Umur ÖZLÜER / Marmaris
Barış Meclisi kurulması yolunda ülkemizde sağlanan seçim sonuçlarından hoşnut olmayan uluslararası emperyalist güçlerin maşaları, şimdi yarattıkları savaş ortamından, döktükleri kandan medet umarak tekrar tek başına iktidar olma çabasındalar. Bu amaçla yaratılan olağanüstü durumlar, konan sokağa çıkma yasakları, dükkânının kepengini açamayan esnaf, sokağa çıkamayan vatandaş, yatırımdan kaçınan iş sahibi ile toplumda korku katmanları oluşturulmuş ve bu durumdan çıkar sağlayan spekülatörler ise bir kez daha köşeyi dönmüşlerdir.
Geçen gün seyrettiğim bir haberde Pazar yerine gelen çevik kuvvete orta yaşın üzerindeki bir kadının yapılan baskılar nedeni ile isyan ederek, söylediği " siz vatandaşı coplayan, üzerine gaz sıkanlarsınız. Ne işiniz var burada, defolup sahibinizin yanına gidin" şeklindeki tahammül ötesi bu sözler, sanırım ileride toplum huzurunu sağlamak adına gerçekten vatandaşın yararına çalışacak emniyet görevlilerince bir sosyoloji dersi olarak okutulacak niteliktedir.
Her gün sabah Eros’u gezdirme görevi benim. Eros, kızımız Orsel’in İstanbul’da sokakta bulduğu bir Sibirya Kurdu kırması. İnanılmaz bir yaşam dostu, gözleri ile konuşuyor, dokunarak, yalayarak sevgisini gösteriyor. Eşim Selma’nın özenli bakımı ile de oldukça heybetli bir hale geldi.
Apartmanımızda ve mahallemizde onlarca da kedi var. Herkes onların bakımı için seferber.
Sabah gezisi için kapıdan çıkarken bazen merdivenlerde keyif yapan kedilerle karşılaşan ya da yolda karşısına çıkan kedilere karşı içgüdüsel hamlelerde bulunan Eros’un atakları karşısında kediler hemen korunmaya geçerek pençelerini çıkarıp dişlerini göstererek mevzilerini savunmaya geçiyorlar.
Artık o alıştığımız ‘köpek kovalar, kedi kaçar’ manzaraları sanırım çizgi filmlerde kaldı.
İşte yeni dünyanın kuralı da aynen böyle. Zor artık oyun bozamayacak. Çünkü mazlum için artık kaçacak yer, ölümden öteye köy yok. Herkes demokrasiyi sindirerek birbirine saygılı davranacak, yaşam hakkı tanıyacak.
Daha önceki yıllarda tanık olduğumuz, bayatlamış korku imparatorluğu senaryoları maalesef pek yakında yapımcılarının başını yiyecektir.
Bu aşamada onların çıkarlarına uygun davranarak kültürel ve sanatsal etkinliklerini iptal edenler ise halk üzerinde sağlanmak istenen korku ve dehşeti yayanların ekmeğine yağ sürenlerdir.
Turizm, otellerde animasyonları, barlar sokağında sınırsız eğlence ile sabaha kadar devam ederken, 4 Eylül 2015 günü Marmaris Amfi Tiyatro’da yapılması ilan edilen Türk Yunan Gençlik Orkestrası Konseri iptali, Datça Barış İçin Yarış etkinlikleri iptali, anlamsız bir gösteriş ve aymazlıktır.
Asıl olan, ülkemizi yasa boğan acı haberlerin gelmesini önleyecek çalışmaların yapılarak bir Barış Meclisi kurulması ve artık kan dökülmesinin önlenmesidir. Bunu yapmak yerine kaybettiğimiz vatan evlatlarımızın cenazelerinde timsah gözyaşı dökenler, ne yazık ki onları ölüme yollayanlardır.
Bu ortamda yapılacak mücadele Barış getirme bahanesi ile savaşmak olmamalı, Barış diyalog ile geliştirilmelidir.
Barış gelecektir.
Korkuluklar kargalar içindir, yürekli, bilinçli, yaşama hakkına saygılı insanlar barışı getirecektir.
Hoşça kalın, dostça, barış içinde kalın.
(28 Ağustos 2015)