“Ovamızın bağrına ‘kum ocağı hançerleri’ saplanıpduru!”

A

“Ovamızın bağrına ‘kum ocağı hançerleri’ saplanıpduru!”
  • 17 November 2014, Monday 7:38
A. Kemal KAŞKAR - 27 Nisan 2012 tarihli ÖNDER’de, daha sonra, Milas İlçe Tarım Müdürlüğü’nün "tarım arazilerinin zarar göreceği ve yeraltı su seviyesinin düşeceği" tespitlerinin yeraldığı rapor-tutanaklarla desteklenen "Kum’a kurban ediliyor" başlıklı haberimizle gündeme getirilen ve yaşanmaya devam eden ‘eski bir sorun’dur bu…   Yurttaşlar, üretim-yaşam alanlarını muhafaza ve müdafaa etmeye çalışıyor Soma Yırca köyünde zeytinci yurttaşların direniş nöbetine rağmen, burun farkıyla geriden gelen mahkeme kararı öncesinde altı bin zeytin ağacının katledilebilmiş olması, geçtiğimiz haftanın en dikkat ve tepki çeken haberleri arasındaydı. Daha önce de benzer pek çok ‘köylü direnişi’ haberinde olduğu gibi yurttaşlar, üretim-yaşam alanlarını muhafaza ve müdafaa etmek istediğinde resmi ya da özel güvenlik güçlerini hemence karşılarında buluveriyorlar. ‘Santral yapılacak’, ‘maden çıkarılacak’, ‘marina yapılacak’, ‘yol geçecek’ gibi gibi gündemlerle büyük mağduriyetler yaşıyor ve çok kısa sürede ‘direnmek ya da direnmemek’ yol ayrımlarına getirilmiş oluyorlar. Yakın zamana dek ‘çevreciler’ olarak adlandırılan grupların -pek de paylaşılıp desteklenmeyen bir tür- vazifesiymiş gibi yaşanan, görülen tepkiler artık doğrudan, sorunları yaşayan yurttaşların kendisinden geliyor. Ve yurttaşların; tarım arazisi, halk plajı, dereler, sulak alanlar, parklar-korulara ilişkin duyarlılıkları artıyor, direnişler de giderek kitleşelleşiyor… Milas Ovasında kum ocakları Rastlamış olabilirsiniz; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın televizyonlarda tarım arazileriyle ilgili duyarlılık-farkındalık oluşturulması ve bunların geliştirilmesi amacıyla yayınlattığı ‘Kamu Spotu’nda, yurttaşlar, tarım arazilerinin korunması gibi bir ‘yüce görev’e davet ediliyorlar.   Bir yanda bu kamusal görevlendirme ve öte yanda: İlçemiz Sarıçay havzasındaki kum ocaklarının ovamızdaki tarımsal üretimle arasındaki büyük sorunların daha da büyümesi. Sorun öyle kocamanlaşmış durumda ki, bölgede tarımsal üretim yapan yurttaşlar, atadan dededen bu yana sürdürdükleri ‘çiftçilik halleri’ nedeniyle neredeyse ayıplanacaklar?!.. İl-ilçe tarım müdürlüklerinin yetkisizleştirildiği bu gibi tarım alanlarıyla ilgili olarak Valilik Yatırım İzleme ve Koordinasyon Kurulu marifetiyle edinilen ruhsatlarla yapılan bu "mevzuata uygun iş-işlemler" (?), ilçemizde tarım arazilerinin bağrına saplanıpduran koca koca hançerler gibi! Köylü yurttaşlar, ‘burgulu üretim’ yüzünden sorunun, sadece kum ocaklarının bulunduğu alanlarla sınırlı kalmayıp dere yatağındaki erozyonun da tetiklenmesiyle çok daha derinleştiğine dikkat çekiyorlar.   Davete icabet eden bir yurttaş Tarım Bakanlığı’nın, yukarda aktardığımız davetine icabet eden bir yurttaşımız da, Sarıçay havzasındaki kum ocaklarıyla ilgili endişelerini dile getiren bir dilekçeyle Milas Kaymakamlığı’na başvurmuş. Yurttaş, dilekçesine; "Televizyonlarda Tarım Bakanlığınca hazırlanan, tarım arazilerine sahip çıkalım duyurusundan sonra, çevremdeki tarım ve toprak katliamlarını duyurup bu katliamların durdurulmasına faydam olur diye düşündüm" diyerek başlıyor ve şöyle sürdürüyor: "Milas Sarıçay mevkiindeki tarım arazilerinde mısırın, buğdayın, kavunun, karpuzun hülasa her türlü tarımın yapıldığı yaklaşık bin dönüm araziler kum ocakları tarafından 30-40 metrelik derinlikte göletlere dönüştürülmektedir. 10 dönümlük alınan ruhsatlar 30-40 hatta 50 dönüme varan kum ocağı işletim sahası genişletilmektedir. Bizlerin, bu kum ocakları mevkiinde sulama amaçlı artezyen kuyularımız bulunmaktadır ve bu kuyular yaklaşık 20-25 metreden su çıkarmaktadır, ancak bu kum ocakları hem ruhsat dışı çölleşmeye hem de bizim arazilerimizle birlikte su kaynaklarımızı tehdit eder duruma gelmiştir. Günümüz teknolojisi ile dağlardan taşlardan kum elde edilirken tarım arazilerimiz kum elde edilmek uğruna heba edilmektedir…" Dilekçesini, "Sayın Kaymakamım, neslimizin geleceği açısından çocuklarımıza ve yarınlarımıza topraklar değil hiçbir işe yaramayan göletler bırakacağız. Sizden bu konular ile ilgili araştırma yapmanızı ve tarım arazilerinin kum ocağına dönüştürülerek talan edilmesinin önüne geçmeniz hususunda gereğini saygılarımla arz ederim" diyerek tamamlayan yurttaş, bu durumun bir ‘hak ihlali’ olduğu düşüncesiyle Milas İlçe İnsan Hakları Kurulu’na da başvuracağını belirtiyor…
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık