“Kaymakamlığın tespiti doğru mu?..”

ÖNDER Haber/A. Coşkun EFENDİOĞLU -

“Kaymakamlığın tespiti doğru mu?..”

Gazetemizde 06.06.2017 tarihinde “Deniz kıyılarının işgali yasalara rağmen sürdürülüyor” başlıklı bir haber yayınlanmıştı. Haberde özetle, Milas Bozbük mahallesi kıyı şeridinin; tel örgü, duvar, çit ve güvenlik elamanları ile çevrelenmiş durumda olduğu duyuruluyor ve yetkililerin bu işgale son vermesi gerektiği vurgulanıyordu.

Daha sonra Milas Kaymakamlığı’ndan konu ile ilgili bir açıklama geldi. Bu açıklamaya da, 29 Temmuz tarihli gazetemizde yer verdik. Konu ayrıca yargıya da intikal etmiş durumda.

Bozbük’teki “kıyı işgali” iddiaları ile ilgili gelişmeleri, bölgede yaşayarak bilen ve bu konudaki hukuksal mücadeleyi sürdürmekte olan Av. Faruk Haksal, Kaymakamlık açıklamasının gazetemizde haber yapılması sonrasında, konuyla ilgili mahkeme kararlarını ve fotoğraflar eşliğinde bir açıklama göndermiş.

 

Sayın Haksal’ın açıklaması şöyle …

Kaymakamlığın konu ile ilgili açıklamasında ifade edilen tespitler doğru değildir. Milas Kaymakamı imzalı yazıda aynen şöyle denmektedir:

“Kıyıda kalan kumsal alanda [kıyı kenar çizgisi ile deniz arasında] herhangi bir şemsiye şezlong alanı kullanımı bulunmadığı …”

Aynı yazının son paragrafında da şu satırlara yer verilmektedir:

“Söz konusu alandaki şezlong şemsiye kullanımlarının [taş duvarla çevrili alan] ve plaj işletmesinin kıyı kenar çizgisinin [kıyı alanı] dışında mülkiyet parseli ve park alanında kalmakta olduğu ve plaj işletmesinin mülkiyet parseli içerisinden kıyıya geçişe izin vermediği, mülkiyet parseli dışında ulaşım sağlayan alternatif yolların mevcut ve açık olduğu görülmüştür ...”

Söz konusu yazının içeriği, mevcut olan hukuksuzluğun açık bir itirafı niteliğindedir ve resmi bir belge değerindedir. Şöyle ki;

 

YASALAR MUTLAKA

UYGULANMALIYDI

Kıyı Kanunu’nun 8.maddesi şöyle diyor: “Sahil şeritlerinde… Uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz…”

Aynı Kanun “Sahil Şeridi”ni şöyle belirliyor: “SAHİL ŞERİDİ: (Değişik:3830 - 1.7.1992) Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 METRE genişliğindeki alan…”

Demek ki, halkın serbestçe, hiçbir para ödemeden istifade edebileceği alan, sayın Kaymakamlık yazısında belirtildiği üzere, kıyı kenar çizgisi ile deniz arasında kalan birkaç metrelik küçük dilim değil, yasal olarak kıyı kenar çizgisinden başlayarak karaya doğru yatay olarak ölçülecek olan 100 METRELİK ALANDIR… Söz konusu duvarlarla çevrili mülkiyet alanı ve park alanı olan alan da, bu sınırlar içerisindedir.

 

100 METRELİK ALANIN

HALKIN

YARARLANMASINA

AÇIK OLMASI YASA

EMRİDİR.

Bu alanın, halkın kullanımına kapatılması hukuka aykırıdır ve kamu yönetim birimleri bu hukuka aykırılığı, hukuka uygun hale getirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülük yasalardan doğmaktadır.

Kaymakamlığın belge niteliğindeki resmi yazısında, açıklıkla bu alanın taş duvarlarla çevrilmiş olduğu kabul edilmektedir. Ancak bu alanın özel mülkiyete ait olduğu belirtilerek, bu alanların halkın serbestçe yararlanmasına kapalı [yazının tümü dikkate alındığında] olması doğal ve normal karşılanıyor. Oysa kamunun haklarının korunması, birinci öncelik olarak benimsenmelidir. Kıyı Kanunu’nun 5. maddesi şu hükmü getiriyor:

“Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.”

Aynı Kanun, bu ilkeye uymayanlara verilecek idari cezayı belirliyor.

MADDE 15 - a) Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde; Duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara kum, çakıl alan veya çekenlere 5 MİLYON LİRA PARA CEZASI VERİLİR.

Oysa Sayın Kaymakamlığın sözünü ettiğimiz resmi yazısındaki pratik çok başka yönlüdür.

 

MAHKEME KARARLARI

DA UYGULANMIYOR

Ayrıca, söz konusu hukuksuzluğun fiilen durdurulması yönünde Milas 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş bulunduğu tedbir kararı vardır. Sayın gazete idarehanesine bu mahkeme kararlarını yayınlanması amacı ile iletiyoruz. Söz konusu mahkeme kararlarına rağmen bu hukuksuzluğun fiilen sürdürülmekte olması da [söz konusu işletmeler açısından] ayrı ve müstakil bir suçtur.

 

HALKIN YASAL

HAKLARINI

SAVUNMAYA

DEVAM EDECEĞİZ

Bir hukukçu olarak, yöre halkının kıyılardan serbestçe yararlanma hakkının savunucusu olarak Sayın Milas Kaymakamlığı’nın meseleye yansız bir bakış açısıyla yaklaşmasını umuyor, talep ediyor ve bekliyoruz.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık