Eski bakandan Uzunyuva açıklaması

Arkeoloji Dünyası isimli bir kullanıcının Hekatomnos Anıt Mezarı ile ilgili sitemini yanıtlayan eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bakanlığı döneminde yaşanan gelişmeleri aktardı.

Eski bakandan Uzunyuva açıklaması

Arkeoloji Dünyası ismindeki bir sosyal medya kullanıcısı, geçtiğimiz pazar günü Hekatomnos Kutsal Alanı ile ilgili bir dizi paylaşımda bulundu. 
Hekatomnos’ta yaşananlara tarihsel bir gözle bakan kullanıcı şu ifadeleri kullandı: “İnsanlık tarihi açısından en önemli buluşlardan olan Hekatomnos Anıt Mezarı'nın talan edilmesinin hikayesi. Sadece tarihi ve arkeolojiyi olarak değil, ülkemizde meydana gelen bilimsel soygunlar açısından da çok büyük önem atfeder! 2010 yılına kadar, Karya'nın satraplarından Hekatomnos'a dair hiç bir somut bir iz yoktu. 2010 yılında bir ihbar geldi. Klasik dönemin muazzam ve kaliteli bir lahdi, soyguncu/hırsız definecilerden kurtarılır. Lahit, kabartmalı ve fresklerle bezenmiş bir mezar odasında bulundu. Ön yüzünde Hekatomnos bir veda sahnesinde, arka yüzünde oğlu Maussollos aslan avında betimlenmiş; lahit frizli olduğu için “Hekatomnos Frizli Lahdi” olarak ismi kaldı. Milas'ın Hisarbaşı Mahallesi'nde, Roma döneminde dikilmiş korint başlıklı sütun yıllardır kendi başına dikili durur. Sütunun üzerinde bir leyleğin yuva yapmasından dolayısı halk ona "uzunyuva" adını vermiş. Burada daha önceleri bir tapınak var zannediliyordu. Gelelim soyguna, sit alanı olan bölgede, birileri anıtın yakınında bulunan bir evi kiralar ve evin tabanında kazılara başlar. Kazılarda çıkan hafriyatı evin diğer odalarına doldurmuşlar. İki sene boyunca bu kaçak kazı devam etmiş. Odanın tabanına 12 metrelik bir delik açılmış ve ilk girdikleri odanın kral odası olmadığını anladıklarında kazılara devam etmişler. Ne kadar bilimsel bir soygun! O da yetmemiş, mezarın odasına girebilmek için tavanından 1.80 metre kalınlığındaki mermer, karot mermer delicilerle delinerek 80 cm çapında ikinci bir delik açılmış ve oda mezara ulaşılmış. Ha bu iş devam ederken, komşulardan evde gürültü olduğunu, giren çıkanın belli olmadığını, bir işler döndüğü ile ilgili polise şikâyet etmişler. Polis, şikâyete konu olan evin çevresinde gidip dolanmış ancak bir süre sonra polis de uğramaz olmuş. İki yıl sonra mezarda bir şey kalmayınca bir baskınla soyguncular yakalanmış ancak kendileri de kimler için çalıştıklarından haberi yokmuş. Dolayısıyla yurtdışına kaçırılan tüm eserleri kimlerin yaptığı, soygunun kimler tarafından finanse edildiği ve planlandığı belli değil. Bir kentin göbeğinde, tam merkezdir orası, tüm bu işler dönerken her gün şikayet gelen yerden, iki sene boyunca tarihin en büyük soygunlarından birinin yürütülmesi, çıkarılan devasa ve çok değerli parçaların, tonlarca ağırlıktaki lahit kapaklarının yurtdışına kaçırılması ve polisin "olaydan haberimiz yoktu" demesi, haklarında soruşturma açılmaması, bizim de bunu yememiz. Antik dünyanın 7 harikasından biri sayılan ve günümüze “Mozole” kavramını taşıyan,“Halikarnas Mozolesi”nden erken dönemde, aynı boyutlarda Mausolous’un(MÖ 377-351) babasına ait olan ve günümüze kadar ulaşabilmiş tek örnek olan 2400 yaşında Hekatomnos Anıt Mezarının çoğu eseri yok, kayıp ve hiç konuşulmuyor.” 


Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise şu sözleri kullandı: 
“Milas Uzunyuva’da Karya Satrabı Hekatomnos’a ait lahit, güncel zeminin 12 metre altında 2010’da bir ihbar üzerine bulundu. Gecekondu yerleşiminde geniş bir suç ortaklığı olmuş ve defineciler lahit odasına girmişler. Lahit odasından çalınanlar kısmen Denizli’de ve İskoçya’da bulundu. Milas’ta konuyla ilgili bütün birimler hakkında Cumhuriyet Savcılığı soruşturma yaptı. Lahit sağlam ve üzerindeki mermer işçiliği mükemmeldi. Alan tümüyle kamulaştırıldı. Yetkin bir bilim kurulu alanda uzun süre çalıştı. Araştırmalarla lahdin Hekatomnos’a ait olduğu saptandı. Lahdin mermer girişi ve içindeki işleme ve süslemeler iklimlendirmeyle korundu. Üst zeminde yapılan kazıda Roma dönemi mozaikler bulundu. Çevredeki özgün Milas Evleri de arkeolojik alanla ilgili işlevlendirildi. 2012 sonunda görevden ayrılana kadar çalışmaları bizzat takip ettim. Arkeolojik buluntunun bilgisine eriştiğimiz andan itibaren bütün süreç, basının ve Milas halkının görgü ve bilgisi içinde tümüyle şeffaf işledi. Alanda çalışmalar sürüyor. Arkeolojik alan içinde çok özgün, insitu bir müze oluşuyor. Muğla yöresine giden herkesin görmesi gerekir. Definecilerin yolu açmış olması elbet üzücü; ancak bulunanlar çöm önemli ve heyecan vericiydi. Hala daha öyle. Güncel zeminin 12 metre altındaki Hekatomnos Lahdi, 2010’da dünya arkeolojisinde yılın en önemli eseri olarak nitelendi. Bu olayı Sevgili Anadolu kitabımda ayrıntısıyla anlattım.”

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık