MİDOSK, Kavrun’a tırmandı

ÖNDER Haber - Milas Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü üyeleri, Karadeniz Bölgesinde bulunan Kaçkar Dağlarının en yüksek zirvesi olan 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kavrun Dağına tırmandı… İlçemizde 2010 yılından beri dağcılık ve doğa yürüyüşü faaliyetleri yürüten doğa ve sporseverler tarafından, tarihi ve doğal güzelliklerle iç içe olan ilçemizde dağcılık, oryantring, izcilik ve doğa sporlarını tanıtıp geliştirmek, bunun yanında çevre bilincinin oluşmasına ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla kurulan ve daha önce Büyük Demirkazık ve Erciyes Dağlarına tırmanan Milas Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği (MİDOSK) üyeleri, tırmanışlarına yeni bir zirveyi daha eklediler. Kulübün 2014 yaz etkinliği kapsamında 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kaçkar Kavrun Dağı’na tırmandıklarını belirten MİDOSK Başkanı Başkan Abdulbaki Çetinkaya, "Zirve tırmanışı ve akabinde Fırtına Deresi, Ayder Yaylası, Uzungöl, Sümele Manastırı’dan oluşan kültürel faaliyetimizi gerçekleştirmek üzere 6 dağcımızla birlikte 11 Temmuz Cuma günü sabah 8.10 uçağı ile Trabzon’a hareket ettik. Aynı gün saat 14’te Trabzon Havalimanında bizi bekleyen arazi aracıyla kamp yerimiz olan 2 bin 268 rakımlı Yukarı Kavrun Köyüne planladığımız gibi saat 18’de vardık. Daha sonra sırt çantalarımızı alarak kamp yerimiz olan Mezovit Çayırına 5 kilometrelik bir yürüyüşle saat 20’de vardık. Sabah saat 05.30 sıralarında zirve tırmanışı yapmak üzere kamp alanından ayrılarak sırasıyla Boğaçayırı, akabinde zaman zaman kar ve buzul geçerek Kapı Mevkiine vardık. Kapıdan sonra zorlu ve yorucu tırmanış gerektiren sırt kısmından zirve tırmanışına başladık. Dik, teknik tırmanış isteyen ve yer yer karla kaplı rotayı takip ederek saat 12.15’te Kavrun zirve tırmanışını ekip olarak gerçekleştirdik" dedi. Yaklaşık 45 dakika zirvede kaldıklarını ve saat 13’te inişe geçtiklerini belirten Çetinkaya, "Kamp alanına vardığımızda saat 18’di. Çadırların toplanması ve yukarı Kavrun Köyüne yürüyüşümüz saat 20’de bitti. Ve böylece kazasız belasız Kaçkar Kavrun zirve tırmanışını Milas Dağcılık olarak tamamlamanın mutluluğunu ekip olarak yaşadık. Aynı akşam, aracımızla Ayder Yaylasına indik. Geceyi Ayder Yaylasında geçirdikten sonra Pazar günü Fırtına Deresi, Uzungöl ve Sümele Manastırından oluşan kültürel gezilerimizi yaptık. Daha sonra da Milas’a döndük" dedi. Tırmanış ile ilgili izlenimlerini paylaşan Çetinkaya, dağcıların zorlu, yüksek rakım tırmanışında dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Dağcılar, gidecekleri rotayı iyi incelemeli, özellikle rakımdan ve oksijen yetersizliğinin neden olduğu rahatsızlıklara dikkat etmeli. Bol su içmeli, acele edilmemeli, sınırlarını bilmeli, iyi bir ekipman, malzeme, teknik bilgi ve doğada karşılaşılacak olası risklere karşı hazırlıklı olmalıdır" dedi.