“Yerli üretimi koruyamazsak eti daha pahalı yeriz!”
A. Kemal KAŞKAR -

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye boyutlarındaki bir ülkenin hayvancılıkta sürdürülebilir yerli üretimden vazgeçmesinin mümkün olmadığını bildirerek, “Yerli üretimi koruyamazsak eti daha pahalı yeriz” uyarısında bulundu.
Kırmızı et ve sütte yerli üretimin boyutunun 45,7 milyar doları bulduğunu belirten Bayraktar, “28 milyar doları aşkın büyük ve küçükbaş hayvan varlığı, 17,7 milyar dolar kırmızı et ve süt üretimi olan bir ülke, yerli üretimi ihmal edemez, her yıl milyarlarca dolarlık ithalat yapamaz. Nüfus 80 milyonu, sığınmacı, mülteci ve yabancı sayısı 5 milyonu aşmışken, hayvancılıkta dışa bağımlı yaşanmaz” dedi.
“Besicimiz üretimden kaçınırsa vay halimize!..”
Türkiye’nin çok büyük bir ülke olduğunu, ihtiyaçlarının ve üretim rakamlarının da buna paralel olarak önemli miktarlara ulaştığını, bu talebin ithalatla karşılanmasının imkansız olduğunu belirten Bayraktar, “Hayvancılıkta yerli üretim korunmaz, üretim sekteye uğratılır, ahırlara yeni besi hayvanların konulmazsa, besicimiz üretimden kaçınırsa vay halimize. O zaman ette bugünkü fiyatları arar, eti daha pahalı yeriz” dedi ve bunun telafisinin on milyarlarca dolarla bile yapılamayacağına, ülkemizin ithalata her yıl çok büyük miktarlarda döviz harcamak durumunda kalacağına dikkat çekti.
Bayraktar, içinde bulunulan durumdan kurtulmanın yolunun ithalattan değil, karkasta kilogram başına 1 lira 88 kuruş, hayvan başına 495 lira 93 kuruş zarar eden üreticinin zararının giderilmesinden, üreticinin hayvan başına 500 lira da kâr elde edebilmesinin sağlanmasından, sonuç olarak besiye alınan hayvan başına 1000 lira destek verilmesinden geçtiğini bildirdi ve bunun devlete maliyetinin 315 milyon dolar gibi, 2010 - 2016 dönemindeki 5 milyar 40 milyon dolarlık ithalat göz önünde bulundurulduğunda, gayet makul bir bedelle karşılanabileceğini dile getirdi.
“Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şart”
2010 - 2016 döneminde ithalata 5 milyar 40 milyon dolar gittiğini, sadece 2016 yılında 1 milyar 48 milyon dolarlık ithalat yapıldığını bildiren Bayraktar, “Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şarttır. Hayvancılıkta daha fazla üretim için hayvan sayısını ve verimliliği artırmak zorundayız. Et veriminde sığırda 42’nci, koyunda 80’nci, keçide 38’nci olarak üretim açığımızı kapatamayız” diyerek sözlerini tamamladı.
Kırmızı ete acil önlem şart…
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, dün konuyla ilgili olarak yaptığı son açıklamada, kırmızı ette üretim düşüşünün sürdüğünü, acil önlemin şart olduğunu bir kez daha vurguladı ve “Bu yılın üçüncü çeyreğinde kırmızı et üretimi yüzde 23,6, 9 aylık dönemde yüzde 11,2 azaldı. 2016 yılında 1 milyon 173 bin 42 ton olan kırmızı et üretimi, Eylül ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde 1 milyon 65 bin 105 tona indi” dedi.
Kırmızı etteki üretim düşüşünde başta gelen nedenin sığır eti üretimindeki düşüş olduğuna, koyun, keçi ve manda eti üretiminde kısmi artışlar yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, “Besi hayvanı ve yem maliyetini indirmeden ucuz et yemenin olanaklı olmadığı”nı belirtip uyarı ve önerilerini şöyle yineledi:
“Acil önlem şarttır. Üreticilerimiz acil olarak desteklenmelidir. Bizce en iyi önlem de besiye alınan sığıra 1000 lira destek vermektir. Bu destek, ahırları yeniden dolduracak, kırmızı et üretimini artıracaktır. En kısa zamanda harekete geçilmezse, 2010-2016 döneminde 5 milyarı aşan miktarda döviz ödediğimiz damızlık, besilik, kasaplık ve et ithalatımız çok daha yüksek rakamlara ulaşır. Et maliyetinin yaklaşık yüzde 60-70’inin besi hayvanı, yüzde 20-30’u ise yemdir. Besi hayvanı ve yem maliyetini indirmeden ucuz et yemenin imkanı yok. Üreticimiz, karkas etin kilogramını 27 lira 57 kuruşa mal ediyor, ortalama 25 lira 69 kuruşa satıyor. Bazı yerlerde satış fiyatı 23 liraya kadar iniyor. Ortalamaya baktığımızda bile üreticimizin karkasta kilogram başına zararı 1 lira 88 kuruşu buluyor. Hayvan başına zarar da 495 lira 93 kuruşa ulaşıyor. Bu zarar karşılanır, besicimize de hayvan başına 500 lira kar elde etme imkanı tanınırsa ahırlar dolar. Üreticimiz tedirgin, pazarlarda yaprak kımıldamıyor. Ahırları doldurma konusunda kararsız. Üreticiye, önünü görebileceği bir piyasa fiyatı oluşturmak, ithalat söylemlerinden vazgeçmek gerekir.”





