.
Ayrıca 18 Aralık’ta tüm şubelerimizin bulunduğu illerde eş zamanlı basın açıklamaları ile kamuoyu bilgilendirilecek, eylem ve etkinliklerimiz sonraki günlerde de sürecektir.
Kampanyamızda; işkolumuzda ve bütün işkollarında taşeron uygulamalarına tümüyle son verilmesi ve şirketler eliyle çalıştırılan bütün işçilerin “ayrımsız, koşulsuz” çalıştıkları kamu kurumlarına alınması, belediyelerdeki norm kadro uygulamasının kaldırılması, taşeron sisteminin durdurulması ve bu eşitsiz, güvencesiz çalışma biçiminin ortadan kaldırılması talep edilecektir.
Sendikamız, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da sürecin takipçisi olacak ve bu mücadelede üzerine düşeni yapmak için var gücüyle çalışacaktır.





