“Okula Uyum ve Okul Korkusu”

Oktay ÇAYIRLI -

“Okula Uyum ve Okul Korkusu”

Sakarya İlkokulu’nda öğrenim gören öğrencilerin velilerine yönelik “Okula Uyum ve Okul Korkusu” konulu seminer düzenlendi…

Yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte öğrenci ve velilere yönelik etkinlik programları düzenlenmeye başlandı. Bu çerçevede, ilçemiz Sakarya İlkokulu’nda birinci sınıfa başlamış olan öğrencilerin velilerine yönelik olarak dün saat 13.30’da bilgilendirme semineri düzenlendi.

Sakarya İlkokulu Psikolojik Danışma ve Rehberlik Öğretmeni Yağmur Kaygı tarafından sunumu yapılan “Okula Uyum ve Okul Korkusu” konulu seminerde öğrencilerin okulla uyumu ve başarısı için velilerin yapması gerekenler dile getirildi.

Sunumunda, okula yeni başlayan bir öğrencinin velisinin, çocuğun okulda yaşayabileceği bazı problemlerin kolayca aşılabilmesi için neler yapması gerektiğine dikkat çeken Kaygı, “Okula başlama, çocuğun yaşamındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Okula uyumun kolay ve sancısız gerçekleşmesi, çocuğun hem okul yaşamı hem de sonrası için son derece önem taşımakta. Zihinsel, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden okula başlamaya hazır olan çocukta okulun ilk günlerinde ağlama, okula gitmek istememe, anneden ayrılmama gibi davranışların görülmesi doğaldır. Çünkü çocuk o güne kadar güvenli, her türlü kuralını bildiği, her sıkıntısında yanında ana babasını bulduğu ve kendisinden nelerin beklendiğini bildiği bir ortamdan hiç bilmediği bir ortama girmiştir. Başarılı olacak mıdır, öğretmeni tarafından sevilecek, beğenilecek midir, arkadaşlarıyla anlaşabilecek midir, okul onu kollayacak kadar güvenli bir ortam mıdır, gibi sorularla uğraşmakta. Ancak çoğu çocuk bu problemlerden kaynaklanan kaygıyı 15 - 20 gün içinde halleder ve keyifle okuluna gider” dedi.

Çocuğun okula uyumunu kolaylaştırmak için önerilerde de bulunan Kaygı, “Çocuğunuza karşı açık olun, okul ve öğretmenleriyle ilgili doğru olmayan abartılı şeyler anlatmayın. Sakin kalmaya çalışın. Kaygı, özellikle ebeveynle çocuk arasında bulaşıcıdır. Çocuk kaygı duyduğu canı sıkıldığı her durumda ne kadar endişelendiğinizi anlamak için size bakacak ve endişeli olduğunuzu gördüğünde bu, kendi korkularının yerinde olduğunu doğrulayacaktır. Bu nedenle ne kadar tedirgin, gergin olursanız olun dışarıdan bakıldığında sakin ve rahat görünmeye çalışınız. Eve geldiğinde okulda yaşadıklarıyla ilgili onunla konuşunuz. Her okul dönüşü, eğer isterse, olan biten herşeyi size anlatmasına izin veriniz. Bu, çocuğunuzun okul yaşamına duyduğu ilgiyi pekiştirmek için en iyi yoldur ve okula karşı duyması gereken hevesin, öğrenme isteğinin gelişmesine yardımcı olur. Sabırlı olun, kendi istediği zaman gününü size anlatmasına izin verin. Okula başlamak çocuğunuzun ve sizin yaşamınızda yeni bir düzen demektir. Sabahları okula gitmeden önce birlikte kahvaltı etmeye, onu okula uğurlamaya dikkat ediniz. Son dakika uyarılarından kaçınınız. Bu, sadece çocuğunuzun huzursuzluğuna neden olur. Bu dönemde bütün sorularına cevap arayışı içinde olan çocuğunuza her zamankinden daha yakın olun. Okula gitmemek için yarattığı bahaneleri yadırgamadan dinleyin, kaygılarını paylaşın ve anlayışlı olun. Bu önemli dönemde onları etkileyecek başka olumsuz yaşantılardan veya büyük değişikliklerden uzak tutmaya çalışın. Çocuğu, mutlu edecek ve onurlandıracak ödüllerle teşvik edebilirsiniz” dedi.

Bir çocuğun, okuldan ne kadar korkarsa korksun sorunun tek çözümünün her gün okula gitmeye devam etmesi olduğunu da belirten Kaygı, “Çocuğun okula devamını sağlamak ve bundan emin olmak anne babanın sorumluluğundadır. Anne baba olarak çocuğu korktuğu bir şeyi yapmaya zorlamak zor olabilir. Ama onu okula mutlaka göndermelisiniz. Çocuğun evde geçirdiği süre uzadıkça okula dönmesi de o kadar zorlaşır. Yeni okula başlayan çocuklarda okul korkusu genellikle okul kavramının tam oturmamasından kaynaklanmakta. Çocuğunuzun okul korkusunu yenebilmesinin tek yolu, öğretmenine güven duyması ve günlük akışa uyum sağlamasıdır. Okul konusundaki belirsizlikleri ve sorunları sizinle paylaşması için ona yardımcı olun. Anne ve babaların sıklıkla düştükleri hata, çocuklarının okula gitmedikleri günlerde onları evde ödüllendirmeleridir. Bu, çoğu zaman farkında olmadan yapılan bir hatadır. O gün kendini iyi hissetmeyen ve evde kalan çocuk, anne ya da babası tarafından sevdiği aktiviteler ile ödüllendirilirse, okuldan kaçma davranışını yineleyecektir” dedi.

