“Topal demokrasiden de kimseye hayır gelmez”
ÖNDER Haber - Geçtiğimiz Salı günü CHP Milas Belediye Başkan Adayı Muhammet Tokat’ın Seçim Bürosu ve CHP Milas Gençlik Evi’nin açılış törenleri için ilçemize gelen CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız ile ziyareti sırasında seçim çalışmaları ve ülkemiz gündemiyle ilgili olarak görüştük

ÖNDER Haber -
Geçtiğimiz Salı günü CHP Milas Belediye Başkan Adayı Muhammet Tokat’ın Seçim Bürosu ve CHP Milas Gençlik Evi’nin açılış törenleri için ilçemize gelen CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız ile ziyareti sırasında seçim çalışmaları ve ülkemiz gündemiyle ilgili olarak görüştük. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen telefon görüşmesinin ses kayıtlarını değerlendiren Yıldız, "Önemli olan bu ses kaydının ciddi bir veri olduğudur" dedi.
Milas’taki Gençlik
Kollarımız çok başarılı
çalışmalar yürütüyor…
Yaklaşan 30 Mart yerel seçimleriyle ilgili bu yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Yıldız, "32 günde 43 il ziyaret edeceğiz. İl, ilçe gençlik kollarımız kendi bölgelerinde örgütlerimizle beraber, belediye başkan adaylarımız ile birlikte o yerelin bütün unsurlarıyla sahada seçim çalışmasını devam ettireceğiz. Genç seçmenin çok olduğu bölgeleri pilot bölge olarak belirledik. Bu pilot bölgeler genel merkezin özellikle çalışacağı yerler olacaktır. Bu noktada Milas bizim güçlü olduğumuz bir yer. Milas’taki Gençlik Kollarımız çok başarılı çalışmalar yürütüyor. Muğla’da ilk Gençlik Evi açıldı" dedi.
Sivil toplum kuruluşlarıyla da çalışmalar yürüttüklerini belirten Yıldız, "TGB, ADD, ÇYDD, Kent Platformları, çevre dernekleri, hayvan hakları dernekleri ile çalışmalarımız oluyor. Tüm sivil toplum örgütleriyle görüşüyoruz. Fikirlerimizi değerlendiriyoruz aynı zamanda. Çünkü toplumsal muhalefeti örgütleyen tüm gençlik birimleri bizim yol arkadaşımızdır" dedi.
"Topal demokrasiden de kimseye hayır gelmez"…
17 Aralık’tan bu yana toplam 17 ses kaydının internete düştüğünü belirten Yıldız, "Şu ana kadar toplam 17 ses kaydı yayınlandı, internete düştü 17 Aralıktan sonra. Bu ses kayıtlarıyla beraber dört tane bakan istifa etmek zorunda kaldı. Kenara çekilmek zorunda kaldılar. Bazı bakanların oğulları halâ soruşturması yürütülen davada kimisi dışarı da kimisi içeride. Dünyada bir ülke düşünün ki, hiçbir demokratik ülkede dört bakanın oğullarının yargılandığı, topluma sirayet eden, toplumun konuştuğu, insanların infial yaşadığı bir hükümet görevde kalmaz. Onurlu bir şekilde demokrasinin gereğini yerine getirir ve istifa eder. Bu düşen ses kayıtları herkeste daha fazla infial yaşattı. Çünkü ses kaydı Başbakan ile oğlu arasında geçen ses kaydıydı. Ve Başbakanlıktan jet bir açıklama geldi. Bu ses kaydının yalan olduğu, hukuk içerisinde bunu yayınlayanlardan hesap soracaklarını söylediler. Fakat garip olan şu, önce ses kaydının yalan ya da montaj olmamasından öte ana muhalefet ve muhalefet partilerinden açıklamalar geldi. Dün sadece medya Başbakanlığın acil olarak toplanıp yayınladığı iki satırı yayınladı. Yani süreci örtpas etmeye çalıştılar. Türkiye’de hangi deliğin altında yolsuzluk var, nerede haksızlık var diye mücadele ettiğinizde ve bir şeyler ortaya çıkardığınızda bunlar ana akım medya tarafından yayınlanmıyor. Bu ses kaydının montaj mı değil mi olduğu önemli değildir. Önemli olan, bu ses kaydının ciddi bir veri olduğudur. Başbakanın oğluyla kendisi arasında konuşmuş olduğu bir ses kaydıdır. Bizzat çıkıp Başbakan’ın bunlara cevap vermesi gerekmektedir. Bundan sonra ana muhalefetten gelecek olan soru önergelerini ciddiye alıp konuşması lazım. Yoksa Türkiye’de demokrasi topal demokrasi olur. O topal demokrasiden de kimseye hayır gelmez. Basın sözcümüz Haluk Koç çok net bir açıklama yaptı. Bu hükümetin artık meşruluğunun kalmadığını ve meşruluğunu yitirmiş olduğunu söyledi. Bu siyaseten söylenecek en ağır söylemdir. Ve hükümetle ilişkilerini askıya alacaklarını belirtti. Bana kalırsa da ses kayıtları gerçek gibi" dedi.
"Ve de bu manidardır"…
Ergenekon ve Balyoz davalarının toplum vicdanını kanattığını belirten Yıldız, "Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması için on seneden beri mücadele eden tek parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Tabiî ki, bu son dönemde yapılan yargılamaların neredeyse birçoğu toplumun vicdanını kanattı. Toplum bu davalarda yargılanan Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un başka kişilerin aynı davada değerlendirilmesini ve Eski Genel Kurmay Başkanının terör faaliyetlerine katıldı diye medyada lanse edilmesini kabul etmedi. Ve de kabullenilmeyecek bir şey. İlker Başbuğ’u bu toplum sevmiştir. Yeniden yargılanma süreci başlarsa tabiî ki bundan CHP bu haksız yargılamaları düzeltmek adına mutlu olur. Ama şuna da dikkat etmek lazım. Tam hükümet sıkıştığında gündemi değiştirmek iyi niyetli bir adım atmak için değil, gündemi değiştirmek, farklılaştırmak, asıl meselelerden uzaklaşmak için sizin önünüze uzun yıllardan beri mücadele verdiğiniz bir kozu sunarsa işte siz o gün, ‘hayır gündem bu değil, 17 Aralık’ın hesabını vereceksiniz’ demek zorundasınız. Yani burada CHP bu konuya karşı gibi algılanmasın. Zamanlama çok önemlidir siyasette. Ve de bu manidardır" dedi.





