“Yatağan Direnişçileri Yalnız Değildir!”

ÖNDER Haber - Muğla Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada, Yatağan-Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları ile kömür ocaklarının geçtiğimiz yıl yeniden başlatılan özelleştirme sürecinde bugüne dek başta direniş mücadelesi olmak üzere en son ‘ertelenen ihale’ de dahil yaşananlar özetlenerek, Doktorların ve Sağlık Emekçilerinin Milas ve Yatağan Enerji ve Maden işçilerinin haklı mücadelesinin yanında oldukları belirtildi. Muğla Tabip Odası imzalı açıklama şöyle.. 1975 yılında yatırım programına alınan, 3. ünitenin devreye girdiği 1984 yılından itibaren faaliyet gösteren Yatağan Termik Santrali; hem işçiler, hem yerel halkın kendi deyimiyle "Çekilen cefalar sonrası", 2000’li yıllarda yine özelleştirme kapsamına alınmış, süreç devir aşamasına geldiğinde kararlılıkla yürütülen direniş sonucu geri adım attırılmıştır. Görülüyor ki, bugün gösterilen direnç, gücünü geçmişten almaktadır. Uzun süredir gündemde olan özelleştirme 27 Ağustos 2013'te Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı ile 31 Aralık 2016 tarihine kadar özelleştirilmesi kararı Resmi Gazetede yayınlandı. Bu anlamda aralıksız eylemler yapılmıştır. 5 Aralık 2013'te köy, esnaf, siyasi parti ve muhtarlar, belediye başkanları komiteleri kuruldu. Bu komiteler tarafından yerel halk, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları bilgilendirildi, örgütlü mücadeleye destek sağlandı. 16 Eylül 2013'te kurulan Direniş Çadırı 134. gününde bu mücadelenin sembolü olmuştur. 9 Aralık'ta Yatağan Termik Santrali önünde enerji ve maden işçileri açlık grevine başladı. 22 Ağustos'ta Geli Müessese Müdürlüğüne inceleme amaçlı gelen 4 avukat, işçiler tarafından püskürtüldü, Yatağan'da tabutlarla yürüyüş yapıldı, 24 Eylül'de Sodra Dağına çıkıldı, oradan inen işçiler, yaklaşık 15 günlük yürüyüş sonunda 10 Ekim'de Ankara'ya ulaştılar ve İzmir , Aydın, Uşak'tan verilen destekle, dirençle eylemlerini gerçekleştirdiler. 29 Aralık'ta Milas'ta ''Emek ve Bağımsızlık Mitingi'' yurdun dört bir yanından yaklaşık 25 bin kişilik katılımla gerçekleştirildi. 23 Ocak'ta ''Büyük Ankara Yürüyüşü'' için halkın yoğun desteği ile 35 otobüs işçimiz uğurlandı. Ancak iktidar tarafından engellenmiş, Kavaklıdere kavşağında barikatlar kurulmuştur. Buna karşılık direnci kırılamayan işçilerin gece başlayan Muğla Yürüyüşü 24 Ocak sabahı Muğla Sınırsızlık Meydanına akmıştır. Tüm bunlar yaşanırken, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu yargıya yapılan müdahaleler ile zayıflatılmaya çalışılmış, bazı isimler koruma altına alınmıştır. Bu sürecin getirdiği ekonomik dalgalanma ile firmaların geri çekilmesi sonucu, söz konusu ihalenin erteleme kararı açıklandı. Bu örgütlü mücadelede, ihalenin ertelenme değil iptal kararı alınana kadar devam edeceğine dair bir direnç vardır. Enerji ve Maden İşçilerinin, emekleriyle yoğurdukları ve giderek yoğunlaşan bu onurlu direnişlerinde Muğla Tabip Odası ve sağlık emekçileri olarak asla yalnız yürümeyeceksiniz dedik, onlarla yürüdük. Bu haklı mücadeleniz için alınan her türlü kararınızda sizinle meydanları doldurmak, sizlerle yürümek biz sağlıkçılar için onurdur. Direnenler her zaman kazanamamıştır, ama kazananlar her zaman direnenler olmuştur.