A. Coşkun EFENDİOĞLU -
Önceki gün, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin, ekindeki maden ocakları ve bütün ekipmanlarıyla birlikte 2 milyar 670 milyon liraya özelleştirilmesi sonrasında, Ankara Kurtuluş Parkı’nda direnişi devam ettiren Tes-İş ve Maden-İş Yatağan şubeleri işçileri, Yatağan Termik Santrali için teklif vermenin son günü olan 30 Nisan’a kadar Ankara’da olduklarını belirterek, "Bu iş burada bitmedi. Bu büyük soygun ve peşkeşe karşı mücadelemizi sürdürüyoruz" dediler.
Yapılan ihale sonucunun once Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na gideceğini ve burada onaylanırsa, bu kez Başbakan ve dört bakandan oluşan Özelleştirme Yüksek Kurulu’na gideceğini, buradan da onay çıkması halinde Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra özelleştirmenin yürürlüğe gireceğini söyleyen sendika yöneticileri, şimdi mücadeleyi bu yönde sürdüreceklerini belirttiler. Ankara Kurtuluş Parkı’ndaki bekleyişlerinin ve mücadelelerinin 30 Nisan’a kadar süreceğini belirten işçiler, santraller ve maden ocaklarında da üretimin durdurulmadan fiili durumun devam edeceğini vurguladılar.
Pazartesi günü (bugün), santrallerin ve ekindeki kömür işletmelerinin ederi konusunda yetkililere rapor sunacaklarını belirten sendikacılar, yaşananın büyük bir soygun olduğunu, buna peşkeş demenin bile hafif kalacağını belirttiler.
Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin, "Yakın zamanda Seyitömer’I özelleştirdiler. 600 megavatlık Seyitömer santralini 2 milyar 400 milyon liraya özelleştirdiler. Toplam 1050 megavatlık Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerini ise 2 milyar 670 milyon liraya.. Buna kargalar bile güler. Müthiş bir soygun var. Bu ihale kesinlikle iptal edilmek zorundadır. Üstelik bu ihale bedelinin içinde Kemerköy’deki liman da var. Biz en başından beri, özelleştirmelerin soygun ve talan olduğunu, milletin malının birilerine peşkeş çekilmesi olduğunu söylüyorduk. Bunda ne kadar haklı olduğumuz bu ihale ile bir kere daha kanıtlandı. Üstelik burada o kadar büyük bir peşkeş var ki, bunu yılmadan tekrar tekrar anlatacağız halkımıza. Kemerköy Santrali’nin kuruluş maliyeti 1 milyar dolar, Yeniköy Santrali’nin kuruluş maliyeti 600 milyon dolar. Bunlar ilk kuruluş maliyetleri. Bunun yanında 700 lojman, muazzam sosyal tesisler, çoğu Gökova kıyısında arsalar, yetmemiş gibi TKİ’nin bütün makina parkı ve santrallere 35 yıl yetecek kömür madenleri var. Bunların hepsi 2 milyar 670 milyon dolara peşkeş çekiliyor. Bunu kabullenmemiz mümkün değildir. Sadece biz işçilerin değil, milletin kabullenmesi mümkün değildir. Çünkü bu santraller, tüm halkın malıdır. Üstelik ülkemizin en kârlı işletmeleri durumundadır. Bu santraller ve ocaklar yine devlette kalmalı, devlet eliyle işletilmelidir. Bizim bütün savunduğumuz şey budur. Biz sadece kendi iş güvenliğimiz için değil, milletimizin malına sahip çıktığımız için mücadele ediyoruz. Ve bu mücadeleye, işçisi, köylüsü, esnafı, memuru, öğrencisiyle tüm halkımızı aktif bir şekilde destek vermeye çağırıyoruz" dedi.
Girgin, "Bu santrallerin değil 5 milyar, 10 milyar liraya bile özelleştirilmesine karşıyız. Bu peşkeşe mutlaka dur diyeceğiz. Biz sadece kendi geleceğimiz için mücadele etmiyoruz. Başından beri, özelleştirmenin nasıl bir vahşet, nasıl bir yağma, soygun olduğunu anlatıyoruz. Bütün herkesi, Seyitömer’de yaşananlara bakmaya çağırıyoruz. Seyitömer’de 3000 işçi çalışıyordu. Özelleştirme sonrasında 1500 işçiyi kapıya koydular. Şimdi, yeniden bir 400 işçiyi daha kapıya koymaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bunların 200’üne daha çıkış vermişler. Geçen gün bu nedenle Seyitömer’de çıkan olayları basından herkes duydu. Alan firma, yevmiyesi yüksek olan bütün işçileri emekli olmaya zorlayarak, asgari ücretten çalışacak işçileri bölge dışından getirerek, işe başlatıyor. Aynıları Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’de de olacak. İşte özelleştirme budur.. Soygun, talan, işçiyi köleleştirme budur. Biz yıllardır bunun için mücadele ediyoruz.
Şimdi bizim mücadelemiz bu ihalenin iptal edilmesi içindir. Bu ihale onaylanmamalıdır. Açıkça söylüyoruz. Biz eneri ve maden işçileri son derece kararlıyız. Bu büyük yağma ve soyguna sonuna kadar direneceğiz. Açıkça söylüyoruz, santrallerimizi satın alan firmaları, bu vampirleri Yatağan ve Milas’a sokmayacağız. Ankara’da sattılar, ama Yatağan ve Milas’ta santrallere ve maden ocaklarına giremeyecekler. Biz her şeyi göze aldık. Gelinen bu aşamada, yapılacak tek şey, Başbakanın bize söz verdiği gibi, ederinin altında özelleştirilen Yeniköy ve Kemerköy ihalelerinin iptal edilmesidir. İptal edilmediği takdirde biz bu firmaları Milas ve Yatağan’a sokmayacağız." Dedi.
Süleyman Girgin, "biz mücadelemizi hep meşruiyet sınırları içinde kalarak yaptık. Üretimden gelen gücümüz olmasına karşın, eylemliliğimiz boyunca, santrallerde ve maden ocaklarda üretimi durdurmadık. Çünkü biz üretimden yanayız, yanlış anlaşılmamak için de hiç bu yola girmedik. Haklıyız ve haklılığımızı anlatmak için elimizden geleni yaptık. Ama santrallerin, hep dediğimiz gibi bir talan ve peşkeşle satılmasının onaylanması halinde, onlar meşruiyetlerini yitireceklerdir. Bu noktadan sonra bizim için de her şey meşru olur. Bunun çok iyi anlaşılmasını istiyoruz. Biz, çalıştığımız işyerlerimizin, bütün milletin malı olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle de hep üretimi artırmaya, verimi artırmaya, aldığımız ücretin karşılığını vermeye çalıştık. Bizim bu anlayışımız değişmedi. Ama bizim bütün gayretimize karşın, milletin malını birilerine peşkeş çekenlere karşı da yapacağımız her şey meşru olacaktır. Bunun altını bir kere daha çiziyoruz" diyerek, kararlılıklarını vurguladı.
YENİKÖY’DE GENEL
MÜDÜR TARTAKLANDI
İhalenin yapıldığı Cuma günü sabahından itibaren Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy maden ocakları ve santrallerinde de işçiler ve memurlar, santralin ve ocakların girişlerini kapatarak, üretimi sürdürecek işçiler dışında, santral önünde beklemeye koyulmuşlardı. İhale sabahı Yeniköy Termik Santrali girişinde toplanan işçiler, kapıyı da kapatmışlardı. Genel Müdür İbrahim Hakkı Gül arabasıyla içeri girerken, sürtüşme meydana geldi. Alınan bilgiye gore, içinde EÜAŞ’ın denetçileri ile ziyaretçi olarak gelmiş olan Ankara Vali Yardımcısının da bulunduğu araba içeri girmek istedi. İşyeri Baştemsilcisi Genel Müdür’e, ortamın çok gergin olduğunu belirterek, işçi ve memurlara dönük sakinleştirici kısa bir konuşma yapmasını istediler. Ancak Genel Müdür bu talebi, çok işi olduğunu belirterek reddetti. İşçiler arabanın etrafındaydı. Bazı işçiler de arabanın önündeyken, genel müdürün şoförüne arabayı sürmesi talimatı vermesiyle, bir işçi arabanın önünde 50 metre kadar sürüklendi. Bunun üstüne galeyana gelen işçiler, genel müdürün odasını bastılar. İtişme-kakışmalar yaşandı. İşçiler, genel müdürlük binasını ablukaya alarak, yemekhaneye gitmelerine de izin vermediler. Bir süre sonra araya girenlerin etkisiyle ortam yetıştı.
İşçilerin, bütün santrallerde ve işyerlerinde nöbet usulü kapılarda beklemeye devam ettikleri de gelen bilgiler arasında.





