Ya da kuralları çok ihlal etmemek!

A. Kemal KAŞKAR - Farkında mısınız bilmiyorum ama, yıllardır ‘araç parkedişleri’ ile ilgili farkındalık yaratmaya çalışırım. "Park yeri vardı da biz mi parketmedik" gibi ezberden itirazlara hep karşı çıkarım. Bu geleneksel sorunumuzun nedenlerine ilişkin ayrıntılara değinmeyi ve o ayrıntıları çözüme yaklaşabilmek için kullanmayı çok severim. Yıllar önce, "Atapark mı Otopark mı?" sorusu eşliğinde ya da "Parkı gelmiş yapmış!" diye diye çok sayıda haber-yazı üretegeldim. Haber-yazı üretegeldim de, bu konuda toplumcek gelebildiğimiz yer neresi? Genellikle şakayla karışık müdahalerle bir tür eğitim işlevi de taşıyan bu çabalarımın ‘kent içinde yaşam dersi’nde ‘not ortalamamız’ın yükselmesine ne denli faydası oldu bilemem... Ama ‘yardımcı ders’ niteliğindeki bu çabayı sevgi ve saygıyla sürdürüyor ve yine bir ‘ayrıntı’yı tüm sevgili okurlarımızın bilgisine sunuyorum. İşte size yine, ‘şakayla karışık’ bir habercik daha ...   Araç park etmek ciddi iştir, kesinlikle şakaya gelmez. Bu ‘ciddiyet’e aykırı park edişlere, ilçemizde de -seyrek de olsa- zaman zaman çok sert tepkiler gösterilmeye başlandı. Bu çerçevede, geçenlerde adeta yere göğe her yere, hemen hemen hepsi de ‘az ya da çok’ kuraldışı park edilen araçlar içinden bazılarının yakalanıp götürülmesi uygulamasına rastladığımda, önce hemen fotoğraf makinamı çıkarıp ‘çekiciye yüklenmiş araba’nın görüntüsünü yakaladım. Sonra da oradaki Trafik Polisi ile kısa bir sohbet ettim. Daha doğrusu, memurun pek konuşma niyeti yoktu ama ben, fotoğraf çekerken, "Biz de gazeteciler olarak uygulamalı eğitim çalışmalarına bir nevi destek verelim bari" gibi bir yaklaşma cümlesi kurdum. Görevli memur, hemen arkamızda TANSAŞ çevresine "üstüste" parketmiş araçları göstererek; araçlarını öylece parkedebilen sürücülerin ‘eğitilebilme şansı’na ilişkin pek de iyimser olmayan birşeyler söyledi... Benim esas merak ettiğimse, bunca hatalı park edişin içinde öncelikle kaldırılıp götürülecek araçların ‘neye göre’ belirlendiği konusu idi. Onu, bu vesileyle öğrenmiş oldum. Örneğin, fotoğrafta görülen araç, gelip tam da oradaki minibüs durağının önüne park etmiş olduğu için bu muameleyi görüyordu. Yani görevliler, park edişlere ilişkin yazılı-yazısız kuralları az ihlal etmekle biraz biraz da olsa daha çok ihlal etmek arasında kendilerince bir sıralama yapıp bir ucundan iş ve işlemleri başlatıyorlarmış. Sözün kısası, siz siz olun, durağın tam önüne park etmeyin! Peki ya ‘durağın hemen yanı’ olsa? O da pek güvenli değil. Çünkü, durağın tam önündekinden hemen sonra sıra sizin aracınıza gelebilir. Kıssadan hissemiz şu: Siz siz olun, araçlarınızı park ederken kuralları ‘çok ihlal etmeyin’!