Milas Yurttaş İnisiyatifi, “BİRLEŞMİŞ VE ÖRGÜTLÜ BİR HALKI HİÇBİR KUVVET YENEMEZ!’’
Kısa bir süre önce Milas ilçesinde yaşayan yurttaşlar tarafından kurulan Milas Yurttaş İnisiyatifi, bugün ilk basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Ellerinde ‘çocuklar çiçektir bastığın yerde bitmez’, ‘kentin sakini değil, yönetimde söz ve karar sahibi olalım’, ‘Bakın ne kadar büyümüşüz! 2013 yılında 1 koyun 300 TL, 2023 yılında 1 kilo kıyma 300 TL,’ ‘demokratik, şeffaf ve katılımcı bir yerel yönetim’ ve ‘sokaklar, parklar, kıyılar ve ormanlar, tüm canlıların! Korunmalıdır’ yazılı dövizlerle bir araya gelen grup, Şehir Parkı’ndan yerel seçimler öncesi beklentilerini ve düşüncelerini paylaştı.
İnisiyatif, ilçedeki çeşitli sorunların tespiti ve tespit edilen sorunlara yönelik çözümünü üretmeyi hedeflediğini belirterek, 19 ana başlık ve bu ana başlıkların altındaki 200’den fazla maddeden oluşan ilkeler metnini kamuoyu ile paylaştı.
Milas Yurttaş İnisiyatifi ilk icraatları olarak, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne iletilmek üzere Milas ve Bodrum’da yaşanan su sıkıntıları hakkında yazılmış dilekçeler katılımcılar tarafından imzalandı. İmzalanan bu dilekçelerin Muğla DSİ Şube Müdürlüğü’ne teslim edileceği öğrenildi.
‘’Milas Yurttaş İnisiyatifi”nin kurulma sebebinin açıklandığı basın toplantısında; “Milas’ta yaşayan; doğasına, kentine, gençliğe, insan haklarına, emeğine ve çocukların geleceğine sahip çıkan bireyler olarak birlikte yol yürümeye karar verdik. Genel seçimlerde yaşadığımız mutsuzluğu, hayal kırıklığını bir daha yaşamamak için mahallelerde, sokaklarda, işyerlerimizde, okullarda, doğada kısacası yaşamın olduğu her alanda öğrenerek ve örgütlenerek ‘’Milas Yurttaş İnisiyatifi’’ adı altında birleştik.” denildi.
“GÜCÜMÜZÜ VE CESARETİMİZİ BU ŞEHRİN İNSANLARINDAN ALIYORUZ”
Milas Yurttaş İnisiyatifi basın açıklamasını Yaşam Savunucu Neşe Tuncer olurken, açıklama şu şekilde;
“Bizi sadece seçimden seçime oy kullanan ve siyaseti sandığa hapseden siyasi egemenler bilsinler ki biz onlar için çantada keklik değiliz. Muhalefeti sadece oy vermek için değil; insan olmaktan kaynaklı ortak dertlerimiz, düşlerimiz ve düşüncelerimiz için yapıyoruz. İnsanı sayıya indirgeyen, sadece seçim zamanlarında hatırlayan, bir oy uğruna her oyunun oynandığı kirli ve çirkin siyaseti ve bu anlayışa sahip siyasetçileri reddetmek ve değiştirmek için birlikte her yerdeyiz.
Gücümüzü ve cesaretimizi bu şehrin insanlarından alıyoruz. Şimdiye kadar mağdur edilmişlerin, sesi kesilmişlerin, görmezden gelinenlerin, ötekileştirilenlerin gür sesi olmayı her koşul ve ortamda sürdüreceğiz.
Kapalı kapılar ardında ve çıkar odaklı bir seçim çalışması ve yarışında olmayacağız. Milas Yurttaş İnisiyatifi, kamuoyuna duyurduğu ilkeler ve siyaset anlayışı çerçevesinde önümüzdeki günlerde demokratik, renkli ve farklı etkinliklerle büyüyerek Milas halkıyla birlikte olmaya devam edecektir. .
Çağımız, kapitalist tüketim çağının neoliberal dönemidir. Vahşi sömürü, katliamlar ve talan çağıdır. Emekçiler hangi barbarlık ve zulüm altındaysa, içinde yaşadığımız doğa da aynı barbarlık ve zalimliği görüyor. İnsan olarak, duyarlı yurttaşlar olarak birinci görevimiz; yaşadığımız kentin doğasına, suyuna, tarihine, kültürel dokusuna, toplumsal belleğine sahip çıkmaktır. Kentler hepimizin vicdanı olmadığı sürece koruyamayız ve geleceğe geçmişi silinmiş ve ruhsuz beton yığınları bırakırız.
TÜM CANLILARA AİT ALANLAR GENEL YA DA YEREL GÜÇ GÖSTERİSİ YAPARAK SERMAYENİN HİZMETİNE PEŞKEŞ ÇEKİLEMEZ
Parklar, sokaklar, okullar, tarım alanları, tarihi yapılar, su kaynakları, ormanlar, kıyılar, dağlar tüm canlılarındır. Kimse bunlar üzerinde genel ya da yerel güç gösterisi yaparak sermayenin hizmetine peşkeş çekme hakkına sahip değildir. Milas Yurttaş İnisiyatifi; duyarlı, aynı kaygıları paylaşan sendika, oda, dernek, parti, STK, DKÖ ve kişilerle birlikte demokratik tepkilerini ortaya koymaktan ve hukuki süreçlerin içerisinde yer almaktan geri kalmayacaktır.
Türk, Kürt, Ermeni, Roman gibi bu topraklar üzerinde yaşayan her türlü ulusal kimliği ötekileştirme ve düşmanlaştırma gerekçesi olarak değil, tam tersine zenginlik olarak kabul ediyoruz.
“BİRLEŞMİŞ VE ÖRGÜTLÜ BİR HALKI HİÇBİR KUVVET YENEMEZ!’’
Hepimiz bazen yorulur bir köşeye çekilip yaşadığımız kentin sakini olarak hayatımızı sürdürmek isteriz. Ancak bize sakin bir yaşam ve dinlenme hakkı vermediler. Bunun için “BİRLEŞMİŞ VE ÖRGÜTLÜ BİR HALKI HİÇBİR KUVVET YENEMEZ!’’ düşüncesi etrafında bir araya gelerek Milas'ın geleceğinde söz ve karar sahibi olmak istiyoruz. Sermayenin ve merkezi iktidarın rantçı barbarlığına yerel yönetimlerin ortak olmasına artık sessiz kalmayacağız.
Akbelen başta olmak üzere orman kıyımları, Boğaziçi (Bargilya) başta olmak üzere sulak alanlarımızın betona kurban edilmesi, tarım alanlarımızın yok edilmesi, dağlarımızın vahşi madencilik uğruna delik deşik edilmesi, denizlerimizin kültür balıkçılığı ile kirletilmesi, havamızın solunamaz hale getirilip su kaynaklarımızın kurutulması sermaye lehine ancak bu coğrafyada yaşayan tüm canlıların aleyhine alınan kararların sonucudur.
Bir avuç su, bir avuç gökyüzü, bir parça bulut ve kırık bir dal bile herkes ve tüm canlılar içindir. Milas Yurttaş İnisiyatifi'nin varlığı, örgütlenmesi ve mücadelesi bunun içindir.
‘’Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’’ sözünün bilincimizdeki tarihsel yüküyle hareket ediyor ve Milas Yurttaş İnisiyatifi olarak sahip çıkma sözü verdiğimiz ilkelerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.” Dedi.
Milas Yurttaş İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Yorulmaz ise 19 ana başlık ve bu ana başlıkların altındaki 200’den fazla maddeden oluşan ilkeler metnini ana başlıklar halinde okudu.
Yorulmaz’ın okuduğu ilkeler metninin ana başlıkları şu şekildedir;
İLKELERİMİZ
● Yerel yönetimler çocukların haklarını korumakla sorumludur. Bütün çocuklar eşit haklara sahiptir. Çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşayabilmelerini sağlamak yerel yönetimlerin önemli görevlerinden olup gerekli tedbirleri almalıdır.
● Belediyenin tüm harcamaları şeffaf ve denetlenebilir olmalıdır. Kent merkezi ve mahalleler arasında ayrım yapmayan, insan haklarına tam anlamıyla duyarlı adil bütçe yapılmalıdır.
● Belediyenin görevi sadece klasik belediyecilik olarak adlandırdığımız yol, kaldırım yapımı, imar uygulamaları, çevre temizliği vb. den ibaret değildir. Yurttaşlarımızın ve kentin sosyo-ekonomik yapısını kuvvetlendirmek de öncelikleri arasında olmalıdır.
● Anayasal bir hak olan temiz, sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim için yerel yönetim yereldeki gıda üretim ve tüketim sürecine müdahil olmalıdır. Çevre ve insan sağlığını önceleyen, hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan, toplumsal cinsiyet ve gelir eşitliğini gözeten, şeffaflık prensiplerine uyan, konunun tüm tarafları ile diyalog ve iş birliği içinde süreç yürütmelidir.
● Yerel yönetimin vereceği tüm hizmetler toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alacak yaklaşımlar içermek mecburiyetindedir. Yerel yönetim, merkezi iktidarın kadını eve hapseden yaklaşımlarını kabullenmek yerine, pozitif ayrımcı, kadın öncelikli politikaları oluşturup bu politikaları rehber edinmelidir.
● Geleceğinden umutsuz, işsizlik ve sömürü düzeni arasında sıkışıp kalmış olan gençlik için, onlarla birlikte olumsuzluklarla mücadele birincil öncelik olmalıdır. Gençlerin temel hakları olan eğitim, sağlık, beslenme, barınma, ulaşım, sosyo-kültürel faaliyetler ve spor ihtiyaçlarının kamusal ve parasız olarak karşılanması ve her gencin bu haklardan yararlanması esas alınmalıdır.
● Emeklilik, yıllarca alnının terini akıtarak elde edilen ve bedeli peşin ödenmiş temel bir haktır. Merkezi iktidar tarafından üretim süreçlerinin dışında kaldığı gerekçesiyle yok sayılmaya çalışılan, aslında toplumsal belleğimiz olan emeklilerimiz için yerel yönetim, onların hayatını kolaylaştıracak tedbirleri almakla mükellef olmalıdır.
● Engelli bireyler sosyal, ekonomik, eğitim, rehabilitasyon, fiziksel çevre, ulaşım, istihdam alanlarında ve yaşadıkları evlerde çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu zorluklar da onların toplumsal yaşama katılımlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Yerel yönetimler engellilere sundukları hizmet politikalarıyla, bireylerin toplumsal yaşama katılımlarını sağlayacak uygulamalar geliştirmeli, yaşadıkları sorunlara gerçek ve kalıcı çözümler getirmelidir.
● Kentlerin asıl sahipleri; yerel çıkar grupları, şirketler, doğayı katleden rant grupları ve sermaye değil, içerisinde yaşayan halk ve tüm canlılardır. İnsana, doğaya, havaya, suya, canlı yaşamına ve toprağa yabancılaştıran imar politikalarına ve şehirleri rant uğruna talan eden zihniyete karşı halkla birlikte kurmak ve korumak yerel yönetimin temel yaklaşımı olmalıdır.
● Barınma anayasal bir haktır. Yerel yönetim olarak güvenli, ödenebilir, ulaşılabilir, insani yaşam standartlarına uygun, deprem ve benzeri afetlere karşı dayanıklı ve aynı zamanda asgari yaşamsal (elektrik, su, doğalgaz, internet) hizmetleri de içeren bir barınma politikası oluşturulmalıdır.
● Ekonomik, ekolojik ve toplumun başta dezavantajlı grupları olmak üzere tüm kesimleri için adil ulaşımı sağlamaya dönük projeler hayata geçirilmelidir.
● İklim krizine yol açan, tarımsal ve doğal alanların, kıyıların imara açılmasına, başta kömür olmak üzere tüm vahşi madencilik uygulamalarına, çarpık kentleşmeye ve betonlaşmaya karşı önleyici tedbirler alınmalıdır.
● Kent merkezi ve mahalleler tüm canlılara aittir. Hayvanlara karşı işlenen suçlar ve hayvan katliamlarına karşı gerekli tedbirler alınmalı bu konuda talepte bulunan yurttaşlara hukuki ve yasal destek sağlanmalıdır.
● İlçede faaliyet gösteren küçük ve aile tipi işletmeleri desteklemeyi önceleyen, bölgesel kalkınmaya hizmet eden, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu tarım ve hayvancılık faaliyetleri için politikalar üretilmeli, tarım ve hayvancılıkta örgütlenmeye destek verilmelidir.
● Sağlıklı yaşam temel bir haktır. Sağlıklı bireyler için spor faaliyetlerinin gelişmesi önem taşımaktadır. Tüm yurttaşlar belediyenin sağlık hizmetlerinden, eşit ve ücretsiz bir şekilde faydalanabilmelidir.
● Din, mezhep, felsefi görüş ayrımı yapmaksızın, tüm insanların ve inançların kendilerini özgürce ifade etme hakkı olduğu kabul edilerek, bütün inançlara ayrımsız ve eşit hizmet verilmelidir.
● Merkezi iktidarın dayattığı ötekileştirici, tekçi ve bencil anlayışa karşı halkçı, dayanışmacı, toplumcu ve demokratik yerel sanatın gelişmesi teşvik edilmelidir.
● Yerel yönetimlerde taşeronlaşma uygulamaları, yasaların elverdiği ölçüde azaltılmalı, mümkünse de kaldırılmalıdır. İş güvencesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği esas alınmalıdır. Sendikal örgütlenme desteklenmeli, cinsiyet eşitlikçi ve hak temelli bir istihdam politikası uygulanmalıdır.
● Yerel yönetimlerde şeffaflık toplumun süreçlere demokratik katılımını kuvvetlendirir. Yolsuzlukların önlenmesi ve yerel hizmetlerin etkin-adil olarak sunulabilmesi için yönetimde şeffaflık en temel ilke olarak kabul edilmelidir.” denildi.
Sloganlar eşliğinde yapılan basın açıklamasının sonunda Milas Yurttaş İnisiyatifi Sözcüsü Fikret Çoban ise, halkla buluşarak büyüyerek, kendi kentine sahip çıkacaklarını belirterek, “Bundan sonraki etkinliklerimiz forum şeklinde devam edecek. Sizlerden gelen görüş ve öneriler üzerinden kendimizi var edeceğiz.” dedi.
Milas Yurttaş İnisiyatifi grubu basın açıklamalarının ardından sessizce dağıldı.