Haluk AKBATUR -
Dün, eski Yeniköy TKİ müdürü iken, özelleştirildikten sonra Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi’ne bağlı Yeniköy Linyit İşletmesi Direktörü olan Muhammet Koban, ekibiyle birlikte, saat 10 sularında köyümüze, pardon Milas’ın Karacahisar Mahellesi’ne ziyarete geldi. Köy kahvesinde toplanıldığını öğrenince koştum. Sayın Koban her zamanki nezaketi ile bana ziyaret sebebini benim anlayabileceğim bir dille açıkladı. Mühendisler, son teknolojik sistemlerle toprak anamızın bağrındaki kömür yataklarının tam yerlerini tespit etmek için bir nevi tomografi çekeceklermiş. Bunun için köylülerden izin ve yardım istemeye gelmişler.
Tomografi, hastalıkların kesin teşhisini yapmak için kullanılan yöntemlerden biri. Özellikle kanserin asıl odağının neresi olduğunu, nerelere yayıldığını gösteren en iyi yöntemlerden biri.
Hemen anladım, Karacahisar hastalanmış, bereketli mümbit ovasını kanser sarmış. Yatağan’da başlayan, Kemerköy ve Yeniköy’e sıçrayan kanser şimdi de Karacahisar’a yayılmış, metastaz yapmış. Toprak ana’nın karnının deşilmesi gerekiyor. Karacahisar ağır hasta, Karacahisar kansere teslim ediliyor. Metastaz yapmış kanser hastalarına neşter vurmak, bazen kanserin tüm vücuda daha hızlı yayılmasına sebep olur. Kemerköy’ün, Yeniköy’ün durumu ortada. Şimdi sırada Karacahisar var. Sonra?.. Sonra sıra bakalım nereye gelecek?
Milas ve Bodrum uzuvlarını kaybetmeye devam ederken bir anda nasıl yok olacaklar?
Köylü cahil, köylü yardım sever, köylü yapılacak olan bu çalışmaların ne kadar süreceğini soruyor. Gelecek yıl toprağını işlemesine engel olmasın yeter onun için.. "Kesin süre belli değil, ama merak etmeyin mümkün olan en kısa sürede, bir iki ay içinde tomografi çekimleri biter" diyor Koban. Köylü rahat nefes alıyor. Gelecek yıl mahsül alacak. Ya sonra………
Çalışmalar tamamlandıktan, kara kanserin yerleri net olarak belirlendikten sonra toprak ananın karnı deşilmeye başlanacak. Süre belli değil, Koban 15 yıldan önce kömür çıkarmaya başlanacağını sanmadığını söylüyor. Kara kanserli Karacahisar’ın en fazla 15 yıl ömrü kalmış.
978 dekar zeytinlik ve 331 dekar ekili alanı ile köyümüz zengin bir tarım alanı idi. Bakalım neşter vurulduktan sonra geriye ne kalacak? Kalanlar bir işe yarayacak mı?
Su havzaları sorulduğun da Koban, yapılacak olan tomografi çalışmalarının bir amacının da bu suları korumak olduğunu söylüyor. Korunsa ne faydası var kirlenmiş olduktan sonra. Çamköy ve Karacahisar’daki yer altı su kaynaklarından 5,2 milyon m3’ü Bodrum içme suyu, 3 milyon m3’ü Güllük, 2 milyon m3’ü Havalimanı ve 2 milyon m3’ü de Çamköy Sulama Sistemi için pompalanmaktadır. Hasta Karacahisar 15 yıl, belki de daha önce öldüğünde, bu pompa da susacaktır.
İki yerleşim yerinin proje kapsamında kaldırılması gerekiyor. Biri Bağcağız, diğeri İncirköy. Elbette, son ana kadar evlerinde oturmak için direnen ve çatlaklar baş gösterdiğinde evlerini terk edip, şu an söz konusu olan kömür sahası üzerindeki topraklarına, geçen seneden beri ev yapmaya başlayan İkizköy’lülere de yeniden yol gözükecek. Ataları göçer Yörüklerdi, onlar da artık yarı göçerliğe alıştılar nasılsa.
Koban, bir de sevindirici haber verdi. 2013 yılında gündeme getirilen, Karacahisar’da yapılacağı bildirilen Muğla’ya 4. Termik Santral yapımının söz konusu olmaktan çıktığını söyledi. Bu kararda, 13.6.2013 tarihinde "Havamıza, Suyumuza, Toprağımıza, Doğamıza Dokunmayın" sloganı ile başlattığımız ve sonra Change.org. tr. Sitesinde "Kömürsüz Ömür" sloganı ile devam ettirdiğimiz Muğla’ya 4. Termik Santral yapılmasını istemiyoruz imza kampanyasında topladığımız ve gerekli bakanlıklara gönderdiğimiz 10.12.2013 tarihli dilekçemizin ve ekinde sunduğumuz, Termik santral yapılmasına karşı olan 21.652 vatandaşımızın ad soyad ve imza listesi’nin ne kadar faydası oldu bilemiyoruz. Termik santral şimdilik yapılmayacak ama Kömürsüz Ömür sürebilmemiz zor gözüküyor.
Bodrum Kent Konseyi başkanı Sayın Hamdi Topçuoğlu ve ekibi, 24-25 Eylül tarihinde ilk Karaova Bağbozumu Buluşması’nı, güzel başarılı bir organizasyonla gerçekleştirdi. Çok yoğun birkaç ay süren hazırlık çalışmalarının sonunda, amacına ulaşmış bir buluşma oldu. Amaç; kaybetmekte olduğumuz değerlerin ortaya konması ve korunmasıydı. Hazırlık çalışmaları kapsamında yapılan iki toplantıya ben de katılmış ve projenin kapsamından, büyüklüğünden etkilenmiş, gelecek için umutlanmıştım. Toplantılarda söz alanlar sık sık Karacahisar’ın, Karaova ve Bodrum için önemini dile getirmişlerdi. Yapılan Bilgilendirme Toplantılarında Karacahisar halısının değeri vurgulanmıştı. Pekmezi, çam balı, zeytinyağı kapış kapış satılmıştı. Umutlanmıştım. Sayın Topçuoğlu’na teşekkür edip, bu konudaki çalışmalarının mutlaka devam ettirilmesi gerektiğini belirtmiştim. Karaova sınırları içinde yer almayan bizim ovamızın da, bu çalışma kapsamına alınmasını rica etmiştim. Eğer ricam kabul olursa, gelecek yıl mutlaka düzenlenmesi gerektiğine inandığım, İkinci Bağbozumu Buluşması’na, köyümün tüm değerlerini ortaya koyan bir standla katılmaktan mutluluk duyacağımı söylemiştim.
Bu tomografi çalışmalarının başlamasıyla, düğmeye basıldı, Karacahisar’ın ölüm fermanı imzalandı ve idam sehpası kurulmaya başlandı. Benim köyüm ölüyor, ovasıyla, ormanıyla, suyuyla, kültürüyle, insan değerleri ile. Kara elmas denilen, aslında dünyanın hiçbir ileri ülkesinde, artık hiç rağbet görmeyen bir değeri, birilerinin sömürmesi uğruna öldürülüyor, umarım Topçuoğlu’nun projesi başarıya ulaşır ve Karaova köyleri kurtulur.