Anne ve babaların, öğrencinin okul olgunluğunu kazanmasına yardımcı olması gerektiğini de dile getiren Kaygı, “Görsel ve işitsel duyularını geliştirmelerini sağlamalı, kelime haznesini geliştirmeli, el, parmak ve kol kaslarını geliştirmelerine yardımcı olmalıyız. Okuma yazmaya hazırlamak için kalemi nasıl tutması gerektiği, defterini nasıl kullanması gerektiği, harfleri ve rakamların doğru yazılışlarının nasıl olması gerektiği gibi konularda destek olunmalıdır. Unutmayın, birinci sınıf ailenin desteğine ve ilgisine en fazla ihtiyaç duyulan sınıftır. Onunla daha fazla ilgilenmeniz gereken bir dönemdesiniz, sabırlı olmalı ve öğrencideki en ufak değişimi görerek onu desteklemelisiniz. Okuma yazma konusunda problemler yaşayabilir, bu tür durumlarda öğrenciye destek olmayı sürdürmeli ve çalışma davranışı kazanmasına yardımcı olmalıyız. Dikkat süreleri daha az olacağı için 20 - 25 dakika çalışıp 15 dakika ara verilerek çalışılabilir. Sürekli ders çalışmak öğrenciyi sıkacak ve dersten soğumasına neden olacaktır. Okuma yazma konusunda çocuğunuzu diğer arkadaşlarıyla kesinlikle kıyaslamayın, onu kendisiyle yarıştırın, Çocuğunuzdaki en küçük değişimi pekiştirin, takdir edin. Çünkü başarıyı tadan çocuk başarılı olmak isteyecektir, başarısız olan çocuk ise bunu kabullenmeye başlayacaktır. Önemli olan okumayı ve yazmayı ne kadar erken öğrendiği değil, ne kadar sağlıklı öğrendiğidir. Öğrencinin ödevleri konusunda baskıcı ve eleştirici olmayın. Fakat ödevlerini yapma konusunda destekleyin ve ödevlerini kontrol edin. Ödevlerin onların sorumluluğu olduğunun farkına varmasına yardımcı olun. Ödevlerini onların yerine yapmayın. Onu okula, derse ve öğrenmeye karşı isteklendirmeye çalışın. Öğrenmenin zevkli yönlerini bulmasına yardımcı olun. Çocuğunuzda karşılaştığınız diğer davranış problemleri ve uyum problemleri konusunda, öğretmenlerinden ve rehberlik servisinden mutlaka yardım talep edin” dedi.

 

Okul korkusu

Okul korkusunu, okul çağı içindeki çocuğun okula gitme konusunda direnmesi, yoğun kaygı ve panik belirtileri göstermesiyle ortaya çıkan bir durum olarak tanımlayan Kaygı, “Genellikle 6 – 10 yaşları arasında görülmekle beraber, ilkokuldan liseye kadar her yaşta görülebilir. Okul korkusunun belirtileri; anne babadan ayrılmak istememe, somatik rahatsızlıklar dediğimiz karın ağrısı, bulantı, kusma hissi, iştah ve uyku düzeninde bozulmalar, istek ve enerji kaybı, öfke ve ağlama nöbetleri, agresif ya da içekapanık davranışlar, sınıftan, okuldan kaçma, okula gelmek istememe, bahaneler bulmadır” dedi.

 

Nedenler ve

tetikleyen unsurlar

Çocukların, yeni girecekleri bir ortamdan çekinmesi ya da korkmasının normal olduğunu, alışmaları ve benimsemelerinin zaman alacağını da dile getiren Kaygı, “Anne babalarda endişe yaratan bu dönem çok doğal. Okul korkusu, okula başlanılan dönemde ortaya çıkmakla beraber nedenleri ve tetikleyen unsurlar geçmişe dayalı olabilmekte. Anne - babadan ayrılma endişesi, çocuğun problem çözme becerilerinin az gelişmiş olması ve yeni deneyimlerle baş edebilmede zorlanması, performans kaygısı, başarısız olma korkusu, sağlıksız anne-baba tutumları, okuldan kaynaklanan sorunlar, öğretmen yaklaşımları, riskli durumlardan korkma ve zarar verici davranışlara maruz kalmış olma, travmatik yaşam öyküsü (boşanmış anne-baba, ameliyat-kaza, kardeş doğumu, ölüm, taşınma, psikolojik-duygusal ve fiziksel sorunlar” dedi.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık