Padişah yetkileri istemiyormuş!? …

Metin SALMAN / Sanayi Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Emekli Başkanı Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan (gerçi Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, yoksa AKP’nin Genel Başkanı mı, yoksa hepsi birden mi belli olmuyor ama) uzun bir süredir Türkiye’deki parlamenter demokratik yönetim şeklini ortadan kaldırıp kendine uygun ‘başkanlık sistemi’ne geçmek istiyor. Bunun için, bulunduğu makamı ve ettiği yemini unutup bir partizan gibi propaganda yapıyor. Ayrıldığı partisi (yoksa halâ parti başkanı da biz mi yanılıyoruz) adına vatandaşlardan oy istiyor. Şimdiye kadar Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanlığı yapan hiç kimse R.T. Erdoğan kadar partizanca davranmadı ve milleti ‘bizden-onlardan’ diye ayırıma tabi tutmadı. Gerçi Sayın Celal Bayar, yurt gezilerine, elinde DP amblemi olan bastonla çıkardı amma, İstiklal Savaşı Gazisi olan O, hiçbir zaman Türk Milleti arasında bölücülük yapmadı. İnsan bazen başka bir şey söylemek isterken farkında olmadan beyninin arkasındaki gerçek düşüncelerini söyler. R. T. Erdoğan da zaman zaman bu duruma düşenlerdendir. Buna her ne kadar dil sürçmesi deniliyorsa da, aslında bu bazen, farkında olmadan gerçek düşüncenin açığa vurulmasından başka bir şey değildir. Dünyadaki mevcut devletler arasında başkanlık sistemi ile yönetilen fazla ülke yoktur. Her ülkenin kendi kültürel, sosyo-ekonomik ve hukuki altyapılarına uygun bir yönetim sistemi vardır. İktidara geldikleri Kasım 2002’den Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu Ağustos 2014 tarihine kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapısını sarsacak, isteyip de yapamadıkları bir şey varmış gibi halâ daha fazlası istenilmektedir. Başkanlık sistemi de işte bu daha fazlası olarak istenilen bir husustur. Her ne kadar istediği her şeyi yaptırabiliyorsa da onunla yetinmeyip daha fazlası istenilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, kişiler bazen gerçek düşüncelerini ağızlarından kaçırıverirler ya -Hani biz onlara "Allah söyletti" deriz- R.T. Erdoğan da "Türk Tipi Başkanlık Sistemi olmaması gerekir" diyen kardeşi (!?) Abdullah Gül’e cevap verirken: "Neden olmazmış? Türk tipi başkanlık sistemi bal gibi olur! Bir arı maharetiyle çiçeklerden nasibimizi alalım, kendi balımızı yapalım… Ve işte bizim başkanlık sistemimiz der, geleceğe yürürüz" diyor. Başkanlık sistemi R.T. Erdoğan tarafından "balı alınacak çiçek" olarak görülmektedir. Yani Türk tipi başkanlık sistemi "ballı başkanlık" olarak algılanmaktadır. Gerçi İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan bu tarafa hangi çiçeklerden nasibini alarak kaç çıta bal yaptığı bilinmiyor değil amma niyet bu kadar da açık edilmez ki! Ayrıca Türkiye’ye BAŞKANLIK SİSTEMİ gelir de kendisi BAŞKAN olursa "PADİŞAH YETKİLERİ İLE Mİ DONANACAĞI"nı soruyorsa da, şimdi oturduğu KAÇ-AK SARAYIN yapımının defalarca Danıştay tarafından durdurulmasından sonra söylediği: "Ben yapımına devam ediyorum! Kim durduracaksa gelsin durdursun da görelim!…" şeklinde verdiği cevap, BAŞKAN olduğu takdirde ne gibi yetkiler kullanabileceğini gösteren çok açık bir ifadedir. Sormak gerekir? Başkanlığına özendikleri Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanı (Obama) USA Mahkemelerinin verdiği bir karara karşılık böyle bir ifade kullanabilir mi? Kullanırsa neyle karşılaşır?