“Umut insanların hakkıdır!”

ÖNDER Haber - CHP Mültecilerin ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyelerinden TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve İzmir Milletvekili Özcan Purçu ve Muğla Milletvekili Prof

“Umut insanların hakkıdır!”
  • 08 February 2016, Monday 6:56
ÖNDER Haber - CHP Mültecilerin ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyelerinden TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve İzmir Milletvekili Özcan Purçu ve Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın görevlendirmesiyle 2 Şubat 2016 Salı günü İzmir Seferihisar ilçesi Doğanbey açıklarında göçmenleri taşıyan botun batmasıyla ilgili olarak inceleme yapmak üzere ertesi gün Seferihisar’a gitti. 22 kişinin bindiği botta 4’ü çocuk olmak üzere 9 kişinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili olarak heyet, önce Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Deniz’i ziyaret ederek, bilgi aldı. Heyet ardından, mültecilerin botunun battığı Doğanbey açıklarında incelemelerde bulunarak, hayatta kalan 12 mülteci ile görüştü. Purçu ve Demir’e Seferihisar Belediye Meclis üyesi ve CHP Seferihisar İlçe Sekreteri Tayfun İlhan eşlik etti. CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir tarafından gazetemize iletilen “İncelemeler sonucunda yapılan gözlemler” -özetle- şöyle: Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Deniz, harita üzerinden yaptığı aktarımda, bu tür olayların sık sık yaşandığını, kontrol etmek için gerekli çabanın gösterildiğini ancak bu durumun tek başına Jandarmanın gayretiyle çözülemeyeceğini ifade etti. Geçişlerin Kuşadası’nda değil de neden Seferihisar’da yoğunlaştığı sorusuna yanıt veren Deniz, Kuşadası bölgesinde sıkı önlemlerin alındığını, özellikle Yunanistan’ın çok sıkı tedbirler aldığını, bu sebeple Seferihisar’ın tercih edildiğini belirtti. Bugüne kadar Seferihisar’da gerçekleşen ölümler hakkında da bilgi veren Deniz, en son 9 kişiyi çıkardıklarını, bundan önce de nerede battığı belli olmayan 6 ceset bulduklarını dile getirdi. 7 kilometrelik bir sahil şeridinde toplam 16 kişinin cesedini çıkardıklarını dile getirdi. Çeşme tarafında ise ölümlerin 35 olduğunu ifade eden Deniz, bundan önce batan botta 7 kişinin kayıp olduğunu, halâ bulunamadığını, bunların da birinin kadın, birinin de çocuk olduğunu ifade etti.   “Çaresizlikleri gözlerinden okunuyordu” Jandarma Bölük Komutanı ziyaretinden sonra heyet, sağ olarak kurtarılan 12 mülteci ile görüştü. Mültecilerin donuk ve çaresiz olduğunu gözlemleyen heyet, Türkçe’yi konuşmakta zorlanan mültecilere yaşadıklarını sordu. Eşini ve çocuğunu kaybeden bir adamla yapılan görüşmede, Halep’ten geldiğini belirten mülteci, sabah 4.30’da Çeşme’den yola çıktıklarını ve toplamda 22-23 kişi olduklarını söyledi. Mülteci, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Çaresiz bir bekleyişin olduğunu gözlemleyen heyet, mültecilerin sağ kaldıklarına dahi sevinemediklerini, bundan sonra kendilerini nelerin beklediğinin endişesini taşıdıklarını gözlemlediklerini belirtti. Çıktıkları umut yolculuğunda umutsuzluğun yaşadıkları bir gerçek olduğunu belirten heyet, çaresizliklerinin ve umutsuzluklarının gözlerinden okunduğunu ve durumun içler acısı olduğunu söyledi. Heyet, görüştükleri mültecilerin yaşadıkları şok nedeniyle donuk ve tepkisiz olduğunu dile getirdi.   SONUÇ: “Umut insanların hakkıdır” İkinci Dünya Savaşından bu yana en büyük mülteci krizinin yaşandığı günümüzde, insanlar güvenli bir gelecek arayışında tehlikeli yolculukları göze almakta, Ortadoğu’da yaşanan savaş, insanları yaşadıkları yerden göçe zorlamaktadır. Çıkılan umut yolculuğunda Sahil Güvenlik Komutanlığı verilerine kadar 2015 yılında 279 kişi, Ocak ayında ise 102 kişi hayatını kaybetmiştir. Ancak bu resmi veriler içerisinde kayıpların olmaması durumun daha da içler acısı olduğuna işaret etmektedir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu büyük dram, Türkiye’de çok daha vahim boyutlarda yaşanmakta, kış koşullarında dahi mülteciler, her şeyi göze alarak, kapasitesinin çok üstünde ve uzun deniz yolculuğuna dayanıksız botlarda tehlikeli yolları denemeye devam etmektedir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu büyük dramla, göç etmek zorunda kalan insanlar zor yolculuklarda yaşamları dahil olmak üzere birçok şeylerini kaybetmektedirler. Eğer bu koşullar değiştirilmezse daha da büyük kayıplar yaşanacaktır. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında alınan tedbirler, insanların Avrupa’ya geçmelerinin engellemesi konusunda yapılan “kirli pazarlıklar”, açıktır ki yaşanan bu insanlık dramını sonlandırmamaktadır. Aksine Freedom House tarafından yayınlanan Dünya Özgürlük Raporunda da belirtildiği üzere, Türkiye’de özgürlüklerin azalmasına karşı ortaya çıkan tepkisizliğin en önemli nedeni Avrupa Birliği’nin mülteci akışını engellemek için “otoriterlik davranışları gösteren” Türkiye’ye göz yumması olarak gösterilmiştir. AKP mültecilere yönelik politikalar geliştirmek yerine, insanlık onuru üzerinden pazarlık yapmaktadır. Mülteci çocuklar eğitime devam edememekte, acil durumlar da dahil olmak üzere kapsamlı sağlık hizmetleri verilmemekte, barınma gibi asgari olarak sağlanması gereken insan hakları sağlanmamaktadır. Yaşananlar sadece adli bir vaka olarak görülmemeli, olayın siyasi boyutu göz ardı edilmeden bir an önce gerekli önlemler alınmalıdır. İnsanlık onuru ve yaşam hakkı için zorla yerinden edilmiş insanların güvenli ve barış içinde yaşama hakkı için insiyatif alınmalıdır. Bu konuda Avrupa ve AKP Hükümeti, üzerine düşeni yapmalıdır.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık