“Suriye Teskeresi geri çekilmelidir!”

ÖNDER Haber /A

“Suriye Teskeresi geri çekilmelidir!”
ÖNDER Haber /A. Kemal KAŞKAR - Önceki gün Muğla Büyükşehir Belediyesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi'nde, Muğla Barosu tarafından, ilimizde avukatlık mesleğinde 40 ve 50 yılını dolduranlara plaket verilmesi, mesleğe yeni katılan adaylar için de ant içme törenini içeren programa katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, ülkemiz gündemine ilişkin ‘Suriye Teskeresi’, ‘Koalisyon süreci’ ve ‘CHP ile ilgili’ değerlendirmeleriyle dikkat çekerken, Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun’un isminin sağladığı olanaktan ustaca yararlanıp "Muğla’da Cumhur Başkanımın davetlisiydim!" sözleriyle de gülümsetti.. 109 hukuk fakültesi ve meslekte ‘kalite’! TBB Başkanı Feyzioğlu, önceki gün düzenlenen ve Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun ve Baro Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda avukatın katıldığı etkinlikte yaptığı konuşmada, mesleğin sürdürülebilmesi ve hukuk devletinin inşa edilebilmesi için avukatlığa girişin sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Yeni kurulacak hükümet ve parlamentodan meslekleri adına öncelikli beklentilerinin içinde, ‘avukatlık sınavı’nın olduğunu belirten Feyzioğlu, "Staja girişin ve çıkışın sınava bağlanması artık bizler açısından orta vadeye yönelik bir istek olmaktan çıkmış yarına ulaşabilmenin zorunlu koşulu haline gelmiştir. 87 bin avukat, 10 bin stajyer avukat ve 48 bin hukuk fakültesi öğrencisi, ki 5 yıl içerisinde bu sayımızın yüzde 50 artacağı anlamına geliyor. Eğer Muğla'da ekonomi yüzde 50 büyümeyecekse, demek ki bugünü beş yıl içerisinde arar hale geleceğiz. Bugünü bile. Bunun bu şekilde sürdürülmesinin imkânı yoktur. Kaldı ki 109 hukuk fakültesiyle meslekte kalitenin de ne hale geldiği uzun açıklamalara ihtiyaç göstermeyecek bir gerçekliktir. Bizim, toplum önderleri olarak avukatlıkta kalitenin düşmesinin toplumda hukuk kalitesinin düşmesine ve buna bağlı olarak hukuki güvenliğin eksilmesine sebebiyet verdiğini anlatmamız gerekiyor. Bizim yaptığımız aslında toplumun menfaatine bir davranış. Yine de popülizmden uzak bir üst siyaseti takip ediyoruz. Barolar Birliği'ne 'siyaset yapıyor' diyenlere buradan iki çift sözüm var. Sonuna kadar ve dibine kadar siyaset yapıyoruz. Ama bu siyaset, alışık oldukları ucuz popülist siyasi parti siyaseti değil, biz avukatlara yakışır bir üst düzey siyasettir. Bizi takip ederlerse memleketin hayrına iş yaparlar, eğer takip etmezlerse maalesef kendi popülizmleri içinde kaybolur giderler ama giderken topluma zarar verirler" şeklinde konuştu. "Teskere ivedilikle geri alınmalı" Konuşmasında daha sonra, ülkemizin sıcak gündemine ilişkin değerlendirmeler yapan Feyzioğlu, ‘Suriye teskeresi’ ile ilgili olarak siyasilere şöyle seslendi: "Seçimlerden önce Suriye teskeresine olumsuz oy veren siyasi partilerin bugün mecliste sayısal olarak çoğunlukta olduğu gerçeği karşısında, başta bunlar ve tüm milletvekilleri olmak üzere Suriye’ye bir maceraya girilmesi tehlikesine karşın buna izin verdiği iddia edilen teskerenin herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemek adına yeni bir parlamento kararıyla geri alınması gerekir. Bunu hele bir koalisyon kurulsun diye öteleyenler, bir sabah geri dönülmez bir maceraya girdiğimizi görürsek bizi maceraya sokanlar kadar sorumlu olurlar. O sebeple o teskerenin ivedilikle geri alınmasını talep etmek yine hukukçu olarak bizim namus vazifemizdir." Metin Feyzioğlu, konuşmanın ardından ant içerek mesleğe yeni adım atan Fatmagül İlkay Keresteci'ye Avukatlık ruhsatını verdi. Daha sonra mesleklerinde 40 ve 50 yılını geriden bırakan avukatlara plaketlerini sundu. Koalisyon süreci hakkında ... Tören öncesi, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, koalisyon sürecine ilişkin, "Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak lazım. Hükümet kurulabilmesi için tüm siyasi partilerin ellerinden geleni en ilkeli şekilde yapmalarında büyük fayda var. Dağ gibi sorunlar bekliyor. Barolar Birliği olarak, barolar olarak ayrı ayrı yeni kurulacak hükümetten ve parlamentodan neler beklediğimizi sıraladık. Biz hükümetin kurulması ve bu hükümetin Türkiye'nin temel sorunlarını çözecek bir hükümet olması ve milletin verdiği mesajın da doğru okunup doğru algılanması gerektiğine dikkat çektik. Yani bir taraftan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin niçin böyle ciddi bir oy düşüşüne uğradığını, diğer taraftan hangi partinin niçin yükseldiğini, hangi partinin niçin geride kaldığını doğru tahlil ederek, mesajın doğru ve yerinde okunduğunu anlatacak şekilde bir koalisyona girilmesinde fayda var. Anayasa hukuku ve siyaset bilimi açısından bakacak olursak konuya, koalisyonların çok büyük istikrarsızlık getirdiği ileri sürüldü uzun yıllardır. Fakat dünyada koalisyon ile yönetilen çok sayıda devlet var. Avrupa'da 20'ye yakın devlet var. Dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan Almanya koalisyon ile yönetiliyor. Dolayısıyla koalisyon tek başına bir istikrarsızlık veya yanlış bir model değil. En önemlisi sadece bakanlık paylaşımından ibaret bir koalisyon müzakeresinin yapılmayacağını umut ediyoruz. Çünkü bakanlık paylaşımı, koltuk paylaşımı en son noktadır. Ondan önce adalete ilişkin yaklaşım ne olacak, dış politikaya ilişkin hükümetin yaklaşımı ne olacaktır ve sosyal adalete ilişkin hükümetin yaklaşımı ne olacaktır bunların mutlaka açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerekir. İki kişi arasında bir kira sözleşmesi bile yaparken şartlarını belirliyoruz. Bir şey olmaz, ileride bu işi çözeriz dediğiniz zaman mutlaka uyuşmazlık çıkıyor. Türkiye'yi yönetecek bir koalisyonu kurarken, bazı şeyler yolda konuşulur, yolda anlaşılır denildiğinde, o ileride daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar. En baştan koalisyona girilirken hangi temellere oturtulduğu dünyanın başarılı koalisyon örnekleri esas alınarak, örneğin Almanya esas alınarak mutlaka halkın önüne konmalı ve partilerin tabanları neye girildiğini bilmeliler. Yani gizli kapaklı bilinmezli bir kör kuyunun içine atlanmamalı" dedi. "Söylediklerimin arkasındayım" Feyzioğlu, 7 Haziran seçimlerinin ardından "CHP’ye kurultay çağrısı" olarak farklı tepkilerle karşılanan mesajına ilişkin olarak da, kendi sosyal sitesinde ‘vatandaş olarak’ söylediklerinin doğru ve dolayısıyla arkasında olduğunu belirterek şunları söyledi: "Vatandaş Metin Feyzioğlu olarak kendi sosyal sitemde ve Barolar Birliği sıfatını kullanmadan dedim ki: 'Bu seçimde maalesef Cumhuriyet Halk Partisi, şartları uygun olduğu halde arzu edilen oyu almamıştır. Bunun mutlaka muhasebesinin yapılması gerekir. Böyle bir tablo ile koalisyon müzakeresine girilirken sağlam girilmesi lazım. Sayın Genel başkanın kendi inisiyatifi ile kurultayı toplayıp kendi inisiyatifi ile yine kendini güvenoyu isteyerek sağlam bir kadro ile kurmay kadrosu ile masaya oturmasında fayda vardır. Aksi takdirde kendi tabanlarını ikna edemezler, bu da çok köklü siyasi partilerin sarsılmasına sebebiyet verir' dedim. Benim bu açıklamamı herkes duymak istediği yerden ya da göstermek istediği yerden gösterdi. Halâ elbette aynı şeyi söylüyorum. Çünkü kamuoyunda 'Bakanlık almak adına her şeyi verdiler' şeklinde algı çıkması, böyle olmasa bile yıpratıcıdır ve ikna olma gücü fevkalade azalır. Oysa hükümet ortağı olacak partilerin tabanlarını ikna etmeleri, o arzu edilen koalisyonun kurulmasını ve yürümesini de mümkün hale getirir. Bunun için öncelikle partilerin kendi tabanlarını 'Biz herhangi bir makam için değil, Türkiye'nin üstün menfaatleri için bu hükümeti kuruyoruz' noktasında ikna etmeleri gerekir. Dolayısı ile söylediğimde herhangi bir yanlışlık yok ve bir vatandaş olarak bunu söylemeye hem hakkım var hem de vatandaşlık görevim var" dedi.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık