Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

​​​​​​​“KAPİTALİZMİN KRİZİNE KARŞI..”

Halkların Demokratik Kongresi Muğla Meclisi, dün Milas İlçe Meclisi ile birlikte, Milas Atapark’ta bir basın toplantısı düzenledi. “Kapitalizmin krizine karşı halkların ortak mücadele hamlesi”ni Milas’tan başlatmak üzere biraraya geldikleri belirtilen açıklamayı, HDK Muğla İl Meclisi adına Muzaffer Polat yaptı.

​​​​​​​“KAPİTALİZMİN KRİZİNE KARŞI..”

HDK Muğla İl Meclisi’nin açıklaması şöyle:

“HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ’NİN "KAPİTALİZMİN KRİZİNE KARŞI HALKLARIN ORTAK MÜCADELESİ HAMLESİ"ni Muğla’da, Milas’tan başlatmak üzere biraraya geldik.

İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz bu defa siyasi, ideolojik, ekolojik, uluslararası ilişkiler ve toplumsal alanlardaki krizlerle birlikte  çok katmanlı olarak derinleşiyor. Toplumsal değerler çözülüyor, toplum ortaklık zeminlerini tamamen kaybediyor.

Çalışan sınıfın üçte birinden fazlası işsiz. Milyonlarca işsiz, yakın gelecekte iş bulma umudunu kaybetmiş durumda. Yaşadığımız ilde binlerce turizm işçisi pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle ya işsiz kaldı  ya da düşük ücretlerle güvencesiz çalışıyor. Pandemi koşulları nedeniyle işten çıkarma yasağına rağmen, haksız ve hukuksuz işsiz bırakılan Milas Kömürcüoğlu Çınartaş işçileri direnişlerinin 249. gününde.   Yine Muğla Tüv-Türk’ten atılan işçiler yaklaşık 900 gündür direniyor.

Rejimin pandemi sürecinde toplum sağlığını koruma yönünde niyeti ve  çabası olmadığı görüldü. Yurttaşlar salgının insafına terkedildi. Çarkların dönmesi uğruna bugüne kadar on binlerce yurttaş  ve yüzlerce sağlık çalışanının yaşamını kaybettiği ülkede  yapılan testlerin %25'nin, hergün  saray ahalisine yapıldığı ortaya çıktı.

İktidarın ekonomiye ve sağlığa dair verdiği hiçbir bilginin, hiçbir rakamın, istatistiğin, zerre kadar inandırıcılığı kalmadı. Tek adam rejiminin harcamalarını denetleyen bir kurum artık yok.

Sıfırı tüketen AKP-MHP iktidar bloğu pandemiyi fırsat bilerek insanların evlerine kapatılması ve sokağa çıkma yasaklarıyla doğaya ve yaşam alanlarımıza saldırılarını ayyuka çıkaŕmış bulunmaktadır. Muğla nın %55 ine maden ruhsatı vererek gerek ormanlarımızı ve gerekse arkeolojik alanlarımızı tarumar etmekte, termik santrallerin kömür ihtiyacı için köyler boşaltılıp, insanların yaşam alanları yokedilmekte, tarım alanlarımız tüketilmekte, kıyılarımız inşaatlarla yat limanlarıyla işgal edilip deniz ekosistemleri bozulmaktadır.

TBMM her gün biraz daha göstermelik bir kuruma dönüştürülüyor. Artık iktidarın icraat ve işlemleri üzerinde TBMM denetimi sözkonusu değil. 

Yargı bütün kurumlarıyla iktidarın kontrolünde ve emrinde. Dolayısıyla ülkede hukuk ve adaletten bir eser kalmadı.

Cezaevlerinde siyasi tutsaklar halklara savaşı, yoksulluğu ve şiddeti dayatan tecritin tümden kaldırılması, hak ihlalleri, baskı işkence ve kötü muameleye karşı 55 gündür açlık grevinde. Pandemi başladığında tüm dünyada ilk tedbir olarak ayrımsız aflar ilan edilerek cezaevleri boşaltıldı. Türkiye’de  ise AKP-MHP faşist bloğu eşitsiz infaz yasasıyla, kendi yandaşlarına af çıkardı, siyasi mahkumları da açlıkla, pandemiyle, ölümle yüzyüze bıraktı. İktidarın siyasi mahkumlara bu hasmane tutumu ve ülkenin giderek büyük bir cezaevine dönüşmesi mahpusların bu taleplerine  tüm toplumsal kesimlerin duyarlı olmasını gerektiriyor.

Kadınların toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle yaşadıkları yoksulluk ve yoksunluk sistemin kriziyle birlikte hergün daha fazla derinleşiyor. Kadınları koruyacak sosyal güvenlik ve güvence ağlarından yoksun  bırakılmaları ve kadın kazanımlarına yönelik saldırılar  şiddet ve cinayetlerin artmasına neden oluyor.

Rejim toplumun sorunlarına çözüm aramayı hiçbir zaman düşünmedi. Kendi yapısal krizini aşmak için kadınlar, LGBTi+lar, emekçiler, gençler, işsizler, göçmen ve mülteciler, engelliler, yaşlılar gibi ötekileştirdiği tüm kesimlere saldırıyor. Bütün çözüm arayışları iktidarlarını birgün fazla devam ettirmek üzerinedir.

Bu karanlık gidişi ülkenin bütün demokrasi güçlerinin en geniş ittifakını kurmadan geri çevirmek artık imkansız.

Devrimcilerin bloku; demokrasi  ittifakı, toplumsal örgütlerin birleşik mücadelesinin örülmesi ve benzeri her türlü birlikte mücadele imkanını sonuna kadar değerlendirmek zorundayız.

Her türlü birleşik mücadeleyi, yerelde, toplumsal örgütlenmeleri geliştirerek, gerçek bir halk muhalefeti gücüne dönüştürmeliyiz.

Sürekli kriz üreten ve krizlerin faturasını halka çıkaran bu sisteme karşı, bir alternatif önermiyorsak; politik kazanımlarımızın hepsi güçsüz ve geçici olacaktır. HDK, YENİ YAŞAM önerisiyle, bütün insanlık ve dünyamızdaki bütün hayat için  bir seçenek öneriyor.

HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ, "KAPİTALİZMİN KRİZİNE KARŞI HALKLARIN ORTAK MÜCADELESİ HAMLESİ" ile bir kampanya başlatmıyor. Bu hamle kesintisiz, sürekli bir mücadele hamlesidir. İllerde, ilçelerde, mahallelerde, iş yerlerinde, üniversitelerde, köylerde meclisleşme hedefimizi büyütüyoruz. Rejime karşı halkların ortak direnişini örgütleme; bu direnişin örgütlerini yaratma hedefini önümüze koyuyoruz.

HDK, bütün bölgelerde, yerel hedefler belirleyecek, bu hedeflere yürümek için planlamalarını yapacak ve sonsuz bir sabırla, yorulmak bilmeyen bir çalışkanlıkla örgütlenecektir.

Bizim krizlere karşı çözümümüz var.

Bizim birlikte yaşam inancımız ve irademiz var.

Çağrımız tüm demokrasi güçlerine, bizlerin çözümü var, hep birlikte ortak mücadeleyle “Yeni Yaşamı” inşa edelim.

Halkların Demokratik Kongresi Muğla İl Meclisi”

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis