Muğla Tabip Odası'ndan Sağlıkta Dönüşüm Eleştirisi
Muğla Tabip Odası tarafından Milas Devlet Hastanesi önünde yapılan basın açıklamasında, sağlıkta dönüşüm programının sonuçları eleştirildi. Muğla Tabip Odası Başkanı Çetin Erdolu, eski başkan Cafer Şahin ve Milas temsilcisi Funda Göçer ile birçok doktorun katıldığı açıklamada, sağlık politikalarının insan hayatını riske attığı vurgulandı.
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da yaşanan skandalda bebeklerin tıbbi gereklilik olmadan yoğun bakıma alınarak ölümlerine neden olunduğu belirtilerek, bu olayın sağlık sistemindeki çürümüşlüğün bir sonucu olduğu ifade edildi. Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimlerin denetim görevini ihmal ettiği, bu hataların sorumlularının hesap vermesi gerektiği açıklandı.
Muğla Tabip Odası Başkanı Çetin Erdolu, tarafından okunan “Çok üzgünüz: Sağlıkta dönüşüm yine ölüm getirdi! Sorumlular Hesap Vermelidir” başlıklı basın açıklaması şu şekilde;
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMININ SORUNLARI
Muğla Sağlık meslek ve emek örgütleri olarak sağlıkta dönüşüm programıyla sağlık sistemimize giren açgözlülüğün kurbanı olan ailelerin, bebeklerin, etik değerlere bağlı meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının yanındayız!
Yıllardır her platformda, meydanlarda haykırıyoruz, uyarıyoruz!! Sağlıkta dönüşümün, sağlıkta özelleştirmenin, ticarileştirmenin ölüm getireceğini haykırıyoruz.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yaptıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğine ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin haberleri yakından takip ediyoruz.
Öncelikle belirtmek isteriz ki olay hekimlik değerleri bir yana, insanlık değerleri ile bağdaşmayacak niteliktedir ve hiçbir gerekçe hekimlik değerlerinin ayaklar altına alınmasını haklı çıkarmaz.
KAMU OTORİTESİNİN İHMALİ
Yaşanan olayda ciddi bir denetim eksikliği olduğu açık olup yürütme ve denetim görevini elinde tutan Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin görevlerini ihmal ettiklerini, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgahın geç ortaya çıkmasından sorumlu olduklarını görüyor ve adalet önünde hesap vermelerini istiyoruz. Dönemin il sağlık müdürü olan sağlık bakanı dâhil denetimden sorumlu yerelden bakanlığa kadar tüm bürokratların sorumluluğu gereği görevden alınarak adli ve idari soruşturmaya dahil edilmelidir. Bizler de bu sürecin takipçisi olacağız. Meslek etik kurallarını ihlal ederek mesleğimizin saygınlığına, onuruna, kutsallığına leke sürenlerin, sağlık çalışanlarına ilişkin güven duygusunu zedeleyenlerin, halkın sağlığını riske atanların hak ettikleri cezaları almaları için bugüne kadar olduğu gibi titizlikle çalışmaya devam edeceğiz. Bu çürümüş sistemin kurbanı olarak birkaç maşayı öne atıp bu olayı kapatmanıza müsaade etmeyeceğiz!
Olayın kamuoyunda yarattığı infial sonrasında yenidoğan yoğun bakım hizmetini bu çeteye taşeron usulüyle teslim eden 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edilerek kapatıldığını öğrenmiş durumdayız. Olaya karışan özel sağlık kuruluşlarının ve yöneticilerinin cezalandırılması mutlaka gereklidir. Ancak denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesinin kendi hatasını telafi etmek için hastaneleri kapatması olayla hiç ilgisi olmayan, özveriyle işini yapan bir yandan da geçim derdinde olan sağlık çalışanlarını işsiz ve güvencesiz bırakmıştır. Önemle vurgulamak isteriz ki bu vahim olay birkaç vicdan ve ahlak yoksunu sağlık çalışanının, hastane yöneticisinin suça karışmasından ibaret olmadığı gibi bu kişilerin cezalandırılması ile geçiştirilecek ve telafi edilecek nitelikte de asla değildir. Bunu çok aşan ve sistemle ilgili ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz, hastane patronlarının sağlık bakanı yapıldığı ülkemizde, yıllardır uygulanan sağlık politikalarının iflasıyla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Sağlık emekçileri ve halkı karşı karşıya getirip bu skandaldan sıyrılmanıza izin vermeyeceğiz.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI DESTEKLENMELİ
Diğer yandan bu olayın, ülkemizde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çok büyük bir kısmının her zaman büyük özveriyle ve sadece halkın sağlığı için çalıştıkları ve bundan sonra da çalışmaya devam edecekleri gerçeğini gölgelemesini istemiyoruz ve buna izin vermeyeceğiz. Pandemi ve afet dönemlerinde de gördüğümüz üzere hekimlerin ve sağlık çalışanları etik değerlere bağlıdır ve görevini en iyi şekilde yapmak için çabalamaktadır. Topluma karşı görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan tüm sağlık çalışanlarının arkasında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMINDAN VAZGEÇİLMELİ
Yaşananlar, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koymuştur. Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertmiştir.
Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının bir avuç insanın çıkarına boşa harcanmasına yol açan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikalar bir an önce terk edilmelidir.
Yöneticileri, halkın sağlığını piyasanın insafına bırakan sağlık politikalarını bir kenara bırakarak, koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemini hayata geçirmeye çağırıyoruz.
- Ailelerin, bebeklerin her konuda yanındayız üzerimize düşen görevleri hızla yapacağız
- Piyasacı sağlık sisteminin bütün zorlamalarına karşın etik ilkelerden ödün vermeyen meslektaşlarımızın, sağlık çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz,
- Ücretsiz, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, kamusal bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu biliyoruz. Sağlıkta dönüşüm programından, sağlığın ticarileşmesinden ve taşeronlaştırılmasından derhal vazgeçilmelidir.
- Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan kamu yetkilileri kanun önünde hesap vermelidir
- Kapatılan hastaneler kamuya devredilmeli, burada çalışan meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının hakları korunmalıdır
- Konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçler açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
Sağlık hizmetleri kamulaştırılmalı, Sağlıkta dönüşüm programından derhal vazgeçilmelidir.”