“Yasta değil isyandayız!”

ÖNDER Haber - Eğitim Sen Muğla Şubesi Kadın Sekreterliği’nden yapılan açıklamada, geçtiğimiz ayın sonu ve bu ayın başında, ilimizde, 23 yaşındaki Funda, 26 yaşındaki Menekşe ve 39 yaşındaki Ayfer adlı yurttaşlarımızın, "eski eş ve sevgili görünümlü katiller’ce katledilmeleri ve AYM tarafından verilen ‘imam nikahı’ kararına ilişkin "isyan duygu ve dü;şünceleri" dile getirildi. Eğitim Sen Muğla Kadın Sekreterliğinin açıklaması şöyle ... Muğla’da daha bir hafta öncesine kadar bizlerle birlikte yürüyen kadınlardan üç tanesi katledildi, biliyor musunuz? Funda 23, Menekşe 26, Ayfer 39 yaşındaydı. Üçü de en yakınlarındaki erkekler tarafından katledildi. Tıpkı Muğla’da daha önce öldürülen Sedef ve Zübeyde; Türkiye’deki en yakınındaki erkekler tarafından öldürülen yüzlerce kadın gibi… Yaşamımız tasarlanmış, sistemli muhafazakâr politikalarla her geçen gün daraltılırken; çalışma yaşamından uzaklaştırılırken, daha çok çocuk doğurmamız istenirken, istemediğimiz gebelikleri sonlandırmamız yasaklanırken, evcilik oynaması gereken çocuklarımız evlendirilirken, yerimiz devletin ataerkil eliyle evlerimiz olarak işaret edilirken, sadece Muğla’da değil, her yerde, her gün kadın kardeşlerimizi öldürenler biraz daha cesaret kazanıyorlar. Katillerin kimi traş olduğu için, kimi takım elbise giydiği için, kimi iyi bıçak kullanarak acı çektirmeden öldürdüğü için, kimi de erkekliğine laf edildiği için ceza indirimiyle mükâfatlandırılıyorlar. Erkek adalet, gönül rahatlığıyla bu kararları verirken bizim içimiz yanıyor! İsyandayız! Soruyoruz: Yaşamak için yer üstünde kadınlara yaşam odaları mı gerekiyor? Biz kadınlar biliyoruz: Kadın Cinayetleri Politiktir! Erkek egemen gerici politikalara karşı susmayacağız! Yargı imama uydu! "Resmi nikâh öncesinde imam nikâhı kıyılmasını yasaklayan" TCK maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından sözde eşitlikçi gerekçeyle iptal edilmesi kararına karşı bakan Ayşenur İslam bile bu konuda kadını koruyacak düzenlemeler yapılması gerektiğini vurguladı. Biz kadınlar bakana soruyoruz: Küçücük kız çocukların Türkiye’nin her bir yanında imam nikâhı adı altında satılmasını; İmam nikâhı ile ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci "eş" olan kadınların çoğalmasını; Bu birlikteliklerden doğan çocukların yasal haklardan mahrum kalmasını; Kadınların, bir boşol sözüyle, Medeni Kanun’da yer alan tüm haklarını kaybetmelerini, yaşamın içinde çaresizce kalmalarını engelleyecek düzenlemeleri nasıl yapacak? Kendisi, bir kadın olarak bu koşullarda imam nikâhı ile evlenmeyi kabul eder miydi? Cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı kadını koruyan uluslar arası sözleşmelere attığı imzanın hakkını; kadın aleyhine eşitsizliği bu kadar görünür kılan politikalar karşısında bir kadın olarak vereceği cevabı bekliyoruz. Elbette erkek adaletin buna verecek cevabı vardır. Bütün bu cevapları reddediyoruz. Büyük mücadeleler sonucunda kazandığımız haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz! Yeryüzü; kadın ve erkeğin eşit ve özgürce, yan yana yürüyeceği aydınlık bir yola kavuşuncaya kadar sokaktayız, yasta değil isyandayız! Kendi adaletimizi kuruncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.