‘Temel Arıcılık Bilgileri ve Arı Yetiştiriciliği Konferansı’ yapıldı

ÖNDER Haber / Melih KAŞKAR -

‘Temel Arıcılık Bilgileri ve Arı Yetiştiriciliği Konferansı’ yapıldı

 

Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, Hayvan Yetiştirme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferat Genç’in konuşmacı olarak katıldığı “Temel Arıcılık Bilgileri ve Arı Yetiştiriciliği” konferansı MİTSO toplantı salonunda yapıldı. Milas Ticaret ve Sanayi Odası (MİTSO) ile Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği (MAYBİR) işbirliğinde düzenlenen konferansa, Milas yöresinden  çok sayıda arı yetiştiricisi katıldı.

MİTSO Basın Bürosundan verilen bilgiye göre, Prof. Dr. Ferat Genç, arıların temel özelliklerini anlatarak başladığı sunumunda daha sonra, orta büyüklükteki bir arı kolonisinin yaz döneminde 45 kg., kış döneminde 20 kg, mum salgılamak için de 10 kg. olmak üzere sadece kendi ihtiyaçları için yılda yaklaşık 75 kg. bal tükettiğini, bir kolonide yılda tüketilen polen miktarının ise 40 kg. civarında olduğunu söyledi.

Arıların nektar, polen, propolis ve su taşımak için yoğun bir faaliyet içinde olduklarını ve bu nedenle sürekli olarak enerji tüketiklerini belirten Prof. Genç, “Örneğin bir işçi arı her nektar seferinde yaklaşık 100 çiçek dolaşmakta, petekteki tek gözü balla doldurabilmek için ise 60 nektar seferi yapması gerekmektedir. Balla dolu bir peteğin iki yüzünde yaklaşık 6 bin göz bulunduğuna göre, arılar bir çerçeve bal için 360 bin nektar seferi yaparak 36 milyon çiçek dolaşmaktadır. Yani bir çerçeve bal 3 kg ise arılar 1 kg bal yapabilmek için 120 bin nektar seferi yaparak 12 milyon çiçek dolaşmaktadır” dedi.

Sunumunda, kovan başına verimliliği artırmak için ana arı yetiştirmenin önemini vurgulayan Prof. Dr. Ferat Genç, “Türkiye’de 7 milyon arı kovanı var. Bunlar için yılda 3.5 milyon ana arı yetiştirmemiz gerekiyor. Bir ana arıdan iyi bir verim alabilmek için en çok iki yıl kullanmalıyız. Fakat biz ana arıyı ölene kadar kullanıyoruz. Bu yüzden verim düşüyor. Ana arıyı her yıl yenilersek üretimimiz yüzde 30 artar” dedi.

Üretimde yerli arı ırklarının tercih edilmesi gerektiğini de belirten Prof. Dr. Ferat Genç, arıların başta kuzey rüzgarları olmak üzere rüzgarlardan ve nemden korunması gerektiğini ve arı kovanlarındaki arılara sonbahar yenilemesi yapılarak genç arılarla üretim yapılmasının önemini anlattı.

Sunumunda ayrıca, arı zararlılarından “varroa” konusuna da değinen Prof. Genç, bu zararlının arının kanını emerek beslendiğini ve bir arı larvası üzerinde 7 - 8 varroanın bulunabildiğini ve bunların arıya verdiği zararın bir insanın üzerine dökülen 3 kg ağırlığındaki bitlerin verdiği zarara eşdeğer olduğunu ifade etti.

Varroa zararlısına karşı kullanılan ilaçların kanserojen etkiye sahip olduğunu ve bu ilaç kalıntılarının bala ve balmumuna da bulaştığını anlatan Prof. Dr. Ferat Genç formik asit, oleik asit gibi ilaçlarla bu zararlıya karşı mücadele edilebileceğini, fakat mücadelede asıl önemli olanın kovanın havalandırılması olduğunu belirterek, “Bu yüzden kovanlarda ızgaralı dip tahtası kullanın. Kovanların havalandırmasına dikkat edin. Havalandırmaya dikkat ederseniz kovandaki varroa zararlısı yüzde 30’a kadar düşer. Varroa ile ilkbaharda ve sonbaharda mücadele etmek gerekir. Eğer sonbaharda bu zararlı ile çok etkin bir mücadele etmişseniz ilkbahardaki mücadeleyi geçiştirebilirsiniz” dedi.

Prof. Dr. Ferat Genç, arıların 1 kg balmumu üretebilmek için 10 - 12 kg bal tükettiğine de dikkat çekerek, “Nektar zamanı arının işi mum üretmek olmamalı. Bu yüzden arının işini kolaylaştırmalıyız. Yapay mum kullanmalıyız. Fakat kullanacağımız mum da, ucuz diyerek zararlı madde katkılı balmumu olmamalıdır” dedi ve arıcıların yönelttiği soruları yanıtladı.

Bir soru üzerine, arılar için suyun önemini anlatan Prof. Dr. Ferat Genç, arılara verilecek suyun kanalizasyon, deterjan gibi zararlı maddeler bulaşmamış, temiz su olması gerektiğini belirterek sunumunu tamamladı.

 

“Muğla Çam Balına

Coğrafi İşareti

bir an önce alalım”

Prof. Dr. Ferat Genç’in sunumu için teşekkür edip kendisine günün anısına bir tabak armağan eden MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, bu sırada yaptığı konuşmada Muğla Çam Balına Coğrafi İşaret alınmasının önemini vurguladı ve “Balımızın marka değerini arttırmamız gerekiyor. Ayrıca sizlerin ormanlık alanlara girebilmeniz için yol yapımı için ilgileniyoruz. Sizin de ürününüzü tüketiciye en kısa yoldan ulaştırabilmeniz için Milas çevre yolu üzerinde modern bir satış mağazası açmanızı istiyorum” dedi.

 

“Horon da oynayalım”

Türkiye Arıcılar Birliği ve Muğla Arıcılar Birliği Başkanı Ziya Şahin de yaptığı konuşmada, arıcıların birlik olmasını istedi. Türkiye arıcılığında Muğla ilinin önemini vurgulayan Şahin, “Dünyada 6 bin arıcının yaşadığı bir ülke, bir eyalet, başka bir il yok. Sadece Muğla’da 6 bin arıcı var.  Sadece Milas’ta 950 arıcı aile var. Bu sayı başka illerde bile yok. İllerin ortalama arıcı aile sayısı 200 - 250. Birliklerin arıcı aile sayıları bile en çok 800 - 850. Oysa sadece Milas’ta 950 arıcı aile var ... Biz Muğla olarak çam balının yüzde 75’ini üretiyoruz. Bizim kanımızda efelik var. Tek tek oynamayı seviyoruz. Fakat artık Harmandalı oynamayı bırakalım. Karadenizliler gibi el ele omuz omuza Horon oynayalım. Arı Üreticileri Birliğimize sahip çıkalım. Dünya Kongresinde çam balını tanıttık. Dünya artık ayçiçeği balı ile çam balının farkını gördü, tanıdı. Artık tanıtım diye bir sorunumuz yok. Yeter ki kaliteli bal üretelim, kovan başına bal verimini arttıralım” dedi.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık