TİP yeniden kuruluyor!

Yeniden kuruluş çalışmaları sürdürülen Türkiye İşçi Partisi (TİP) kuruluş toplantılarını Bodrum’da sürdürdü.

1961 yılında bir grup sendikacı tarafından kurulan ve Genel Başkanlığını Mehmet Ali Aybar ve daha sonra Behice Boran’ın yaptığı Türkiye İşçi Partisi, o yıllardaki büyük uyanışın da etkisiyle, 1965 seçimlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 15 milletvekiliyle girmişti.

Geçtiğimiz günlerde eski TİP’in yeniden kurulması doğrultusunda 146 imzacı yeni bir çağrı yayınladı. Bu doğrultuda, pekçok il ve ilçede, kurulması düşünülen yeni partinin amaçlarını tanıtmak ve dayanışma amacıyla çeşitli toplantılar düzenleniyor.

Bu toplantılardan biri de geçen haftasonu Bodrum’da yapıldı ...

Toplantıyla ilgili Bodrum Gündem’den Çiçek Bozoğlu’nun haberini paylaşıyoruz.

 

“Sadece mızmızlanarak İşçi Sınıfını muhalefete mahkûm ettik”

TKP ve tarihsel TİP üyelerinin de aralarında bulunduğu 146 imzacı, ‘Türkiye İşçi Partisi’ni kurmak için çağrıda bulundu. “Gel Kardeşim” başlığı ile yapılan çağrının devamında TİP ve TKP üyelerinin de aralarında bulunduğu bir grup Bodrum Otantik Restoran’da bir araya gelerek TİP’in yeniden kurulma amacını ve hedeflerini konuştular.

Geceye TKP Genel Başkanı Erkan Baş ve geleneksel TİP - GYK üyesi Savaş Al, çağrı metnine imza atanlar arasında Bodrum’dan İskender Doğer, Avukat Emre Atmaca ve Ömer Topuz, Bodrum İKK Sekreteri Şahabettin Doğan’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 50 kişi katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını TKP Genel Başkanı Erkan Baş yaparken, Türkiye’de kendini devrimci ve sosyalist ilan edenlerin bugüne kadar sadece mızmızlandıklarını ve işçi sınıfını muhalefete mahkum ettiklerini kaydetti. Erkan Baş, 35 yıldır yenemedikleri, aşamadıkları asıl sorunun işçi sınıfının haklarını savunacak bir partinin olmaması olduğunun altını çizerken konuşmasına şöyle devam etti.

“Sosyalistler, devrimciler ve komünistler olarak birkaç ortak noktada buluşmamız gerekiyor. Bunlarda anlaştığımız durumlarda gerisi mutlaka kolayca halledilebilir. Tarihsel birikimimizin tamamını kucaklamak durumundayız. Mustafa Suphilerden, Behice Boranlardan devam eden, Denizlerle Mahirler ile başka bir akarsuya doğru akan o büyük kavgaya, Seksenlerdeki direnişe Doksanlardaki kamu çalışan direnişine, iki binlerdeki gezi direnişine kadar hepsini kucaklayıp daha ileriye taşımak durumundayız. 30 - 35 yıldır yenemediğimiz, aşamadığımız büyük bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. O bir şey değişince her şey değişecektir. O da işçi sınıfı, emekçi ile kaderini birleştirmiş bir sosyalist hareketin yeniden inşa edilmesi. Türkiye’de 35 yıldır bu iktidar neyi başardı diye baktığımızda esas olarak bir şey başarmış. İşçi sınıfının devletini, partisini, sendikalarını yok ettiler. İşçi sınıfını teslim aldılar. Bu bütünlük içerisinde bakıp işçi sınıfının partisini, sendikasını ve devletini yaratmalıyız. Temel anlaşmamız gereken, üzerine esas kafayı yormamız gereken şey budur. Türkiye’deki emekçiler, işçiler, yoksullar kendi öz partilerini yaratamadıkları sürece hiçbir şey değişmez. Sabahlara kadar tartışsak, gecelere kadar yazsak hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Bütün çabamız, her şey işçi sınıfının örgütlenmesi ve işçi sınıfının iktidar mücadelesi için olmalı. Son derece önemli bir nokta da 35 yıldır bizi muhalefete mahkum ettiler. Kimse tek tek üzerine alınmasın, hepimiz mızmızlanıyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan şikayet ediyoruz. Sosyalizmin içinde bulunduğu durumdan, işçi sınıfının içinde bulunduğu durumdan şikayet ediyoruz, ama sadece şikayet ediyoruz. Artık buna son verme zamanı gelmiştir” dedi.

 

“Haksızlığa uğrayan ve direnen milyonlarız ama örgütsüzüz …”

Farklı geleneklerden, davalardan ve yollardan gelen Türkiye’deki 100 yıllık Sosyalist hareketin birikim ve deneyimini Haziran Hareketi ile Gezi Direnişindeki gençlikle buluşturmak gerektiğini belirten Erkan Baş, iktidarın karşısındaki milyonlarca kişinin bir araya gelerek örgütlenmesinin asıl sorunu ortadan kaldıracağını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Biz Türkiye’ye baktığımızda sadece teslim olanları, biat edenleri değil, 15 yıldır her türlü baskıya, şiddete, cezaevlerine rağmen bunların karşısında dimdik duran büyük bir Halk gücü, kitlesi görüyoruz. Gördüğümüz şey bu büyük kuvvetin, milyonların aynı zamanda maalesef örgütsüz, dağınık olduğudur. Bu nedenle başarısız oldukları gerçeğini görüyoruz. Bugün Bodrum ayağını örgütlediğimiz karşı çıkışımızın, isyanımızın bir nedeni de bu. Türkiye’de 100 yılı aşkın bir süredir devam eden Sosyalist devrimci hareketimizin kesintisiz sürmesi son derece önemli. 100 yıldır kesintisiz bu ülke topraklarında kavga ediyoruz. Bu ülkede her şeyi tartışabiliriz ama devrimci bir birikimin, potansiyelin kalmadığını söyleyen herkesin karşısına dikiliriz. Bu ülkede devrimciler, sosyalistler, komünistler kalmadı denilen bir noktada büyük bir halk direnişi ile kendilerini bir kez daha duyurdular. “

 

“Varlığımız, işçi sınıfının mücadelesine armağan olsun…”

TKP Genel Başkanı Erkan Baş Türkiye Komünist Partisi olarak TİP’in kuruluşuna destek vermelerini ise şöyle açıkladı:

“Gel Kardeşim çağrısının, Türkiye İşçi Partisi’nin yeniden kurulma çağrısının esas nedenlerinden biri de artık şikayet etmeyi bırakıp bulunduğumuz bütün alanlarda, her birimizin son derece kıymetli birikimini işçi sınıfının yararına bir araya getirmek üzere yola çıkıyoruz. İlkelerimiz çok net. İşçi sınıfı içerisinde bir parti kurulacak. Sosyalistler, devrimciler ve komünistler varlıklarını buradaki işçi sınıfının iktidar mücadelesine armağan edecekler. Bizim Türkiye Komünist Partisi olarak Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluş çağrısına destek vermemiz, bu çağırının bir parçası haline gelmemizin temel esprisi budur. Bizim işçi sınıfının çıkarından başka çıkarımız yoktur. O yüzden, ‘varlığımız işçi sınıfının mücadelesine armağan olsun’ diyerek bu kavgadaki yerimizi alıyoruz. Tüm devrimci, sosyalist ve komünist olanlara da aynı çağrıyı yapıyoruz” dedi.

Tanışma yemeği, devrimci şiirler okunması ve İlhan ve Fatoş Özçelik tarafından söylenen türküler eşliğinde gecenin geç saatlerine kadar devam etti.