“Mağduriyetler giderilsin!”
ÖNDER Haber - Eğitim Sen Milas Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, AKP hükümetinin, kaşıkla verip kepçeyle alarak işçileri, kamu emekçilerini ve emeklileri sefalet ücretine mahkum etmesine, zorla ve karşılıksız çalıştırılmalara karşı tepkiler dile getirilerek, 21 Nisan tarihlerinde bu anlamda imza toplandığı belirtildi

ÖNDER Haber -
Eğitim Sen Milas Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, AKP hükümetinin, kaşıkla verip kepçeyle alarak işçileri, kamu emekçilerini ve emeklileri sefalet ücretine mahkum etmesine, zorla ve karşılıksız çalıştırılmalara karşı tepkiler dile getirilerek, 21 Nisan tarihlerinde bu anlamda imza toplandığı belirtildi.
‘Sefalet zammı’ uygulamasının son örneğinin, 2014 yılında maaşlara yapılan 125 TL’lik zam olduğunun, AKP Hükümeti ile hükümetin çizgisinde sendikacılık yapan Memur Sen’in uzlaşması sonucunda ortaya çıkan bu zammın, kamu emekçileri için ortalama yüzde 6`ya denk gelmesine rağmen, 2014 yılının ilk üç ayında gerçekleşen enflasyonun yüzde 3,57 olduğunun anımsatıldığı açıklamada daha sonra -özetle- şu görüşler dile getirildi...
"Hükümet ile Memur Sen arasında imzalanan sözleşme ile 2014`te maaş katsayısına bağlı ödemeler (ek ders ücretleri, aile, çocuk, doğum ve ölüm yardımı) sabit tutulmuş, bu kalemlerde yıl içinde yaşanan herhangi bir artışın maaşlara yansıtılmaması karar altına alınmıştır. 2014 yılı sonunda enflasyonun çift haneli rakamlara çıkması ve bu yıl enflasyon farkının ödenmeyecek olması nedeniyle, milyonlarca kamu emekçisi bir kez daha hükümet ve yandaş konfederasyon tarafından aldatılmıştır.
Önümüzdeki aylarda elektrik, su ve doğalgaz olmak üzere tüm temel tüketim ürünlerine yapılacak zamları da dikkate aldığımızda, bunların üzerine, artan oranlı vergi dilimi uygulamasını da eklediğimizde, 2014 yılında kamu emekçilerinin mevcut maaşlarında son yılların en büyük erimesinin yaşanması kaçınılmaz görünmektedir.
5 milyon asgari ücretli, 9,5 milyon emekli ve 2 milyonu aşkın kamu emekçisinin ücret artışları, halkın en temel ekonomik, sosyal talepleri söz konusu olduğunda bin dereden su getirip "bütçe kaynakları sınırlı" diyenlerin, sıra sermayeye kaynak aktarmaya gelince bütün muslukları ardına kadar açması kabul edilemez. AKP, emekçilerin yoksulluk, işsizlik, açlık, sağlık, eğitim gibi en temel sorunlarını çözümsüz bırakıp kamu hizmetlerini piyasaya açarak, ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarını sürdürerek halkın günlük yaşamını alt üst etmeyi sürdürmektedir.
2014 ve 2015 yıllarının hem dünya, hem de Türkiye ekonomisi açısından büyük riskler taşıdığı, işsizlik, enflasyon, döviz kurundaki gelişmeler ve düşük büyüme oranlarından anlaşılmaktadır. İnsanca yaşayacak ücret ve çalışma koşullarının yaratılması için kamu emekçilerinin, işçilerin ve emeklilerin sesine kulak verilmeli, bugüne kadar yaşanan bütün ekonomik kayıplar ve yaşanan mağduriyetler en kısa sürede giderilmelidir."
Açıklamada daha sonra Eğitim Sen’in talepleri şöyle sıralandı:
- Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, bugüne kadar yaşadığımız mağduriyetler giderilmeli, son 12 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır.
- Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans değerlendirme ve rotasyon uygulamalarından tamamen vazgeçilmelidir.
- Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek, ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir.
- Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde belirlenmelidir.
- Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerinin yararlanması sağlanmalıdır.
- Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı ödenmeli, görev tanımları net yapılmalıdır.
- Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, grev hakkını da içeren gerçek bir toplu sözleşme düzeninin yaratılması sağlanmalıdır.
- Her okulun kendi yöneticisini kendi seçmesi, eğitim yöneticilerinin siyasal atamalarla değil okul bileşenlerinin iradesi ile belirlenmesi,
- Hizmet içi eğitimlerinin uygulamalarının seminer ve yaz dönemlerinde, ücret ödenerek ve gönüllülük ilkesi temelinde hayata geçirilmesi,
- Yardımcı hizmetliler görev tanımının net olması ve genel idari hizmetler sınıfına (GİH) dahil edilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılması ve angarya çalışmanın yasaklanması,
- Öğretmenlere 1 günden fazla nöbet görevi verilmemesi, tutulan nöbet süresi ile orantılı olarak mesai ücreti ödenmesi,
- Aday öğretmenlerin kadroya geçişte ve her türlü yönetici atamasında yazılı ya da sözlü sınav koşulunun kaldırılması, adaylıktan asil kadroya geçiş koşulunun sınav endeksli değil, gözlem ve deneyim kazanma süreci olarak görülmesi ve güvenceli çalışmanın esas olması,
- Kamu kaynaklarının kamuya ait okullar için kullanılmasını hiçbir şekilde özel okullara aktarılmaması sağlanmalıdır.





