Oktay ÇAYIRLI -
İlçemizde bulunan özel yetenekli çocukların tespit edilerek, topluma daha faydalı olmalarını sağlamak amacıyla ilçemizde görev yapan öğretmenlere yönelik "Özel Yetenekli Çocuklar ve Destek Eğitim Odaları" konulu seminer düzenlendi… Seminerde öğretmenlere, özel yetenekleri olan çocukların fiziki, sosyal gelişim, kişilik ve zihinsel özellikleri hakkında bilgiler aktarıldı…
Özel yetenekli çocukları tespit etmek ve bu durumdaki çocukların, özel eğitim yöntemleriyle en iyi biçimde gelişimlerini sağlamak, özel yetenekli bireylerin toplumda eriyip gitmelerini engelleyip topluma en faydalı biçimde üretebilecekleri ortamlara yönlendirmek amacıyla çalışma başlatıldı.
Çalışmalar kapsamında ilçemizde görev yapan öğretmenlere yönelik, Milas Halk Eğitimi Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda "Özel Yetenekli Çocuklar ve Destek Eğitim Odaları" konulu seminer düzenlendi.
Zeka, yaratıcılık,
sanat, spor…
Seminerin sunumunu yapan Mutlu Olcay, zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda akranlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren bireylerin ‘özel yetenekli’ olarak tanımlandığını belirterek, "Bu bireylerin erken yaşta tanılanmaları, ihtiyaç duydukları eğitime yönlendirilmeleri ve kendilerine uygun eğitimi almalarının sağlanması, ülkemizin kalkınması açısından son derece önemlidir. Eğitim ve kalkınma arasındaki olumlu ilişkinin bir gereği olarak eğitim gereksinimlerinin karşılanması halinde bu öğrencilerin sadece kendi ülkelerine değil, bütün insanlığa katkıda bulunmaları olasıdır" dedi.
Okumayı erken yaşta
öğrenirler
Özel yetenekli çocukların fiziksel, sosyal gelişim, kişilik ve zihinsel özellikleri hakkında da bilgiler aktaran Olcay şöyle devam etti:
"Özel yetenekli çocukları fiziksel olarak ele aldığımızda gelişimlerinin yaşıtlarının ilerisinde olduğunu görürsünüz. Doğumda diğer çocuklardan daha ağırdırlar. Bebeklikte olağanüstü hareketlilik gösterirler. Fiziksel yapı ve genel sağlıkta normalin üstündedir. Erken yürür, erken konuşur, okumayı erten yaşta öğrenirler. Aşırı duyarlı sinir sistemine sahiptirler. Duyu organları keskindir. Bebeklerde bu aşırı duyusal uyarılabilirlik, battaniyelerini üstlerinden atma, altlarının ıslanmasından rahatsız olma, gürültüye yoğun tepki gösterme ve tat alma duyularında aşırı duyarlılık şeklînde ifade bulabilir. Olgunlaşma daha hızlı gerçekleşir. Kuvvetlidirler ve koordinasyon gerektiren faaliyetlerde tepkileri daha hızlıdır. Çok iyi duyabilirler. Hastalıklara karşı daha dirençlidirler. Diğer gruptakilere oranla daha fazla yaşarlar.
Espri yetenekleri
gelişmiştir
Sosyal gelişim özelliklerine baktığımızda ise, özel yetenekli çocukların kendilerinden büyük çocuklarla karmaşık oyun oynama eğiliminde olduğunu görürüz. Arkadaşlar arasında popülerdirler. Anne baba ya da bakıcıyı erken tanıma ve gülme becerisi gösterirler. Ses, ağrı ve acıya karşı aşın tepki verebilirler. Karşısındakilerin düşüncelerini, duygularını ve isteklerini kestirebilme yeteneğine sahiptirler. Yeni ve değişik durumlara kolay ve çabuk uyum sağlarlar. Grup içindeki liderliğin amacı ve işlevini kavrayabilmeleri ve diğerlerinin gereksinim ve ilgilerine duyarlı olabilmeleri nedeniyle, genellikle lider olma eğilimindedirler. Hem liderlik için arzulanan kişilik özelliklerine hem de geniş ilgi alanına sahip olmaları, liderlik potansiyellerini daha da artırır. Espri yetenekleri gelişmiştir. Okula karşı isteklidirler ve ders dışı etkinliklere katılmaktan zevk duyarlar.
Aşırı duygusal olabilirler
Özel yetenekli çocuklar kişilik özellikleriyle de dikkat çekerler. Bağımsız olma özellikleri vardır. Bu özellikleri öğrenme etkinliklerinde de görülür. Yüksek amaç ve ideallere sahiptirler. Faaliyetlerini başlatmak için bir dış kuvvete ihtiyaç duymazlar, yani içten denetimlidirler. Hayal güçlerinin fazla gelişmesi sonucunda, bazıları hayali arkadaşlar oluşturabilir. Aşırı duygusal olabilirler. Yok olma tehlikesi içinde olan türler, enerji kaynaklarının azalması, kirliliğin artması gibi dünya sorunlarına aşın duyarlı davranabilirler. Mükemmeliyetçidirler. Özgüvenleri yüksektir. Meseleleri sorgular, net bir şekilde düşünür, ilişkileri fark eder ve anlamlar idrak ederler. Azimli ve sebatlıdırlar. Başkalarıyla kolayca işbirliği yaparlar.
Gözlemleme güçleri
fazladır
Zihinsel özellikleriyle de bu çocuklar ön plana çıkar. Kolayca ezberleme ve ezberlediklerini de uzun süre belleklerinde koruyabilme özelliğine sahiptirler. Kendi başlarına okumayı öğrenirler. Sayılara erkenden ilgi duyma ve matematiksel akıl yürütme başarısı yüksektir. Mükemmel, uzun süreli bellekleri vardır. Hafızaları güçlü olduğu için önemli detay, kavram ve prensipleri unutmazlar. Okuduğunu anlama başarısı yüksektir. Sebep sonuç ilişkisine ilgi duyarlar. Sanat, bilim, geometri, mekanik, teknoloji ya da müzikte başarılı olurlar. Gözlemleme güçleri fazladır. Esnek ve sıra dışı düşünürler. Hayalleri güçlüdür. Sanat dallarında orijinal eserler verirler."
Parlak çocuk çok çalışır,
özel çocuk zaten
biliyordur
Özel yetenekli çocuklar ile parlak çocuk olarak tabir edilen çalışkan çocukları birbirinden ayıran unsurlar olduğuna da dikkat çeken Olcay, "Parlak çocuk olarak tanımladığımız çocuklar genellikle ilgilidir. Çok çalışır. Kolaylıkla öğrenir. Tam olarak öğrenmesi için 6 - 8 tekrar gerektirir. Ödevlerini tamamlar, iyi ezberler. Yaşıtlarından hoşlanır. Üst grubu oluşturur. Öğrendiği kadarıyla tatmin olur. Özel yetenekli çocuklar ise aşırı meraklıdır. Etrafta dolanıp çalışmaz gibi görünürken sınavlarda başarılıdır. Zaten biliyordur. Tam olarak öğrenmesi için 1 - 2 tekrar yeterlidir. Yeni proje atılımlarında bulunur. İyi tahmincidir. Yetişkinleri tercih eder. Grubun ötesindedir. Çok fazla özeleştiri yapar" dedi.
Ülkemizde özel yetenekli
çocuklar
2013 verilerine göre Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) tarafından tanılanarak eğitim alan özel yetenekli öğrenci sayısının 10 bin 807 olduğunu belirten ve bu sayının olması gerekenin yaklaşık % 4'lük bir oranına denk geldiğine değinen Olcay, "Özel yetenekli öğrencilerin % 96'sı, hem tanılanmamış hem de özellikleri doğrultusunda bir eğitim desteği almayan grubu oluşturmakta" dedi.
Tanımlama ve
yönlendirme süreci
Özel yetenekli bireyler dâhil olmak üzere özel eğitime ihtiyaç duyan tüm bireylerin ‘Tanılama’ ve ‘Yönlendirme’ görevinin Rehberlik ve Araştırma Merkezleri'ne (RAM) verildiğini de ifade eden Olcay, "Mevcut mevzuat, tüm üstün yetenekli öğrencilere tanılama sürecinde fırsat eşitliği sağlamayı amaçlamakta. MEB Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesinde tanılama yapılacak okullar yalnız Bilim ve Sanat Merkezlerinin bulunduğu yerleşim yerleri ile sınırlı tutulmamış, il ve ilçelerde bulunan ilkokul, ortaokul ve lise kurumları da kapsama alınmıştır. Ülkemizde özel yetenekli çocukların belirlenmesinde genel olarak öğretmen bildirimi, adlandırması, yetenek testleri, bireysel zeka testleri ve yardımcı testler aşamalarıyla izlenmekte. Süreç içerisinde öğrenciler grup testine alınarak yeterli başarıyı gösteren öğrencilerden; genel zihinsel yetenek yönünden uygun olanlar, Rehberlik ve Araştırma Merkezleri uzmanlarınca, özel yetenek yönünden uygun olanlar, Bilim ve Sanat Merkezi uzmanlarınca bireysel incelemeye alınırlar" dedi.