Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

“Lagina’nın katili özelleştirme!”

A

“Lagina’nın katili özelleştirme!”
  • 09 September 2014, Tuesday 7:21
A. Coşkun EFENDİOĞLU - Mimarlar Odası Milas Şubesi ve MİTSO’nun katkılarıyla gerçekleştirilen ve 5 Eylül Cuma günü başlayan ‘7. Karia Karialılar Mylasa Sempozyumu’nun ikinci ve son günü olan 6 Eylül Cumartesi gününün öğleden sonraki bölümüne, Türk Arkeolojisi’nin sorunları damga vurdu. Stratonikeia Kazısı Başkanı Prof.Dr. Bilal Söğüt’ün "Antik Dönemden günümüze Stratonikeia yazıtları" başlıklı sunumundan sonra, uzun yıllar Lagina Antik Kenti’ndeki kazıları yürüten ve bu kazılarla anılan Prof. Dr. Ahmet Tırpan’ın "Lagina Kazısı Sorunları" başlıklı sunumu ve sonrasındaki sorulu yanıtlı tartışma platformu, Arkeoloji biliminin son yıllardaki giderek sıkıntılı durumu ve bu alandaki pek çok sorunu gündeme taşıdı. Bilindiği gibi Prof. Dr. Ahmet Tırpan ve ekibinin, 3-4 yıl önce, çeşitli gerekçeler öne sürülerek, Lagina Kazılarını sürdürmeleri engellenmişti. Dr. Tırpan, bu nedenle, bu yılki sunumunu, bu durumu anlatmaya ayırmıştı.   Prof Tırpan’dan sert eleştiriler: "Lagina’nın katili özelleştirme oldu" Prof. Dr. Tırpan, Stratonikeia ile Lagina antik kenti arasında kutsal bir yol olduğunu ve Lagina’nın çok önemli bir kent konumunda bulunduğunu belirterek, bu yolun şimdi, ‘kömür kazıları nedeniyle yok olduğu’nu belirtti. Büyük Hekate Tapınağı’na ait buluntuların, tapınağın tekrar ayağa kaldırılmasını mümkün kılacak şekilde ortalıkta olduğunu, bunların hepsinin kayıt ve tasnifinin yapıldığını, Hekate tapınağının mimari çizimlerinin vb. hepsinin tamamlandığını, ancak bölge kömür havzasında olduğu için, giderek genişleyen çalışmalarının engellendiğini vurguladı. Kömür havzası olan bölgede sadece Lagina değil, etrafında pek çok başka antik dönem yerleşkelerinin de kendileri tarafından tespit edilerek kayıt altına alındığını, SİT ilan edildiğini, bu nedenle büyük bir taarruzla karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Dr. Tırpan, şimdi herkesin bildiği gibi santrallerle birlikte özelleştirilen kömür ocaklarının, özel kesime devredilmesi sürecinde, ‘dikensiz’ hale getirilmeye çalışıldığını belirtti. Bu nedenle çalışmalarına yeni dönemlerde izin çıkmadığını belirten Prof.Tırpan, konuyla ilgili Danıştay düzleminde açtıkları davaları kazandıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı verildiğini, buna karşın, mahkeme kararına uyulmayarak, çalışmalarının hukuksuz bir şekilde engellenmesinin devam ettiğini belirtti. Kömür havzalarındaki bu antik yerleşimlerin, çok nadir bulunan, çok buluntu veren, arkeoloji bilimi açısından son derece önemli yerleşimler olduğunu, pek çok görsel örnek de vererek anlatan Prof. Tırpan, örneğin bunlardan biri olan Hüsamlar Köyü’ndeki yerleşimin ise artık tamamen yok olduğunu anlattı. "Bu nedenlerle Lagina’nın katili özelleştirme oldu. Tetikçileri ise Kültür Bakanlığı’nın gravatlı fedaileridir" diyerek, sert eleştirilerini sürdürdü. Tırpan, "Danıştay kararlarını uygulamayarak, Cumhuriyetin bu en önemli yargı kurumlarının kararlarını yok sayarak, Cumhuriyet’i de tanımadıklarını açıkça ilan etmişlerdir" dedi. Sunumu sırasında, Muğla’ya doğalgaz’ın da Muğla sanayisinin ihtiyaçları için değil, yenileri de eklenmeye çalışılan bölgedeki üç termik santrali, ileride, kömürden sonra dogalgaz santraline dönüştürmek amacıyla getirildiğini öne süren Prof. Dr. Ahmet Tırpan, Üniversitelerin de arkeolojik kazılar konusunda yeterli imkan tanımadığı gibi, arkeoloji bilimine karşı olan bu tür uygulamalara karşı çıkma konusunda, bunlarla mücadele etme noktasında da büyük bir sorumsuzluk örneği verdiğini vurguladı. Kültür Bakanlığı’nın üst kadrolarında neredeyse arkeolog bulunmadığını belirten Prof. Tırpan, yöneticilerinin de giderek arkeoloji biliminin dışından insanlara açıldığını kaydetti ve bunun sonuçları olarak da ülkemizde son son yılda 60 müzenin soyulduğunu, 3000 kadar eserin de müzelerden çalındığını belirtti. "Milas Uzunyuva’da, çalınmasına neredeyse imkan tanınan mezar soygununun ortaya çıkması sonrasında, o dönem Muğla İl Kültür Müdürü olan şahıs Genel Müdür yapılarak mükafatlandırıldı" diyerek, sisteme eleştirilerini sürdüren Prof. Tırpan, bakanlığın, arkeoloji biliminin içeriğinden giderek uzaklaştığını ve kazılara tek taraflı müdahalelerinin giderek arttığını da kaydetti. Daha sonra bir Karadeniz fıkrası anlattı Prof. Dr. Ahmet Tırpan.. Temel, yamyamlara yakalanmış. Reisleri talimat vermiş. ‘Bunun derisini yüzün, ondan güzel davul olur’ demiş. Bunun üzerine Temel, bir fırsatını bulup yamyamların elindeki bıçağı alarak kendine saplamaya başlamış. Bir taraftan da bağırıyormuş: ‘Kendimi size davul yaptırmayacağım!".. Fıkrayı anlatan Prof. Dr. Ahmet Tırpan, sözlerini şöyle bitirdi: "Biz de derimizden davul yaptırmayacağız." Büyük alkışlarla sona eren konuşması sonrası, bazı katılımcılar söz alarak, çeşitli sorunları dile getirdiler. Bir izleyici, "Ben Lagina’ya onlarca kez giden, pek çok kimseyi de oralarda gezdiren bir kişiyim. Oraları iyi bilirim. Geçenlerde yine dostlarımı götürdüm. Ama oralara gittiğimde, o çok iyi bildiğim yerin yolunu da bulamadım. Sonra duydum ki, yolu değiştirilmiş ve dört çeker aracınız yoksa da normal arabalarla gidemiyormuşsunuz. Dünyada bir başka Hekate Tapınağı yok. Bu nasıl bir sorumsuzluktur, derhal topluca bir çağrı yapalım" dedi. Bir başka izleyici, bir arkeolog, işini yaptığı için, gelen baskılarla nasıl işvereni tarafından işine son verildiğini anlattı. Benzer sıkıntıların şu anda Milas Kanalizasyon ve Altyapı inşaatı nedeniyle yaşandığını da belirtti. Bu sırada oturum yönetmeni olan Prof. Dr. Bilal Söğüt ise, arkeolojik buluntuya rastlayan bütün yurttaşların, bir dilekçe ile bunu ilgili kurullara bildirmesinin, buraların tescillenmesi ve korumaya alınması için yeterli olacağını belirterek, herkesi bu konuda uyanık olmaya davet etti. Çeşitli kişiler ve bizzat Prof. Tırpan, bütün bu sorunların ayrı bir sempozyumda ele alınması gerektiğini belirtti ve sempozyum sona erdi. Daha sonra, sempozyuma katılımları nedeniyle, konuşmacılara ve sempozyumda iki gün boyunca çeşitli alanlarda gönüllü olarak emek verenlere plaket verme törenine geçildi. Sempozyum çalışması, plaketlerin verilmesi sonrasında, Ezgi konseriyle sona erdi.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis