Bizim kuşağın ilk gençlik ve gençlik yıllarında diskonun ayrı bir yeri vardır. Özellikle yazlık yerlerde akşam yemeği sonrası buluşan gençler, ya topluca diskoya giderdik ya da plajda ateş yakıp çevresine oturarak akordeon, gitar çalan birilerini dinlerdik. (Haluk Levent’in “Akdeniz Akşamları” şarkısını dinleyince böyle bir görüntü gözümde canlanır hep…)
En son ne zaman diskoya gittiğimi düşündüğümde; 2005 senesi Çin’in başkenti Pekin’de “Dört Mevsim” isimli bir Rus diskosunda Türkçe şarkılar eşliğinde dans ettiğimi anımsarım!... (Bir de mezunu olduğum Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nun en üst katındaki stüdyolar bölümünde bant-program arşivinin bulunduğu “diskotek” odasının, 12 Eylül döneminde “Üniversitede disko ne arıyor!” tarzı bir öfkeyle kapatıldığına ilişkin haberler anımsarım… Ama, bunun konumuzla doğrudan ilgisi yok.)
Güllük’te eskiden bizim eve epey uzak, fener tarafında Hermias Disco vardı. Ben hiç gitmedim. Kapanalı da 4-5 yıl oluyor. “Aslında buradaki gençlerin, kendisini genç hissedenlerin ve yabancıların dans edilen bir ortamda eğlenme gereksinimini karşılayacak bir yer bulunmalı, herkes gece Bodrum’a mı gidecek?” diye düşünürken, ramazan ayından önce böyle bir yerin açıldığını öğrendim. Hem de bizim eve ve Etibank plajına çok yakın: Yelken Bar & Disco.
Yelken’in sahibi Güllüklü Murat Miral. Barı işleten de buranın yerlisi sayılan ve bilinen bir ailenin üyesi; Oktay Böckün. Hal böyle olunca, gençlerin arkadaşlarıyla ve aileleriyle eğlenebilecekleri nezih bir disko ve bar ortamı yaşanabiliyor. Nerden mi biliyorum? Çünkü, bayramın ilk gecesi yıllar sonra ilk kez diskoya gittim ve çok eğlendim. Genç ve orta yaşlı kişilerin bir arada içkilerini yudumlayıp dans edebildikleri, deniz kıyısında hem açık hem kapalı bölümü bulunan böyle bir disko - bar gerçekten yazlık bir yer için olmazsa olmaz.
Bu gibi eğlence yerlerinin, Güllük’te kalitesini bozmadan kalıcı olmasını diliyorum.
(28 Haziran 2017 / Güllük)
0 
0 
0 
0 
0 
0 
