CHP Muğla Milletvekili Av. Akın Üstündağ’ın, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nda değişiklik öngören 10 adet Kanun Teklifini TBMM Başkanlığına sunduğu bildirildi.
Konuyla ilgili açıklamasında, Büyükşehir Belediyelerinin özellikle kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren görev ve sorumluluklarının kat kat arttığına dikkat çeken Üstündağ, uzun bir zamandır özellikle uygulamanın içerisindeki teknik elemanlarla birlikte yürüttükleri önemli bir çalışmanın ilk bölümünü tamamlayıp kanun teklifi haline getirdiklerini ve TBMM Başkanlığına sunduğunu belirterek, “Yaptığımız çalışmalar gösteriyor ki, 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Çevre Kanunu, Turizm Kanunu, Kıyı Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, TOKİ Kanunu, Özelleştirme Kanunu, İmar Kanunu, İskan Kanunu ve Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun acilen değiştirlmesi ve bu kanunların yürütülmesindeki ikincil mevzuatın bir an önce çıkarılması gerekmektedir. Bu kanunlarla ülkede çok başlı bir imar planı onama süreci yaşanmakta ve yetki karmaşası üst safhaya çıkmış bulunmaktadır” dedi ve açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sadece plan onaylama yetkisi ile kalınmayıp imar planları onaylandıktan sonra her türlü inşai veya fiziki veya uygulama projeleri de bu yetki karmaşası nedeniyle karmaşık hale getirilmekte, ‘uygun görülmesi’, ‘görüş alınması’ ya da ‘onaylanması’ gibi basamaklar yönetmeliklerle ya da plan hükümleri ile zorunlu hale getirilmektedir. Bu çokbaşlılık kaçak yapılaşmanın artmasına ve kontrol altına alınamamasına, altyapı tesislerinin büyükşehir ve ilçe belediyelerince planlanamamasına, merkezi idarenin yetkisinde olan imar planlarının zamanında merkezi idare tarafından yapılamaması bölgede düzenli yapılaşmalar açısından ciddi tahribata neden olmuş ve olmaktadır.”
Korunan alanlarda mahkeme kararları ile iptale konu olan imar planlarında yeniden işlem tesis etmeye bakanlık yetkili iken ve planı onaylayan kurum olmasına rağmen mahkeme kararlarının süresi içerisinde yerine getirilmemesinin yasalara güveni sarsmakta ve keyfiliği arttırmakta olduğunu dile getiren Üstündağ; “Örneğin Muğla İl sınırları içinde birçok kurum ve kuruluş her tür ve ölçekte imar planı yapma, yaptırma ve onaylama yetkisine sahiptir. Ancak kıyı bölgelerinde kıyı kenar çizgisi dikkate alınmaksızın ya da Kıyı Kanunu yürürlüğe girmeden önce yapılmış olan imar planlarının sorunları bir türlü çözülmemektedir. Öyle ki, zamanında yapılan imar planları ve bu planlara göre verilen yapı ruhsatlarına göre yapılaşan yapı sahipleri ile bu planlarda henüz yapılaşmamış olan parsel maliklerinin sorunlarının çözülmesi ise imkansız hale gelmektedir. Vatandaş elinde imar veya tadilat projesi kurum kurum dolaşmakta ve yıllara sari bir uğraş vermektedir” dedi.
Üstündağ, açıklamasında daha mahalle ve ilçe sınırları ile ilgili olarak yaşanan sorunlara da değindi ve “Mevcut haliyle sınırların hem güncel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olması hem de üst kurumlardan sürekli Büyükşehir Belediyelerine talep gelmesi nedeniyle sınır sayısallaştırılma çalışması kaçınılmaz hale gelmiştir. Her bir çalışma diğerini doğrudan etkilemektedir. En alt mahalli birimden başlayarak sınırların sayısal yani coğrafi olarak tanımlanabilecek konum bilgilerine sahip hale getirilmesi için yapılacak çalışma, sırasıyla mahalle, belediye, ilçe ve en nihayetinde İl sınırını etkileyecek olup çalışmanın hangi evresinde hangi kurumun karar alacağı hususu belirsizdir. İşte biz de bu noktada bir çalışma yapılmasının zorunluluğunu görerek çalışmalarımızı bu yönde başlattık. Coğrafi olarak tanımlanabilmek bu gün dünya’da gelişmişlik göstergesidir. Hükümet bu noktada kaplumbağa hızında çalışmaktadır. Gerek Tarım ve gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sadece Coğrafi Bilgi Sistemi ile görevlendirilmiş Genel Müdürlükleri bulunmaktadır ancak gel gelelim bu kurumların tarımsal işaretleme ve kent planlaması anlamındaki çalışmaları dar bir çerçevede sürdürülmekte ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamaların çok gerisindedir” dedi.
Üstündağ sözlerini şöyle tamamlanı:
“Bu çalışmalar tüm hızıyla sürecektir. Bu bir paket çalışmaydı, bundan sonra 644 sayılı KHK, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, 3194 sayılı İmar Kanunu, 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 5543 sayılı İskan Kanunu, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanununda değişiklik öngören bir dizi kanun teklifi yapacağım. Hükümet kısır döngüye girmiş Başkanlık tartışmaları ile vatandaşın feryadına kulak tıkamıştır. Cumhuriyet rejimi, getirdiği kanunların yeni uygulamalarla zenginleştirilmesini beklerken Başkanlık tartışmaları rejimi tıkamıştır. Burada söylenecek tek şey vardır: Başkanlık diyerek gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.”





