Av. Mustafa İlker GÜRKAN
Asıl mesele nedir? Türkiye’deki “Liberal” olmak iddiasını taşıyanların, eş anlatımla, “Kapitalist Kalkınma Yolunu” benimseyenlerin; ülkemizde gerilimin biraz olsun azaldığı, hemen her zaman “Siyasal-Dinci Gericiliğe” karşı tolerans göstermeleri ve bu toleransla siyasaldinciliğin gelişmesi, ilerlemesidir.
Siyasaldinciliğin ilerlemesine hoşgörü gösterilmesi, pasif tolerans düzeyinde de kalmamıştır. “Kapitalist Yolu benimseyenler” –Hatta “Karma ekonomi” sloganıyla bunu yapanlar da dahil- siyasaldinciliği temel bir müttefik düzeyinde ele almışlar, O’na olanaklar sunmuşlar ve giderek iktidarı paylaşmışlardır.
Bu, “Anti-Komünizm” müşterek temeli üzerinde inşa edilmiştir.
Bu tavrın olmazsa olmazı hatta buna yol açan özellik ise, bu iktidarın “Anti-Komünizm”i ideolojik merkeze almasıdır. Bugün açık bir gerçektir ki; “Anti-Komünüzm” görüntüsünün arkasında kararlı ve yoğun bir “Emperyalizm (Baskın olarak Amerikan Emperyalizmi) İşbirlikçiliği” vardır. Ve “Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin-emperyalistlerin siyasi emelleriyle tevhit” etmişlerdir. Dünya ile kıyaslandığında kişi başına “Gelir düzeyi” ve bu gelirin dağılımındaki adaletsizlik sonucu Milletin büyük çoğunluğu, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş ve anormal ölçüde gelişmiş kitle iletişim araçlarının çok yönlü ve çok yoğun etkisiyle şaşırmış ve şaşkınlık içinde kalakalmıştır.
Bütün bu süreçte: İhanet+Kişisel/Sınıfsal Menfaat, “Liberal” ideoloji, “özgürlük ve hoşgörü” pelerinine sarıp sarmalanarak, kitlelere gösterilen yüzlerinde “Yabancı sermaye ve Yatırım”, “Düzen ve Güvenlik” imajlarıyla iktidar olmakta... Daha da acısı; Din’in “kitlesel kullanımı yaylısına” binmiş olarak ve bu “yaylıyı”, “Ahlaksızca” ve en Etkin biçimde kullanarak... Türkiye Cumhuriyeti “harem-i ismetine” girmiş bulunmaktadır.
Liberalizm, günümüzün “Mandacılığıdır”… Düşünsel olarak bir adım daha atalım… Ekonomik ve Kültürel açıdan bakalım, Liberalizm ile Mandacılık’a… Özellikle Kültürel açıdan, Liberalizm ile Mandacılık’ı, birlikte bir düşünelim… Aralarında hiçbir niteliksel fark yok… Farklılık diye sunulanlar için soruyorum… Örneğin, Askeri bakımdan…. TSK bütünüyle NATO gücü olmaktan ne zaman çıktı?... Ne kadar çıktı?... Açık-Seçik… Liberalizm-NeoLiberalizm= “Mandacılık-Yeni Mandacılıktır”.
Emperyalizm ve işbirlikçisi siyasaldinci hareket, bu konumunun sağladığı bütün olanakları kullanarak T.C.’ni tasfiye etmek çabasındadır. Türkiye’nin “Milli ve Yerli”... “Devrimci ve Toplumcu” Siyasal hareketi/hareketleri Liberal Düşünce ile politik/örgütsel kökten bir “kopuş” gerçekleştirmez ise bu akım yaşamın bütün süreçlerinde halk yığınlarına ve öncülere “gözbağı” olacaktır. Ayrıca Liberal Düşünce ve akımın mensupları hiçbir zaman “Emperyalizm” ve kadim-sadık müttefiki, Türkiye topraklarına adeta “sülük” benzeri kancaları ile nüfuz etmiş, siyasaldinci/gerici akımlarla da kopuş sağlayamazlar, böyle bir amaçları yoktur ve Türkiye tarihinde de olmamıştır… Üstelik bu akımın zırvaları ve ürettiği zararlı görüş ve davranışları, Onların “Laiklik” kisvesiyle ortaya çıkmalarından ötürü… Anti-emperyalist ve “ Mili ve Yerli“, “Devrimci ve Toplumcu“ düşünce/akımlar için kitleler indinde, son derece zararlı bir imaj oluşumuna yol açacaktır. Bu zararlı etki yalnızca bizlere yönelmeyecek… Başta Türkiyemiz ve İslam olmak üzere tüm insanlık için paha biçilmez değerde olan, Müslüman insanlarımıza, salt “yaşama biçimlerinde birçok davranış ve tutumlarını dinsel düşüncelerle düzenliyorlar” diye uzaklaşma/farklılaşma etkisi yapacaktır.
Vurgulayalım ki; Liberalizm (L) ve NeoLiberalizm (NL), ideolojik çözümleme bağlamında ele alındığında aynı köklerden farklı zamanlarda türemiş kavramlardır. Politik olarak NL, daha saldırgan, daha “uç” bir anlayışı temsil eder… Tanımlama uygun görülürse; “Neo Liberalizm”; Kapitalizmin Emperyalizm evresinin en saldırgan, en “bencil” en gözüdönmüş versiyonudur.
Gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde ise bu versiyon en esnek ve fakat en kanlı biçimde ortaya çıkmaktadır.
Yeni seçilen İl ve İlçe başkan ve yönetimlerimiz bu konuyu öncelikli bir düşünsel faaliyet olarak ele almalıdır..
Çağdaş siyasal hayatın Veba’sı Liberalizm-NeoLiberalizmdir...
0 
0 
0 
0 
0 
0 
