Sağlık Çalışanlarından Bakanlığa Çağrı: "Haklarımız İçin İş Bırakıyoruz”

Birlik ve Dayanışma Sendikası Muğla Temsilcisi Can Kirişçi, sağlık çalışanlarının haklarını ve halkın ücretsiz sağlık hizmetine erişimini savunmak için gerçekleştirilen iş bırakma eylemlerinin gerekçelerini Milas'ta bugün (4 Aralık Çarşamba) saat 12:00'da 1 No'lu Aile Sağlığı Merkezi, İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde kamuoyu ile paylaştı.  Kirişçi, "Eziyet yönetmelikleri değil, halkın ve sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına yanıt veren bir sağlık politikası istiyoruz. Sağlıkta ticaret ölüm getirir ve bunun bedelini toplum ödememelidir" diyerek, mevcut sağlık politikalarının halk sağlığına yönelik tehditlerini dile getirdi. Sağlık sisteminde köklü değişiklikler yapılması gerektiğini belirten Kirişçi, performansa dayalı düzenlemeler yerine, bilimsel temellere dayalı ve ekip çalışmasını destekleyen bir sistemin inşa edilmesi gerektiğini savundu.

Sağlık Çalışanlarından Bakanlığa Çağrı:
  • 04 December 2024, Wednesday 14:32

Sağlık verilerinin güvenliği konusundaki endişelere de dikkat çeken Kirişçi, E-Nabız sisteminin Katar’a satıldığına dair iddialara değinerek, "Bu söylentiler doğruysa, halkın sağlık verilerinin ticari çıkarlar doğrultusunda kullanılmasına asla ortak olmak istemiyoruz" dedi. Bu tür uygulamaların sigorta şirketleri tarafından kişisel sağlık göstergelerinin kullanılmasıyla bireylerin yaşam, sağlık ve hatta araç sigortalarının bile etkilenmesine yol açabileceğine işaret eden Kirişçi, bu verilerin özel sektörde altın değerinde olduğunun altını çizdi.

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Genç Sağlık Sendikası, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekimsen), Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen), Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER), Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalış. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (TABİP-SEN), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) temsilcileri ve üyeleri ortaklaşa basın açıklaması yaptı.

"SAĞLIKTA TİCARET ÖLÜM GETİRİR"

Birlik ve Dayanışma Sendikası Muğla Temsilcisi Can Kirişçi, sağlık çalışanlarının haklarını savunmak ve mevcut sağlık politikalarına dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen 5 günlük iş bırakma eyleminin ortasında olduklarını belirtti. “Biz eziyet yönetmelikleri değil, sağlığa bakan istiyoruz. Sağlık alanında yapılan düzenlemeler halkımıza ve sağlık çalışanlarına kalıcı çözüm getirmiyor” diyen Kirişçi, mevcut politikaların sağlık sektöründe yarattığı sorunlara işaret etti.

“Unutmayın, sağlıkta ticaret ölüm getirir” diyen Kirişçi, “Aile sağlık merkezini kapısındaki kameradan tuvalet kağıdına kadar Sağlık Müdürlüğü tarafından sıkı sıkı denetlenmektedir.  Sağlık Bakanı, sağlık müdürü olduğu dönemde özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerini denetlemeyi unutmuş.” Dedi.

BİLİMSEL VE EKİP ÇALIŞMASINA DAYALI SAĞLIK SİSTEMİ ÇAĞRISI

Ayrıca, bilimsel temeli olmayan ve aile sağlığı merkezlerinde ücret karşılığı uygulanması planlanan düzenlemelere karşı olduklarını ifade eden Kirişçi, “Yönetmeliğin geri çekilmesini beklerken, yeni bir tasarıyı önümüzde bulduk.  Bilimsel temeli olmayan hacamat ve sülük gibi uygulamaların mesai saati dışında aile sağlığı merkezlerinde ücretli olarak yapılmasının önü açılıyor. Ayrıca aile hekimleri tarafından bazı raporların ücreti olarak verilmesinin önü açılıyor.” Dedi.

 

ÜCRETLİ SAĞLIK HİZMETLERİNE KARŞI ÇIKIŞ

 

“Sağlık ocaklarına para girdiği zaman halkımız son ücretsiz sağlık hizmet alabileceği yeri de kaybedecek. Bu nedenle halkın desteğini de yanımızda istiyoruz. Bugüne kadar gezdiğimiz her yerde halktan eylemlerimiz hakkında en ufak negatif bir tepki duymadık.   Bu yasa tasarısının da geri çekilmesini istiyoruz” diyen Kirişçi, sağlık çalışanlarının taleplerini dile getirip, vatandaştan da destek istedi.

ŞEHİR HASTANELERİ VE BÜTÇE ELEŞTİRİSİ

Kirişçi, şehir hastanelerine harcanan bütçeye dikkat çekerek, “2024 yılında şehir hastanesinin 1 yıllık kira bedeli olan 85 milyar TL ile 4 hekim ve 4 hemşireden oluşan 6128 aile sağlığı merkezi kurulabilir. Ama ne yazık ki tercih halktan değil, sermayeden yana yapılıyor” dedi. Aile sağlığı merkezlerinin altyapı sorunlarının çözümünün halk sağlığı açısından öncelikli olduğunu ifade eden Kirişçi, sağlık çalışanlarının taleplerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ

Aile hekimleri olarak taleplerini maddeler halinde sıralayarak konuşmasına devam eden Kirişçi, “Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz.  Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin, yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz taleplerimizin hayata geçirilmesi yeterlidir. Buradan bir kere daha hatırlatıyoruz:

     1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.

     2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman, olanak ve mekan sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Unutmayın bu bir tercih meselesidir, Şehir Hastanelerinin bir yıllık kira bedeliyle 6128 adet 4 hekim ve 4 hemşireli ASM yapılabilir ama yıllardır depreme dayanıklı kamu ASM binaları yapacağını söyleyen bakanlıkta bu niyet yoktur.

     3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.

     4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve  sağlık emekçilerine  emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Türkiye’de yerine bakacak birini bulmadığı sürece izine çıkamayan, çıkarsa maaşı kesilen tek kamu çalışanı Aile Sağlığı çalışanlarıdır, Anayasal bir hak olan ücretsiz yıllık izin hakkımız yoktur.  Son zamanlarda Sayın Sağlık Bakanı ve Yardımcısı, son zamanlarda kendilerine bir dil geliştirdiler onu yapmazsa şu ücreti keseriz, bunu yapmazsa şunu keseriz. Yaptıkları tek işlem para üzerinden çalışanı tehdit etmek. Sağlığın geliştirilmesi ile ilgili en ufak bir hizmetleri yok.

     5.  Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.

     6.  Türk halkının sağlık verileri ticari işletmelere satılmakta ve Aile Sağlığı çalışanları bu usulsüz işlemde veri toplama memuru gibi kullanılmakta, yapmak istemeyenler maaş kesintisi ile tehdit edilmektedir.” şeklinde konuştu.

SAĞLIK VERİLERİNİN GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ENDİŞELER

Kirişçi konuşmasının son bölümünde “E nabızın Katar’a satıldığı söylentileri var. Gerçekliği konusunda emin değiliz ama böyle haberler dolaşıyor. Bunları sebebi, halkın sağlık göstergeleri üzerinden sağlık sigorta şirketlerine bilgi satarak, sizin ileride yapacağınız, yaşam, sağlık sigortaları hatta araç sigortasının bile buna göre değerlendirilmesidir. Bu veriler özel sektörde altın değerindedir. Bizim üzerimizden yapılacak bu veri satışına da ortak olmak istemiyoruz.

"HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"

  Bu taleplerimizin hayata geçmesi için  2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında yapacağımız eylemler daha da önemli hale gelmektedir. Muğla genelinde katılım oranının yüzde 90’ları bulduğu ve giderek artan bu eylemler nedeniyle Bakanlık panik olarak baskıyı arttırdı. Bizi yine ücret kesintisi, sınıflandırma düşürmesi gibi maddi baskılarla yıldırmaya çalışıyor. Ama arkadaşlarımız yılmıyor her geçen gün katılım artıyor.

     2- 6 Aralık 20204 tarihleri arasında aile sağlığı merkezleri çalışanları olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.” ifadelerine yer verdi.

HABERE AİT VIDEO


HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık