Yağmura Rağmen Kararlılık: Kamu Emekçilerinden 11,54’lük Zamma Protesto
Kamu emekçileri, hükümetin memurlara yaptığı ,54’lük zamma tepki göstermek amacıyla bir günlük iş bırakarak, bugün saat 11.54’te Milas Atapark Meydanı’nda bir araya geldi. Yağışlı havaya rağmen yoğun bir katılımın olduğu eylem, KESK, ASİM-SEN, BASK, HÜR SEN ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun öncülüğünde gerçekleştirildi. Eyleme beş konfederasyonun temsilcilerinin yanı sıra çeşitli sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerden de destek geldi.

"Üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bıraktık" diyen kamu emekçileri, sefalet zammını reddederek insanca yaşam koşulları ve emeğin gerçek karşılığını talep etti. Eylemde, birlik ve dayanışma vurgusu ön plandaydı.
Basın açıklaması sırasında katılımcılar sık sık “İnsanca Bir Yaşam İçin İş Bırakıyor,” “‘Sefalet Zammı’ Değil, Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz!", "TÜİK Yalanı Emekçi Düşmanı!", "Bu Zam Değil Sadaka!", "Zam Zulüm İşkence, İşte AKP!", "Sefalete Teslim Olmayacağız!", "Patronlara Değil Emekçiye Bütçe!", "Patrona Teşvik, Emeğe Zulüm!", "Söz Yetki Karar Çalışanlara!", "Zafer Direnen Emekçinin Olacak!", "Bu Mücadele Burada Bitmeyecek!", "Hakkımız Olanı İstiyoruz!", "Sizler Yediniz, Hesabı Biz Ödemeyeceğiz!", "Birleşe Birleşe Kazanacağız!", "Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!", "Emekçiler El Ele Genel Greve!", "Yaşasın Sınıf Dayanışması!", "Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız!", "Ses Çıkar!" sloganlarla taleplerini dile getirdi:
Ortak bildiri, Hürriyetçi Eğitim-Sen Milas İlçe Temsilcisi Mehmet Çelik, Kamu İş ve Eğitim İş Milas Temsilcisi Ayşe Yılmaz, KESK-Eğitim Sen Milas Temsilcisi Hamza Göncü tarafından okundu.
Basın açıklaması şu şekilde;
“Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız.
TÜİK’in açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemi reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz! Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik kriz nedeniyle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz! Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar her alandaki zamlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi.
Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kiraları asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kiralarını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır.
2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkûm etmektedir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir. Cumhurbaşkanı'nın "fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısı, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.
Cumhurbaşkanı'na soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı?
Halkın yaşam mücadelesini görmezden gelen bu çağrılarla adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve sorumluları yaşam koşullarımızı iyileştirmek için sorumluluklarını yerine getirmeyenleri UYARIYORUZ! Bu çelişkiyi asla KABUL ETMİYORUZ!
Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, emeği sermayeye kurban etmek demektir. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi gibi ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sınırlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde yaşam mücadelesi verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan düzeninin değişmesi için mücadeleye devam edeceğiz. ARTIK TÜKENDİK!
Bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz. Çünkü GEÇİNEMİYORUZ!
KAMU EMEKÇİLERİ BU TALEPLERLE İŞ BIRAKIYOR
✓ Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı İSTİYORUZ!
✓ Eşit işe ; eşit ücret talep ediyoruz.
✓ Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk
sınırının üzerine yani en az 79 Bin TL’ye çıkarılmasını talep ediyoruz.
✓ Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira
fiyatlarına karşı, siyasi değil nesnel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz
✓ Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkarılmasını talep
ediyoruz.
✓ İşyerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz.
✓ Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu ve güvenceli istihdam talep ediyoruz.
✓ Seyyanen zamların ve ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı, insanca
yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz.
✓ Kamu kaynaklarının “müşteri garantili” projeler için değil, halk için kullanılmasını
talep ediyoruz.
✓ Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok alan, adil bir vergi sistemi
ve 1. Vergi diliminin %10’a düşürülmesini ve sabitlenmesini istiyoruz.
✓ Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan
ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek
grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi İSTİYORUZ!
✓Halk için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe talep ediyoruz.
✓Tüm toplum için laik, çağdaş, demokratik bir yaşam talep ediyoruz.
Bu haklı ve meşru taleplerimizin yerine getirilmemesi durumunda, mücadeleyi ve dayanışmayı yükselteceğimizi ve Ülkemizin tüm meydanlarında eylemlerimize devam edeceğimizi buradan tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yandaşlık ilişkileri nedeniyle basın açıklamalarının öğle aralarına göstermelik bir biçimde sıkıştırılmasına itirazı olan, bu yolla haklarının gasp edildiğine inanan, iktidarı durdurmanın tek yolunun emekten gelen gücü olduğunu bilen sendikalı ve sendikasız herkesi birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”
Basın açıklamasının sonunda iş bırakma eylemine katılan BASK, Birleşik Kamu İş, KESK, Hür Sen ve Asim Sen olarak destek veren tüm meslek örgütlerine ve katılım sağlayan tüm vatandaşlarıa teşekkür edilirken, iş bırakma eylemi ıslaklar ve alkışlar eşliğinde sona erdi.
HABERE AİT VIDEO





