Milas Emek ve Demokrasi Güçlerinden, 1 Eylül Dünya Barış Günü Açıklaması

Milas Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından, Atapark’ta saat 19:00’da, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir açıklama yapıldı. Ortak açıklama DEM Parti Milas ilçe başkanı Sedat Polat tarafından okundu. Atapark’taki açıklamada DEM Parti, TİP, SOL Parti, Eğitim Sen ve Milas 78’liler hazır bulundu. 

Milas Emek ve Demokrasi Güçlerinden, 1 Eylül Dünya Barış Günü Açıklaması

Milas Emek ve Demokrasi Güçlerinin Açıklaması Şöyle:

Sevgili Yoldaşlar Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. Bugün dünyanın dört bir yanında halklar en temel insan hakkı olan onurlu barış taleplerini haykırarak alanlara taşıyorlar. Ne yazık ki savaşların, soykırımların sürdüğü dünyamızda barış günümüzü kutlamak mümkün olmuyor, bu günü barış için mücadele ve talep yükseltme günü olarak alanlara taşıyoruz. Nazi Almanyası’nın Polonya’yı işgal etmesiyle başlayan 2.Dünya Paylaşım Savaşının başladığı tarih olan 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak ilan edilmiştir. Bu savaşta milyonlarca insan ve canlı hayatını kaybetmiş, atom bombası ilk kez kullanılarak nükleer savaşın kapıları açılmıştır.

Bu kanlı ve vahşi savaşın üzerinden 85 yıl geçmiş olmasına rağmen küresel hegemonik güçlerin savaş iştahı ve doymak bilmez kar hırsı, halkları birbirine karşı kışkırtmaya, savaşları, soykırımları militarist ve milliyetçi söylemler üzerinden normalleştirmeye devam ediyor. Biz biliyoruz ki, 2016 da ‘Barış Hakkı’ bildirisini yayınlayarak barışın en temel insan hakkı olduğunu kabul eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya dünya silah ticaret ve üretiminin aynı zamanda en büyükleri ve sahibidir. Kendi aralarındaki hegemonik ilişkiler sonucu çıkan çatışmaların bedelini de her zaman masum ve yoksul halklar hayatıyla ödemekte.

Gerek dünyada, gerek ise bölgemizde emperyalist-kapitalist sistemin hegemonya kavgası nedeniyle 3. Dünya savaşı olarak nitelendirilen bir savaş konsepti dünya halklarına dayatılıyor. Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail’in Filistin’ e yönelik soykırım saldırıları, Türkiye’nin Federe Kürdistan bölgesi ve Kuzey doğu Suriye özerk yönetimine karşı saldırıları başta olmak üzere birçok bölgede savaş ve çatışmalar yaşanıyor.

Egemenler bir yandan savaşları kışkırtırken, öte yandan fiilen yürütülen savaşlar da bitmek bilmeyen bir çözümsüzlüğü halklara dayatıyorlar. Silahlanma, nükleer savaş konsepti, hibrit savaş yöntemleri emperyalist-kapitalist dünyanın kendisini ayakta tutma biçimleri olarak sürüp gidiyor. Bu savaş ve kıyım gerçekliği karşısında savaşa karşı onurlu barışı, işgale ve tecrit sistemine karşı özgürlüğü savunuyoruz.

Savaşlar sadece yaşamını yitirenler için değil, aynı zamanda hayatta kalanlar için de bir felakettir. Bugün dünyamızda milyonlarca insan yerinden yurdundan edilerek dünyanın 4 bir yanında yaşam mücadelesi veriyor. Göç yollarında yitip gidiyor, gitmek zorunda kaldıkları ülkelerde ayrı bir ayrımcılığa ve ırkçılığa maruz kalıyorlar. Bu noktada yoksul ve masum halkların dayanışması ve birliği çok önemlidir.

Değerli Dostlar, barış mücadelesi toplumsaldır, onurlu barışlar toplumsal iradenin gerçekleşmesiyle mümkündür. Toplumsal barışın olmazsa olmaz şartı eşitlik ve adalettir. Barışa dair söylenecek sözlerin sahibi egemenler değil, halklardır. Buradan hareketle kan ve gözyaşı yerine müzakereyi, toplumsal ve ekolojik yıkım yerine bütün farklılıklarımızla eşit ve özgür yeni yaşamı öneriyoruz.

Bu davet bizim! Barış en temel insan hakkı ve talebidir. Halklara yoksulluğu, kan ve gözyaşını, çaresizliği reva gören gözü dönmüş savaş çığırtkanlarına sesleniyoruz, belki biz sizin hile ve yalanlarınızla baş edemedik, bu bize dert oldu, ama asla sizin önünüzde diz çökmedik, bu da size dert olsun! Şimdi en güzel şiirdir BARIŞ! Yaşasın Barış Mücadelemiz! Biji Aşiti!

 

 

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık